Seni Seviyordum
Sana uzak kentlerden birinde
Zamanın bir yerinde seni ve senli günleri anımsattı akşam güneşi...
Onca zamanın üstünde eskimeyen bir düşüncesin şimdi
İnsan her gün anımsar mı aynı gözleri
Seni seviyordum ve senin haberin yoktu
Saçlarını izliyordum uzaktan, kulağının arkasına düşüşü ve burnun,
Herkesten başkaydı
OTOPSİ
Ve gördüler ki zeytin kökünün altını damlamış kalbinin
gizli oyuklarına.
Ve kim bilir kaç gece mum ışığında uyanık kalıp günün
ağarmasını beklediği için, garip bir sıcaklık yayılmış
bağırsaklarına.
Ütopya önünüzde uzanan bir ufuk çizgisi gibidir. Siz ona doğru bir adım atarsanız, o sizden bir adım uzaklaşır. Siz ona iki adım atarsanız, o sizden iki adım uzaklaşır. İşte ütopya buna yarar, yürümeye.
~~ Seni Seviyordum ~~
Sana uzak kentlerden birinde,
Zamanın bir yerinde seni ve senli günleri anımsattı akşam güneşi.
Onca zamanın üstünde eskimeyen bir düşüncesin şimdi.
İnsan her gün anımsar mı aynı gözleri?
Seni seviyordum ve senin haberin yoktu.
Saçlarını izliyordum uzaktan, kulağının arkasına düşüşü.
Ve burnun herkesten başkaydı
"Hayat bir şiir ve şiir beni şimdi bir sınava tabi tutuyor, bana son dizeyi soruyor ya da ilk dizeyi"
Kitaba başlamadan önce bile karakterlere alışacağıma emindim, garip bir şekilde çekici bir yanı var böyle kitapların. Shemi Zarhin'in de bir sinemacı olduğunu ve ilk romanını elimde tuttuğumu öğrenince merakım daha fazla kabardı. Film yapımcılarının gözü, gözlem yeteneği, yazarlarınkine eşdeğerdir görüşünün somut kanıtıdır roman. Sürekli iç içe geçen hayatlar konu edinmesi beni biraz sıkıntıya soktu, yaşıyormuş gibi daraldım fakat bu akıcılığı asla aksatmadı. Sınav zamanlarımda kafam başka şey almayacak haldeyken sırf neler olacağını merak ettiğimden geceleri bir iki bölüm okuyup içim rahat uyuduğumu biliyorum. İçinde aşk geçen romanların sınırsız genişliği yoktu, aksine bunaltıcı yakınlaşmalar/uzaklaşmalar içeriyordu. Bu da benim hayatıma yeni ufuk çizgisi sağladı. Velhasıl, çok sayıda insanın aynı kitaptan farklı hikayeler okuyacağının bilincinde, bu kitabı da okumanızı ve kendi hayatınızdan bir şeyler bulmanızı istiyor/öneriyorum.
İkimiz de maviydik aslında. Sen deniz ben gökyüzü. Uçsuz bucaksız bir coğrafyada birleştiğimiz tek nokta ufuk çizgisi.. Öyle ki uzaktan bakınca birlikte, yakınlaştıkça sonsuz ve ayrı..
HEDEF
Martı balesinin uçuşan eteklerinde
Yeşeriyor eğilirken ince filizleri bahçemin.
Hedef! Gök-su ...
Eksiklenenler denizde bütünleniyor,
Sessizlik uyumunda büyüyen ufuk çizgisi eğiminde.
Karada, çoğulun tırnakları acımasız,
Gülün soluğunu kıskanan dikenler gibi ...
Hedef!
Yeşil bir kutuda birleşen iki beden,
Derinleşen ülkenin adsız mevsimlerinde,
Güneş ve ay tutulmalarında.
Hedef,
Yaşamı ölümden ayırmadan sürdürmede.
Ufuğun bitimsizliğine yakarı;
Birliği gökyüzü haritasına işlemek,
Hedefl
Suda bu işlemenin yansımasında ...