Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Keşke biraz sürekli olabilse bu huzur anları! Ama yaşamın dokumasındaki enine ve boyuna iplikler gibi, durgun havalarda fırtınalar birbirine örülür, her huzur anının ardından bir bora gelir. Hiç geriye dönmeyen sürekli bir ilerleme yoktur. Son durağa varıncaya dek, insan adım adım yüreyemez. Çemberin sonuna geldik mi, yeni baştan başlarız. Yeniden çocuk, delikanlı ve yaşlı insan oluruz; hiç durmadan yeni yeni kuşkulara düşeriz. Bir daha yola çıkmamak üzere demir atacağımız son liman nerede? Nerede en bezginlerin bile bezmeyeceği dünya? Hangi mutlu gök katlarında? Sokakta bulunan çocuğun babası nerede saklı? Nikâhsızken ana olmuş, doğururken ölmüş kızların bıraktığı yetimlere benziyor ruhlarımız.
160 syf.
3/10 puan verdi
Denenmiş ama “eh” belki de “ehimsi”
Evet yerli bir bilim kurgu okuduk. Ayşe hanımı tebrik ediyorum öncelikle. Lakin bilim kurgu işi sanki biraz sevmekle, gönül vermekle mi oluyor diyelim? Ne bileyim bi Artur C. Clarke, bi Cesur Yeni Dünya okuyup, Galaksinin Otostopçu Rehberi olsun daha aklıma gelmeyen bir sürü eser sonrasında 2001: Uzay yolu macerasını, Interstellar’ ı, her filmlerini, bi black mirror dizisini izledikten sonra bana o kadar yavan geldi ki! Demem o ki, denemesi yapılmış ama çok basit bir kurgusu olan, bu da yetmezmiş gibi araya gezi olayları bilmem ne sıkıştırılmış vasat bir bilim kurgu kitabı.
Yarın Yok
Yarın YokAyşe Kulin · Everest Yayınları · 20231,242 okunma
Reklam
Dünya'da yeni teknoloji beş sene içinde gülüp geçeceğin bir şeydir yalnızca. Beş sene içinde gülüp geçmeyeceğin şeylere değer ver. Aşk gibi. Ya da iyi bir şiir gibi. Ya da bir şarkı. Ya da gökyüzü.
Sayfa 303
- Bu dünyayı yıkıp, yeni bir dünya kuralım ve üzerimizdeki miskinlik tozunu kaldırıp atalım!
Kendi yapaylığının tuzağına düşen şiddetten ne kaldı geriye? Tanrılar ile insanların, birbirlerinin hoşuna gitmeye çalıştıkları ve sırf bunun için şiddete fırsat veren kurban törenlerinin baştan çıkarıcılığından yararlandıkları dünya yok artık. Büyüye cazibe ve güç kazandıran, işaretlerle örneksemelerden gelen zekâdan da eser yok. İşaretlerde tersinen ve baştan çıkarma karşısında her zaman duyarlı olan bir dünya oluşturulabileceği varsayımı da yok oldu. Oysa, bu dünyada yalnızca tanrıları değil cansız varlıkları, ölü nesneleri, ölmüş insanları da baştan çıkarmak; sayısız ritüelden yararlanarak çevrelerine verebilecekleri zararı defetmek ve İşaretlerle onları büyülemek gerekiyordu... Bugün ise, kendimize yeni bir yön vermek ve kendimizi yeniden çevrime sokmak için kasvetli ve bireysel bir süreci, yas tutmayı tercih ediyoruz. Evren, kuvvetin ve kuvvet ilişkilerinin egemen olduğu bir evrene dönüştü; baştan çıkarma değil egemenlik nesnesi olarak boşlukta maddeleşti. Üretim evreni, enerjilerin özgürleştirildiği evren, yatırımların ve karşıyatırımların hareketlendirdiği evren, yasanın ve nesnel yasaların çekip çevirdiği evren, efendi ve köle diyalektiğinin evreni.
Dünya incitenlerle dolu. Ama olgunluk incinmemeyi bilmekte. Kin tutmamakta. Bağışlamakta. Şimdi içimde yün eğirir gibi bir sabır eğiriyorum kendime. Sövene dilsiz gerek diyerek. Öfkenin kör ateşini, içimin dehlizlerinde soğutup adam ederek. İnsan bu, bir sözden, bir halden, bir dudak kıvrımından inciniyor. Bazen bir susuştan, bir dalgınlıktan inciniyor. "Bir bulutun yer değiştirmesinden"alınıveriyor. Sen ol ki incinmemeyi başar. Sen ol ki inciten senin yüzünde yeni bir hayatı okusun. Ol ki öfkeden oklar saplanmasın ruhuna, ol ki intikam seni esir almasın. İnciten ne yaptığını bilmiyor ama bak sen biliyorsun. Bırak kin kindarların, hınç zalimlerin, kötülük kötü kalplilerin olsun.
Kemal Sayar
Kemal Sayar
Reklam
Ah sevgilim, birbirimize içten olalım Çünkü dünya hayaller ülkesi gibi önünde uzanır. Öyle çeşitli, öyle güzel, öyle yeni... Ama ne neşesi, ne sevgisi, ne ışığı gerçek Ne bir huzur, ne bir kesinlik, ne acıya çare var Büyüyen bir karanlık içinde Karanlık bir ovadayız.
RAB'DEN KORKUYOR MUYUZ?
Bu bölümün başlığı muhtemelen pek çok Hristiyan'ın üzerinde çok az düşündüğü önemli bir konuyu ortaya koyuyor. Üzerinde ne kadar da az düşünülse, bu (zarar görme pahasına göz ardı ettiğimiz) oldukça önemli bir konudur. Kutsal Kitap'ın Rab korkusu hakkında söyleyeceği çok şey vardır, ancak Hristiyanların büyük bir çoğunluğu bu kavramı
Sayfa 99 - GDKKitabı okudu
Dinleri gizil anlamda yok edilemez kılan şey, yandaşlarına kimlik bağlamında demir atacakları bir liman sağlamalarıdır. Tarihin çeşitli evrelerinde, daha yeni, daha "modern" dayanışmalar -sınıf,ulus- daha baskın çıkmış gibi göründü. Ama şimdiye dek, son sözü hep din söyledi. Onun kamusal alandan çıkarılıp yalnızca tapınç sınırları içerisinde tutulabileceği düşünüldü. Ne var ki dini belli sınırlar içinde tutmak, ona egemen olmak çok güçtü, kökünü kazımaksa olanaksız. Onu tarihin müzesine kaldırmak isteyenler birden kendilerini oraya vakitsiz biçimde sürülmüş buldular. Dinse müreffeh ve fatihti, hatta genellikle daha geniş alanlara yayılıyordu. Dünyanın her yerinde ve özellikle İslam ülkelerinde.
Sayfa 151 - Yapı Kredi Yayınları 14. Baskı, Eylül 2013- Çeviri: Orçun TürkayKitabı okudu
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.