Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
152 syf.
8/10 puan verdi
Doğrudan yazarın içinden gelen yazılar her zaman farklı bir yere sahip bende. Bu da onlardan biri. Yaşlılığında yalnızken yazmış kitabı ama sadece dert yakınmaktan ibaret değil. Hatta tam tersine o kadar farklı noktalara değiniyor ki, kitap yalnızlıktan bahsedecekken,yalnızlık filtresi ile yaşamdan bahseder bir hale bürünüyor. Ve kendisinin de söylediği gibi işin biraz acıklı olduğu kısımlarda bir şaka ile bu durumu geçiştiriyor. Günün sonunda kendisine acıma duygusuyla bakılan bir ihtiyar değil de insanoğlunun sayılıp sevilebilecek bir üyesi oluyor. Sayılıp sevilebilecek dedim ama bencil oluşuna dair söyledikleri, kendimden de bildiğim üzere pek de hayırlı bir yere çıkmıyor. Ama neyse o bahsi açmayalım şimdi. Yaşlı yalnızlığına dair çok sevdiğim iki şarkı var. Biri Barış Manço'dan Ömrümün Sonbaharı'nda. Kitap bu şarkının tonunda ilerler sanmıştım ama sonradan, bildiğim diğer şarkıya daha çok uydu: Moğollar-Çaya Kaç Şeker
Tek Yalnız Ben Değilim
Tek Yalnız Ben DeğilimJean-Louis Fournier · Yapı Kredi Yayınları · 20213,769 okunma
288 syf.
·
Puan vermedi
Ayşe Hümeyra Ökten Üzerinden Babası ve Devri Üzerine...
Hatıralar tanıdığımız zatları daha iyi tanımamızı sağlayan bir tür. Biliyorsunuz ben de bu türe biraz düşkünüm. Toprağın altındaki tanıdıkları artırma faaliyeti de denebilir. Toprağın üstündekilerden beklenen verim elde edilmeyince bu alana yöneldik diyerek ofansif bir mizah da yapalım.. Neyse, bir konumuza başlayalım. Ayşe Hümeyra Ökten
Dindar Bir Doktor Hanım
Dindar Bir Doktor HanımAyşe Hümeyra Ökten · Timaş Yayınları · 20191,246 okunma
Reklam
24 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
2 saatte okudu
Kahve yanı çikolatası gibi bir kitap:)
Tüm Türklerin ve insanların bence okuması gereken hap bir kitap. Öyle şeker ve tadında ki.Türklerin, düşünce tarihine olan katkılarını öz bir şekilde hemen öğreniyorsun Ya da hatırlıyorsun. Çok değerli insanlar çıkmış bizim içimizden. Gurur duyuyorsun. Günahı ile sevabı ile onlar bizim insanımız. Sadece bize değil tüm dünyaya dokunmuşlar. Ve hala günümüzde de dokunmaya devam ediyorlar. Farabi, İbn Sina, Beyruni, Mevlana, Yunus Emre gibi nice insan Ufuk açmış ve açıyor. Allah sayılarını arttırsın. Bize sadece bilim adamı değil ilim adamı da lazım. Bu isimler gibi Bilim ve ilim birlikte olsun nefis olsun. Daha ne olsun..:)
Türklerin Felsefe Kültürüne Katkıları
Türklerin Felsefe Kültürüne KatkılarıMehmet Aydın · Atatürk Kültür Merkezi Yayınları · 19854 okunma
57 syf.
·
Puan vermedi
Kırgız edebiyatçı Cengiz Törökuloğlu Aytmatov, her ne kadar eserlerini Rusça vermişse de Türk dünyasının ünlü yazarlarındandır ve eserlerindeki mekan genellikle Türkistan olduğu için de Türk kültürünün zenginliğini dünyaya tanıtmıştır. Türk dünyasında olduğu kadar dünyada da hatırı sayılır bir okur kitlesi olan Aytmatov kısacık hikayelerle müthiş vurgular yaparak okurunu kalbinden vurmayı becerebiliyor. Bu biraz da kendi hayatıyla ilgili; 12 Aralık 1928 tarihinde Kuzeybatı Kırgızistan'daki Talas eyaletinin Şeker köyünde doğan Aytmatov'un babası Törekul Aytmatov, Sovyet Kırgızistan'ında bir bürokrattı fakat Stalin'in Büyük Temizliği kapsamında 1937'de tutuklandı ve 1938'de kurşuna dizilerek öldürüldü. Aytmatov daha 9 yaşında babasız kalmıştı. Avalbek gibi, Yıldırım Sesli Manasçı gibi... Bir Tatar kızı olan annesi Nagima Hamziyevna Abdulvaliyeva tiyatro aktrisiydi. "Asker Çocuğu" hikayesinde izlediği gibi... Aytmatov böyle temalar üzerine gitmeyi seviyor ve her ne kadar okuruna acı çektirse de bunda muvaffak oluyor. Ceyengül'ün düşüncesizce söylediği o masum yalanı, Avalbek'in "babamdı o benim" sözleri, Manasçı'nın yurt-çadır diken babasını kaybetmesi Zeynep Apa'nın yalnız kalışı gözlerimi yaşartmaya yetti. Kim bilir belki bir gün Issık Köl'e akıtırım bu gözyaşlarını.... Talihsiz milletimin acısını yüreğimde taşırken, vuslatın sevincini ve hüznün acısını karıştırarak ağlarım orada...
Yıldırım Sesli Manasçı
Yıldırım Sesli ManasçıCengiz Aytmatov · Ketebe Yayınları · 20212,058 okunma
224 syf.
·
Puan vermedi
ANADOLU TARİHİ...OKUNMALI
Selçukluda ;İlim dili arapça,edebiyat ve devlet dile dili farsça,konuşma dili ise türkçe idi. Birbiri ile huzursuzluk/savaş içindeki beylikleri Osmanlı devleti bir araya getirdi. Ahiler esnaf, halk üzerinde örnek eğitim ve sanat donanmada çok etkili oldular. Alperenler ;savaşçı dervişler, Miskin Yunus değil ,misyon sahibi derya Yunus ve benzerleri örnek hayatları ile ışık oldular .Aydınlattılar. Ordulardan önce bu örnekler adanmışlar ön açtılar ordulara. Adaletli uygulamalar da kendiliğinden bu toprakların gayr-ı müslim halkının önce gönlünü feth etmiştir. .... Bu toprakların tarihi.Şiddetle tavsiye ederim.
Fetihlerle Anadolu'nun Türkleşmesi ve İslamlaşması
Fetihlerle Anadolu'nun Türkleşmesi ve İslamlaşmasıMehmet Şeker · Diyanet İşleri Başkanlığı · 201130 okunma
191 syf.
·
Puan vermedi
İSLAM ANADOLUDA NASIL HAKİM OLDU
Anadoluda bizden önce mezhep çatışmaları , yağmalar ve zulümlerden bunalan yerli halk islamı doğru temsil eden ecdattan çok hoşnut olarak müslümanların fethine yardımcı olmuşlardır. Din değiştirmeye zorlanmadan bir arada dostça yaşamışlardır.İslam kültürü paylaşma, yardımlaşma üzerine , batı kültürü ise sömürü ve yığma,yağma üzerinedir. Tavsiye edilir.
Anadolu'da Bir Arada Yaşama Tecrübesi
Anadolu'da Bir Arada Yaşama TecrübesiMehmet Şeker · Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları · 201211 okunma
Reklam
192 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Merhaba şimdi Dostoyevski nin meşhur kitabı olan "insancıklardan" bahsedeceğim. Bu kitap yazarın ilk eseriymiş. Yazar eseri bitirir bitirmez arkadaşı Grigoroviç a okutmuş, o da eserden o kadar etkilenmiş ki romanı gecenin bir yarısı döneminin önemli şairlerinden Nikolay Nekrasov'a götürmüş. Nicolas bu eseri "başyapıt" olarak tanımlayıp ertesi gün romanı döneminin saygın eleştirmenlerinden Belinski'ye götürmüş ve o da bu roman için: " İki gündür kendimi bu kitaptan uzaklaştıramıyorum. Yeni bir yazar, yeni bir yeteneğin kalemi bu; onu tanımıyorum, kimdir, neye benzer bilmiyorum ama bu roman Rusya'da hayatın sınırlarını öyle kahramanlara veriyor ki bize, bundan önce hiçbir yazar bu kadarını düşlerinde bile göremezdi... Rusya yeni bir Gogol kazandı. " demiş. Yani Dostoyevski çoğu yazarın aksine ilk romanı ile tanınan bir yazar olmuş. Buraya kadar vikipedi bilgileri ile romanın neden bu kadar önemli olduğundan bahsetmek istedim. Peki bu roman ne mi anlatıyor...Romanda birbirinin yarasına ilaç olmaya çalışan iki insanın mektuplaşmalarını okuyoruz. Vararak adlı genç kadın ve Makar isimli ihtiyar delikanlı birbirlerinden başka yardım alabileceği neredeyse hiç eşi dostu olmayan iki insandır. Kıt kanaat geçinmektedirler ve tüm imkansızlıklara rağmen yeri geldiğinde birbirlerine bir kilo şeker hediye etmek için kıyafetlerini satmaktan çekinmemektedirler. Kitabı okurken karakterlerin içinde bulunduğu yoksulluk insanın içini acıtıyor..Karakterlerin yaşadığı acıları, sevinçleri ve tutundukları umudu çok güzel kaleme almış yazar. Ben beğendim
İnsancıklar
İnsancıklarFyodor Dostoyevski · İlya İzmir Yayınevi Matbaası · 200562,1bin okunma
584 syf.
·
Puan vermedi
Konu, ilaç sektörü, “modern” tıp ve insan sağlığı. Eser, alışageldiğimiz üslubuyla bir Soner Yalçın klasiği. Kitap boyunca hız kesmeyen bir tempoyla tarihî vakalar, komplolar, teoriler, isimler, şirketler, yerel/küresel kurumlar, ilaçlar, tedaviler, son iki yüz yılda alternatif (tamamlayıcı) tıbbın “modern” tıp karşısında inanılmaz derecedeki
Kara Kutu
Kara KutuSoner Yalçın · Kırmızı Kedi Yayınevi · 20191,449 okunma
110 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Varlığımızın ana kaynağı köydür: Yemen çöllerine onu gömdük. Arnavutluk dağlarında o yatıyor. Sarıkamış, Çanakkale odur. Sakaryanın aynasında onu görürüz. Köyde davul, sınırdaki toplarla beraber gümbürder. Sel, onun yuvasını basar. Dolu, onun tarlasını bozar. Çe­kirge, onun mahsulünü biçer. Güneş, onun toprağını ya­ kar ve sıtma, sapsarı derisiyle onun kemiklerine yapışır. Köyün gıdasını şehrin kursağına, köyün yakıtını şehrin ocağına onun sırtında taşırız. Şu gözleri hasetle açılmış apartmanların harcını onun alın teri yuğurdu. Şu yataklı vagonların yumuşak havası içinde geçtiğimiz sarp dağları onun pazısı deldi. Şu ka­loriferlerimizde yanan kömürü, yeraltı zindanından onun kazması söktü. Ekmeğimizdeki buğday o, tenceremizdeki pirinç o, çayımızdaki şeker odur. Edebiyatta onun bir adı var: Mehmetçik! Onu kaldırınız,'Türk tarihi kalmaz.
Sarı Çizmeli Mehmet Ağa
Sarı Çizmeli Mehmet AğaYusuf Ziya Ortaç · Akbaba Mizah Yayınları · 195616 okunma
104 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.