İşte zamanı bir amaç uğruna, tek hedef için kullanmak
büyük önem arz eder. Tek bir işin yapılmadığı çalışma dağınık bir çalışmadır. Oradan oraya uçar. Hatta tembellik
yapmaktan daha tehlikelidir çünkü en azından tembellik
insana kendini kötü hissettirir ama bu dağınık çalışma insanı işten soğutur. Şevkimizi, isteğimizi kırar; var olanı da
nefrete dönüştürür. François de Sales birçok işi aynı anda
yapmamak gerektiğini söyler. "Şeytan çok işi aynı anda
yapmamızı ama hiçbirini de istediğimiz gibi bitirmeyerek
kendimizi kötü hissetmemizi ister. Bazı vazifeleri tekrar
tekrar yapmaya çalışmak işten soğumamıza ve işin bitmemesine neden olur."
Ara tonlar beni zehirler, ihmal edilmek eziyet çekmeme yeter, kafamda kurduklarımın beni incitmemesi için, zorda kalınca sağ duyumu tam bir kendini beğenmişliğe dönüştürmemek için sık sık, pek çok kez bütün gücümü kullanmak zorunda kalıyorum.
Arkadaşlar diyelim bir yerden bir yere yürüyorsunuz. Bu yürüyüş sırasında sağa sola bakmak yerine Lailahe illallah zikrini söyleyelim veya Sübhanallah veya Elhamdülillah vb. Veya bir iş yaparken hem o işle hem de Allah'ın zikriyle meşgul olabiliriz. İki türlü de kazançlı olmak elimizde. Bu sayede yaptığımız her işte Allah'ın bereketi olur ve zaman sermayemizi en etkili biçimde kullanmış oluruz.
Epiküros ve Epikurosçu okulun mensupları da insan ruhunu dinginleştirmesinden dolayı boş zamanı değerli görmüşlerdir (Hunnicutt, 2006: 67).
Bu bağlamda insanın doğası gereği aradığı en yüksek hazzın ruhsal ihtiyaçları karşılayarak içsel denge ve dinginliğe ulaşmak (Cevizci, 2001: 249-50) olduğunu ifade eden Epiküros için insanın amacı, mutlu