Rıfat Ilgaz'ın meziyeti, gürültülü mevzulardan kaçması, asıl sanatlık değerleri bulamadıkları
için, tantanalıı isimler ve sıfatları, önemli vakalar ve şahısları sıralamak suretiyle tesir yapmak isteyenlerin kötü geleneğinden kendini
kurtarmış olmasıdır.
Onda 'bazı cevherli genç sanatcılarımızın
zayıf tarafı' diye gösterebileceğimiz ' bohem ve 'snobluk' merakı
da çok şükür yok. O, her gerçek sanatkarda olduğu gibi, şahsiyetini silmek suretiyle bir şahsiyet sahibi olunabileceğini anlamış gö
rünmektedir. Şiirlerine konu ararken, uzaklara gitmek veya yükseklere çıkmak lüzumunu duymuyor, kendine en yakın muhitleri,
en iyi bildiği insanları ve nesneleri kafi görüyor. Bize ispat ediyor
ki, her hadise, en küçüğü, en ehemmiyetsizi bile şiirin mevzuu olabilir. Yeter ki bunu söyleyecek dili bulabilelim. Yeter ki, şiire, sırf
kendi duygularımızın dar çerçevesinden taşıp bütün insanlara ge
çebilecek cinsten bir çeşni verebilelim
Rıfat Ilgaz'ın şiirlerinde vakanın gerçekliğindeki ağırbaşlılığı ve sade, çıplak realizmi bulursunuz. Kin, gayz, nefret yok ... Belki birazcık alay var. Onun şiirlerinin asıl örgüsünü sevgi ve merhamet teş
kil edıyor. Basit, şatafatsız, gürültüsüz insanlar ... Fakat iyi insanlar ... "
(PERTEV NAİLİ BORATAV - Yurt ve Dünya, 15.3.1944)