Vehhâbî Necid'in tarihi, önce tutku ve samimiyetin kanatları üzerinde yükselen, sonra da kendini beğenmişliğin, bağnazlığın üzerinde yükselen, uçurumunda, ikiyüzlülüğün kaypak zemininde sürünen dinsel bir düşüncenin tarihidir. Çünkü, tevazu ve samimiyetini yitirdiği an, erdem, artık erdem olmaktan çıkmıştır. Tipkı Hârût ve Mârût'un hikâyesinde olduğu gibi...