Çocuklar, Gençler, Filmler Tıbbî, İlmî ve İçtimaî eserleriyle tanınan değerli sayla­vımız Dr. Osman Şevki Uludağ, yeni bir eser daha verdi: (Çocuklar, Gençler, Filmler...) Dikkatle okunduğu ve üzerinde ciddiyetle durulduğu takdirde Türk çocuklarının-hele son yıllarda pek âvâreleşen Türk çocuklarının - ruh, ahlâk ve karakterleri üzerinde
Kalevala destanı
Kalevala'nın, kahramanlar diyarının şiirlerini, folklor araştırmacısı Elias Lönnrot 1800'lerin ortalarında derlemiştir. Lönnrot, Fin ve Karelya halklarının, çoğu hiçbir zaman yazıya dökülmemiş olan, sayısız mit ve efsanesini bir araya toplamıştır. Basılı halde resmileşen bu şiirler, ulusun Rusya' dan bağımsızlığını ilan etmesine daha onlarca yıl kala, Finlandiya kültürü ve dilinin tehdit altında olduğu bir zamanda, tam ve eksiksiz Fin destanı haline gelmiştir. Bu şiirler yaratılış, kahramanlık, kehanet, şiddet ve ölüm temalarını işlerken, başka şeylerin yanında, kahramanların sahibine sonsuz refah getiren ve gizemli bir tılsım olan efsanevi Sampo'yu ele geçirme mücadelesini anlatır. Kalevala, ilk insan Vainamöinen'in ve ayrıca demirci İlmarinen ile savaşçı Lemminkainen'in maceraları anlatır. Şiirler yaratılış hikayesiyle başlar: Tanrıça İlmatar, hamileliğinin son aşamasında, henüz doğurmamış ancak doğum sancıları başlamış halde denizde uzanmış yatmaktadır. Orada, bir kuş kucağına yedi tane yumurta bırakır. Tanrıça hareket edince yumurtalar düşüp kırılır ve bu yumurta parçaları dünyayı oluşturur. Kalevala'da bu üç sihirli nesne önemli rol oynar: Sampo: un öğütür, tuz üretir, para basar Kantele: dinleyenleri büyüler ve onları derin bir uykuya daldırır Dokuma mekiğinden yapılan bir kayık kahramanları Pohjola'ya taşır.
Reklam
136 syf.
·
Puan vermedi
Bulgakov çağının ötesinde olması bir yana, kendine has sivri dili ile dar anlamda Rus edebiyatı ve geniş perspektifte Dünya edebiyatının en ayrıksı yazarlarının başında geliyor. Çok yönlü profesyonel çerçevesi ve geniş ilgi alanlarının eserlerine yansıması sonucu katmerlenen metaforlu dili de işin içine girince ortaya her anlamda bir imzaya dönüşen Bulgakov anlatım tarzı ortaya çıkıyor. Ölümcül Yumurtalar, Sovyet çevrede Bulgakov'u persona non grataya dönüştüren başlıca sebeplerinden başında geliyor. Bu satirik bilim kurgu romanı 1917 Rus Devrimi'ni ve Sovyet Rusya'yı bilimden kuvvet alıp mizahla sivrileştirdiği iğneleriyle lime lime etmekten çekinmiyor. Baş karakterimiz zoolog Vladimir Ipatyevich Persikov, Vladimir Ilyich Lenin'e nazire, Rusya'yı umutsuz ve beklenmedik bir çöküşe sürüklerken arka planda bizi Rus İç Savaşı'nın mirası, Gizli Servis, Sovyet karşıtı ülkelerin casusları ve bir deus ex machina olarak Kızıl Ordu bekliyor. Tüm bu "ciddi" meselelerin etrafında, minik amiplerden dev kertenkelelere uzanan spektrumda Bulgakov satirik ordusu cirit atarken oldukça akıcı bir romanın seline kendimizi çoktan kaptırmış oluyoruz. Son tahlilde Bulgakov okuyucusunu şehirden kırsala uzanan eğri büğrü raylarda yol alan bir Rus roller coaster'ına sinsi gülüşlü bir şöfor insafıyla terk edip seyrine bakıyor. Ölümcül Yumurtalar, Bulgakov'un cesur grotesk manifestosu olarak edebiyatın sonsuzluğunun en parlak köşelerinden bize dün de olduğu gibi bugün de gülümsemeye (ya da kahkaha atmaya) devam ediyor.
Ölümcül Yumurtalar
Ölümcül YumurtalarMihail Bulgakov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20193,773 okunma
33 öğeden 51 ile 33 arasındakiler gösteriliyor.