Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yazıcızade Ali, İbn Bibi'nin eserinin tercümesini bazı eklemeler yaparak padişaha sunmuştu. Bu Selçukname'de yer alan eklemelerde Yazıcızade, Osmanoğulları'nı Oğuz geleneğinden gelen bir tarih anlayışı içinde takdim etmeye çabalıyordu. Türkçe nesrinin güzide örneklerinden biri olan bu eser, IL Murad devrinde yazılan diğer tarih eserleriyle birlikte siyasi açıdan pratik bir amaca hizmet ediyordu. Bazı Osmanlı münevverleri, Kayı boyunun önceliğini vurgulayıp eski Oğuz ananesine göndermede bulunarak, Anadolu'da Osmanlı hakimiyetinin doğal ve meşru bir gelişme olduğunu kanıtlamaya uğraşıyorlardı. Bu çaba, hanedana karşı farklı bir siyasi oluşumun içine girebilecek güçlü uç beylerine "vazgeçilmez hanedan" imajını, geleneksel bir meşruiyet içinde hatırlatıyordu. Ayrıca bundan da mühim olarak, Timurlu Devleti'nin siyasi ve askeri heybetini koruduğu yıllarda büyük bir anlam taşıyordu. Bu tarihçilik geleneği, 15. ve 16. yüzyıl Osmanlı kroniklerine sirayet ederek, Oğuz-Türkmen geleneğine bağlılık düşüncesinin yerleşmesine ve Türkçenin edebi bir dil olarak güçlenmesine hizmet etti. Üstelik hanedanın kendisi de bu eski Oğuz-Türkmen hatıralarını açık bir şekilde benimsemede mahzur görmedi. Bu durum Osmanlı kimliğinin ayrılmaz bir parçası olacaktı.
Mitolojiden Gerçeğe: Osmanlı Devleti'nin Kuruluşu
Oğuz Han'ın büyük oğlu Gökalp ve onun oğlu Kayı Han'ın Osmanlı hanedanının ataları olduğu iddiası, 1440'ta Şahruh'un II. Murad'ı tâbi bir hükümdar saymasına karşı Yazıcızade Ali'nin Târih-i Âl-i Selçuk'ta ortaya attığı bir iddiadır. Osmanlı hanedanı, bu Oğuz Han-Kayı Han teorisini derhal benimsemiştir.
Sayfa 53 - Kronik KitapKitabı okudu
Reklam
Osmanlı sultanında evrensel egemenlik fikri değişik kaynaklardan gelir. Daha II. Murad devrinde yazılmış Yazıcızade Ali'nin Selçukname'sinde Osman Gazi'ün sözde Oğuz Han'ın büyük oğlu Günhan'ın oğlu Kayı soyundan olduğu için ucdaki Türk beyleri tarafından üstün hükümdarlığa seçildiği kaydedilir ve şu iddia eklenir: "Günhan'ın vasiyyeti Oğuztüresi mecibince Hanlık ve Padişahlık Kayı soyu varken özge boy hanlarının soyuna Hanlık ve Padişahlık değmez." Bu iddianın tarihi kaynağı ne olursa olsun Osmanlı hanedanı, egemenliğini meşrulaştırmak ve özellikle Timur ve oğullarının himaye ve üstünlük iddialarına karşı çıkmak için bu görüşü benimsemiş, II. Murad'dan başlayarak paralarda ve silahlarda Kayı boyu damgası kullanılmıştır.
Sayfa 110 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Yazıcızade Ali:
"Oğuz kavmi Türkistan'da iken şekilleri Moğol-çehre idi ve lehçeleri dahi onlara yakın idi. Çün İran-zemin ve Rum ve Şam'a geldiler, şekilleri Tacik-çehre ve dilleri revan ve yumşak oldu dirler."
Sayfa 21 - metisKitabı okudu
Şahruh döneminde tekrar beliren Timurlular tehdidi, siyasal bir bunalıma yol açmış ve bu süreç özellikle hânedanın kökenlerine vurgular yapılması yönünde refleksler doğurmuştur. Bu itibarla II. Murad döneminde Yazıcızâde Ali'nin Tevarih-i Âl-i Selçuk'una eklediği, hånedanı Oğuz Hân'a dayandıran şecere, dönemin tarihçilerini de etkileyerek Tevarih-i Âl-i Osman geleneğine yerleşmiş görünüyor. Osmanlı hânedanına etnik, dinî ve politik meşruiyet sağlamak kaygısıyla yapılan bu eklemeler, bir bakıma Yahşi Fakih geleneğinden sapma noktalarını da yansıtmaktadır. Söz konusu tarihlerde Osmanlı hânedanına, yalnızca köken bakımından değil, dini bağlamda da bir meşruiyet zemini yaratma girişimi görülüyor. Hanedanın kökeni Oğuz Hân'ın en büyük oğlu Gün'ün en büyük oğlu Kayı'ya dayandırılırken, diğer yandan da hânedan kurucusu Osman'ın, gelenek içerisine özenle yerleştirilen rüya motifleriyle Tanrı tarafından seçilmiş kişi olduğu kurgusu vücuda getirilmiştir.
Sayfa 26 - Kronik KitapKitabı okudu
Osmanlı'nın Kayı soyundan oluşu iddiası
Osmanlı sultanında evrensel egemenlik fikri değişik kaynaklardan gelir. Daha II. Murad devrinde yazılmış Yazıcızade Ali'nin Selçukname'sinde Osman Gazi'nin sözde Oğuz Han'ın büyük oğlu Günhan'ın oğlu Kayı soyundan olduğu için ucdaki Türk beyleri tarafından üstün hükümdarlığa seçildiği kaydedilir ve şu iddia eklenir: "Günhan'in vasiyyeti Oğuz türesi mucibince hanlık ve padişahlık Kayı soyu varken özge boy hanlarının soyuna Hanlık ve Padişahlık değmez." Bu iddianın tarihi kaynağı ne olursa olsun Osmanlı hânedani, egemenliğini meşrulaştırmak ve özellikle Timuroğullarının himaye ve üstünlük iddialarına karşı çıkmak için bu görüşü benimsemiş, II. Murad'dan başlayarak paralarda ve silahlarda Kayı boyu damgası kullanılmıştır.
Sayfa 110Kitabı okudu
Reklam
Ey Muhammed! Bu kitabı yazacağına bir insan yetiştirseydin!
Ankara'ya yolunun üs tünde Gelibolu var; Yazıcızâde Ahmed Bîcân ve Muhammed Bîcân kardeşlerin şehri. Ankara beklesin; önce onları yetiştirmeli. 9119 beyitlik "Muhammediyye" adlı eserini yazmalı Muhammed Bîcan. Hacı Bayram okuyunca kendisine takdim edilen kitabı, "Ey Muhammed! Bu kitabı yazacağına bir insan yetiştirseydin!" diye mırıldanmalı. Muhammed Bîcân bir "Ah!" çekmeli ki, kararıp simsiyah olsun "Ah!" ateşinden sayfaları kitabın. İnsana ihtiyaç var demek. Kelimeler diriltmeli ölü ruhları. Hem "Neden Türkçe değil!" diye serzenişte bulundu ya Velî. Hemen tercüme etmeli kardeşi Ahmet Bîcan, "Envârü'l Âşıkîn" adıyla kitabı Türkçeye. Her nefse meşrebine göre ilaç vermek kolay mı?
Sayfa 71
Türkiye Selçuklu tarihinin 1192/1280 yıllarını kapsamaktadır.
Sayfa 33
36 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.