İnsanın insana eziyeti, insanın hayvana eziyetiyle başlıyordu. " Öldürme " arzusu ilk önce hayvanların üzerinde test ediliyor, sonra insanların üzerinde uygulanır hale geliyordu. Hakir görme, nefret etme, işkence etme ve son olarak can alma... Ne kadar kolaydı! Hepsi yanlıştı, hepsi korkunçtu, hepsi günahtı. Bir insanın Allah'ı sevebilmesi için önce bütün canlıları sevmesi gerekmez miydi? Camide namaz kıldıktan sonra buraya kuş vurmaya veya hırsızlık yapmaya geliyorlarsa bu işte bir
yanlış vardı, hem de büyük bir yanlış...
Enes b. Mâlik (ra) anlatıyor:
"Sekiz yaşlarında iken Resûlullah'ın hizmetine başlamıştım.Bu sıralar Resûlullah'ın (sav) bana ilk öğrettiği şunlar olmuştu:
• Ey Enes! Namaz kılacağın zaman abdestini güzel ve dikkatlice al! Böylece Hafaza (koruyucu) melekler seni sever ve ömrün uzar (bereketlenir).
• Ey Enes! Cünüp olduğunda guslet
Asr-ı Saadet döneminde hangi ilkler var ise çoğunu yaşamıştır. Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem’den sonra ilk kez Kelime-i Tevhid’i söyleyen, Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)’in arkasında ilk kez saf tutup namaz kılan, ilk eşi ve malını Allah yolunda harcayan ilk mü’mine hanımdır.
Mü’minlerin ilk annesidir. İman yolunda öyle bir kıyam ortaya koymuştur ki, bu işin sadece erkek işi olmadığını âlemlere gösteren ve hanımlar âleminin en şereflilerindendir.
Şehrin bu kısımları, artık neredeyse kimsenin gitmediği tarihi camilerle dolu. Hâlâ bakımları yapılıyor, çürüyüp gitmeleri engelleniyor. Namaz saatlerinde, bazen içeridesessizce ibadetini yapan birkaç kişiye rastlanıyor. Ama çoğunlukla hiç kimse olmuyor.
Dindarlar salgından daha çok etkilendiler. İstatistiksel olarak böyle bir veri var, nedeni tam anlaşılamasa da. Bir düşünceye göre dindar insanlar, genel olarak inanmaya daha eğilimli oldukları için, abuklamaya karşı kendilerini korumakta zayıf kaldılar. Hastalığın varlığından haberdar oldukları halde, dini içerikli konuşmaların, vaazların, hutbelerin hastalık taşıyabileceğinden şüphelenmediler ya da bundan şüphelenmekte geç kaldılar. Üstüne üstlük salgının ilk günlerinde oluşan panik hali, özellikle muhafazakar kesimleri; interneti, akıllı telefonları ve salgının yayılmasından mesul gördükleri her türlü şeytan icadını düşman belleyip dine daha çok sarılmaya yöneltti. Böylece dinsel kaynaklardan gelen tehlikeye karşı iyice savunmasız kaldılar. Sonuçta dindar kesimlerde büyük bir kıyım oldu.