Şimdiye dek kalın olup da içinde gereksiz bölüm barındırmayan bir tane bile kitap okumadım. Bronz Atlı’yı aşırı sevmiş biri olarak ne yazık ki beklentimin altında kalan bir kitap oldu Tatyana ve Alexander. İlk kitaptaki duyguları bulamadım, acı vardı evet ancak ilk kitap kadar umutsuz hissettirmedi. Alexander’ın geçmişini anlattığı bölümlerde sıkıldım mesela, Bronz Atlı flash back sahnelerinde de aradığımı bulamadım. Hepsi geçiştirilmişti. (Muhtemelen yazar kendine aralık kapı bırakmak istedi, belki ilk kitabı Alexander’ın anlatımıyla yeniden yazar) en büyük hayal kırıklığım ilk kitapta Daşa “Kardeşime ne zamandan beri aşıksın?” diye sorduğunda Alexander’ın hislerini merak etmem ve kitabın bu merakımı giderememesiydi . Ama merak etmediğim ne kadar detay varsa kitabın içindeydi. Hatta büyük bir kısmı Alexander propagandası gibiydi, sürekli övgü- yüceltme. Tatyana cephesinde de işler pek değişmedi. Verdiği mücadele, taşıdığı umut iyi ancak olayların büyük kısmının altı boş. Kitabın büyük kısmı boş. Güzel miydi güzeldi ancak bir Bronz Atlı değildi. Olamadı. Hatta yaklaşamadı bile... İlk kitap hatırına 7 puan veriyorum yine de. Çünkü benim için bu serinin vasat sayılabilen kitabı bile diğer çoğu kitabın üstünde.