Ötüken Dergisinin İşleri: Ötüken'e gelen şiirleri okuyup basılabilecek olanları seçmek de Atsız'ın işidir. Bu arada bir de roman yarışmasında jüri üyesidir: "Ötüken hakkındaki tenkitlerinde de haklısın ama ne yapalım? Eldekiler bunlar. Daha iyi şiir istiyorsun. Ben, bana gelen okkalarla şiirin en iyilerini seçip Sançar'a
Aylık Türkçü Dergi: Ötüken
15 Ocak 1964'te Ötüken dergisinin ilk sayısı çıktı. Ötüken başlığı altında "Her Ayın On beşinde Çıkar, Fikir ve Ülkü Dergisi" ibaresi bulunuyordu. Derginin sahibi Atsız, sorumlu yazı işleri müdürü Mustafa Kayabek'ti. Ötüken doğrudan doğruya Atsız'ın sahipliğinde çıkan son dergiydi. Ölüm tarihi
çil sal kuta bûn ku ji axa welêt cuda me
Dûrî heval û hogiran, him dost û bira me,
Welat çi xweşe, bax û bostan, tev çem û rûbar,
Lê ez bi xwe her evîndarê tehtên çiyame
Ew lat û zinar, tim keleha mêrxasên min bûn
çi qas di nava kuntarên wan ez geriyame
Cihek nîne ku wekî çiyan xurtî dide min
Di navçava wan qet venayêm wekî ziya me
û şta rûmeta bav û kalên me ew çiya bûn
Gava digehêm ber siya wan, giranbiha me.
Min hêvî heye, carek din derkevim ser wan
Bo doza welêt tê de bikim, an ne tewa me,
Yezdan! Bide min gorreke çak di ser siya wan,
Nizam çiqasder, bo daxwazek holê hêja me.
"Hemen avucuna saydım çil çil paraları. Buz gibi eridi valla. Görecektiniz ama ne komikti yüzü. İnsanlığımızın sağlayamadığı saygıyı, seri numaralı kağıttan banknotlar bir saydı ki, sorma gitsin."
Arzunun, diləyin hüdudu yoxdur,
Varsa sonu hanı, sərhəddi hanı?
Kimi qane olur sadə çit dona,
Kimi endirməyir, zəri-zibanı.
Elə ölkələr var ağırdır həyat,
Gün-gündən bazara bahalıq düşür.
Yoxsulun belinden, acın dalından,
Nə bir gün yük düşür, nə alıq düşür.
Birinin varıdır, o yeyir, geyir,
Digəri çıl-çılpaq, həm də qarnı ac,
Kimi daxma gəzir daldalanmağa,
Kimi hökmdarlıq, zərli taxtı-tac.
Malı mülkü olan bir yol demədi:
Çox şükür, varlıyam hər şeyim vardır.
Hər kim ola bilsə varına qane,
Mənim aləmimdə o bəxtiyardır.
Rıfat Ilgaz, ilk kez, 1944 yılının Mayıs ayının 24'üncü
gününde tutuklandı. Yargılaması tutuklu olarak yapıldı. 6
ay cezaya çarptırıldı. Bu cezanın nedeni Sınıf adlı şiir kitabıydı.
Bu şiir kitabına ilişkin "Esbabı Mucibeli Hüküm" yalnız
her hukukçuyu değil, her aydını da düşündürecek nitelikte. Yalnız hemen belirtmek gerekir ki,
Bugünkü Tarsus Amerikan lisesi ile Gaziantep Amerikan Hastanesi'nin sahibi Amerikan Bord adlı, "misyonerlik" teşkilatının çil çil altınları ile Anadolu'yu hristiyanlaştırmak amacıyla 1820 yılında ilk misyoneri İzmir'e geldi.
Şoparın sevinçten ağzı kulaklarına vararak ellerini havaya doğru açtı ve sırıtarak şu duayı tutturdu:
Yalvarırım Mevla'ya
Düşmeyesin belaya!
Düşesin genç yaşında
Bir gözleri elaya!
Arkadaşla ben: "Amin!"
Şopar:
Şoparlar oynar hampur
Dalemin (babamın) sırtı kambur
Ha versin Odel sana
Çil çil altın bir kalbur!
Biz: "Amin!"
Şopar:
Pınar başı serindir
Cin çukuru derindir
Bu çukurdan korkarsan
Şoparları sevindir!
Necip Fazıl da şiirin diliyle o tarihî tahassürü şöyle ifade etmiştir:
Şimdi dövün Sakarya, dövünmek vakti bu ân;
Kehkeşanlara kaçmış eski güneşleri an!
Hani Yunus Emre ki, kıyında geziyordu;
Hani ardına çil çil kubbeler serpen ordu?
Nerede kardeşlerin, cömert Nil, yeşil Tuna;
Giden şanlı akıncı, ne gün döner yurduna?
Mermerlerin nabzında hâlâ çarpar mı tekbir?
Bulur mu deli rüzgâr o sedayı: Allah bir!
Bütün bunlar sendedir, bu girift bilmeceler;
Sakarya, kandillere katran döktü geceler.