DİN VE PARA BELASI İNSANLIĞIN SON İBRETİNİ YAŞATTI
Sömürgecilerin iki temel araçları var;
Biri din, diğeri para!
Din ile beyin yıkar, uyuşturur görünmeyeni satar, para ile görünen madde gücü kimin elinde ise satın alır.
“Şaşırmak ve şaşırtılmak her zaman için bir kişilik testi olarak kullanılır. İnsanın sonsuza dek sürmesini dilediği güzel bir kış öğlesinde zorluk baş gösterince, testin zorluğu çok iyi anlaşılıyor.”
Sayfa 26 - Yeryüzü YayınlarıKitabı okudu
Okul, eğitim için ayrılan parayı, insan kaynağını ve iyi niyeti kendisi adına sahiplenir
Sokrates saf etiği öne sürerek, iyile
rin mutlu olduğunu savunurken, Platon daha ziyade, adil olmayanların mutsuz olduğuna inanıyordu. Ona göre ancak adil bir toplum oluşturulduğu zaman herkes kendini iyi hissedecektir.
Ben bu nesilden olmak için mantıklı sebepler arıyorum, bulamıyorum. Gerçekten nesilden nesile daha da kötü bir hâl alıyor içinde bulunduğumuz durum. Çalışan, amacı olan, gelişim odaklı düşünen, kendine katkı sağlayan, her daim oturduğu yerden teknolojiyle entübe olmayan ve en önemlisi insani duygulara sahip olan insanlarla yaşanılabilir kılabiliriz hayatı. herkes kendinden başlarsa gelecek nesiller beynini kullanmakta zorlanmaz ve kaygısız bir hayatın temellerini atma konusunda sorun yaşamaz.
Kendiniz için yaptığınız iyi bir şey yaşadığınız toplum için ve de geleceğini belirleyeceğiniz insanlar için çok önemlidir.
Günün sonunda kötü olanın kafasını yastığa koyarken ki vicdan rahatlığı daha fazladır.
Çünkü toplum iyi olanı seçmez. Kötünün sırtını sıvazlar.
Fikrimce kötülük toplum için müstehaktır.
Din içinde kaybolmuşluk
Yabancı bir devlete karşı savaş mı oluyor, yurttaşlar nazlanmadan savaşa giderler, hiç biri kaçmayı aklından bile geçirmez; hepsi (din veya kültür) ödevini yerine getirir, ama Utku tutkuları yoktur. Yenmekten çok ölmesini bilirler. Yenmiş, yenilmişler umurlarında değildir, onlara neyin gerektiğini ulu Tanrı onlardan daha iyi bilmez mi?
Sayfa 132Kitabı okuyor
Fransız mühendislerden kurulu bir ekip, Kuzey Denizi’nde, azgın dalgaların ortasında, ilk denizüstü petrol platformunu kuruyor. Çalışıp
çalışmayacağını kimse bilmiyor, ama her şey süratle yapılmak zorunda. Ekipbaşı, yirmilerinin başlarında görünen bir kadına, altmış metre yüksekliğindeki kulenin tepesinde bir sorun olduğunu söylüyor.
Kadın hiç
Sayfa 152 - AyrıntıYayınları, Dördüncü Basım 2010Kitabı okuyor
