"Oysa namaz, Allah'a selamla başlar selamla biter. İyiliğin ve kötülüğün, sevabın ve günahın, neşenin ve kasvetin tam ortasında, ikisine de selam verip ikisine de eşit mesafede durarak tamam olur. Ve âmin dersin. O makama giden yol duadır. Hiç kimse daima kıyamda ya da secdede kalamaz. Tekrar kanayan bir yara, ziyandasın diyordur. Yarayı açan aşk, tekrar kanatan zulüm, yarayı bilmek ilim, kapamak marifettir. Bir aşk marifet makamında tamam olur. Âlim kendini, arif seni bilir."
Sayfa 80
Tamah ve hırsa uyup nefs ile makhûr olma, Rahatın boşunadır, nam-ı meşhur olma. Sohbet-i arif-i billaha eriş, dûr olma. Saltanat-ı mesned-i dünya ile mağrur olma!
Reklam
İslam Dini, Kur'an ve hadislere dayanan, hak ve meşru mezhepleriyle bir buçuk milyar insanın inandığı istikrarlı bir dindir. Durum böyleyken " ille de ılımlı islam " dayatmasıyla ne yapılmak isteniyor? " Ilımlı İslam " kavramı aynı zamanda, Kuran'daki İslam'a da aykırı düşer. Süleyman Arif Emre'nin Milli Gazete'de yazdığına göre: " RTE, Bush tarafından ortaya atılmış olan BOP'u yürütmekle görevli bir EŞBAŞKANDIR. " Tercüman Gazetesi yazarlarından Ergun Göze, (6 KAsım 2005) köşesinde şunları yazmıştır: "Hele şu İbrahimi Dinler safsatasına ne demeli? Açın Allah'ın kitabını Ali-İmran suresinin 65-69.ayetlerini okuyun: " Ey Ehli Kitap! Niçin İbrahim hakkında tartışıyorsunuz? Oysa Tevrat da, İncil de ondan sonra indirlmiştir." İbrahim Yahudi de değildi, Hristiyan da değildi... Fakat o muhavvit bir Müslüman idi..." " Ne hikmetse bu hep böyle olur, işler önce ihlasla başlar, sonra finansla biter..."
Sayfa 476Kitabı okudu
Anadolu Beşikler vermişim Nuh'a, Salıncaklar,hamaklar, Havva Ana'n dünkü çocuk sayılır, Anadoluyum ben, Tanıyor musun?
"Seni mektupla da olsa öpmek büyük şey" diyor Ahmed Arif. Bu yüzden naftalin kokulu mektuplar gönderdim sana... Sevgilim, Kokun ne kadar da İstanbul... İçime çekerken seni esip geçiyor içimde hatıralar. Dokunuşların dalgalanıyor yüreğimde. Umuttur, gözlerinin ormanında koşmak delice, ve ellerinin beyazlığını gündüz bilmek senin.. Sen yine de gözyaşlarını gece, hüznünü katran karası et günlerime. Hiç şikayet etmem, Ve bilesin ben ne kadar özlersem o kadar da aşık olurum sana hanım eli kokarken bahçelerde, bir bardak çayın deminde özlemini solurken... Seni anlatırken yüreğimdeki İstanbul'a. (Tanıtım bülteninden )
Sayfa 153 - TruvaKitabı okuyor
Öyle örnek bir çift göster ki evlilik hayatında ihtiyaç duyduğumuz bütün dersleri onların birbirlerine olan örnek davranışlarına bakıp alalım diye bir sual eğer bana sorulsaydı soruyu sorana cevabım tereddütsüz Efendimizin (s.a.v) Hz. Hatice ile yapmış olduğu evlilik olurdu. Bu iki yüce insanı bir araya getirip kendi çatısı altında buluşturan aile ismini verdiğimiz kutsal müessese kendi hakkını bu ölçüde eda eden ikinci bir çifte zannediyorum ki insanlığın var olduğu günden bu yana rastlamamıştır, arkalarından yaşanmaz bir evlilik bırakmaları münasebetiyle de bundan sonra rastlanması mümkün olmayacaktır.
Reklam
Aslında Kur'an bizlere İsmail gibi çocuk Hacer veya Sare gibi eş mi istiyorsun o zaman İbrahim gibi baba ve eş ol demektedir. Bu ailenin bu kadar nitelikli hayat sürmesinin sırrı aile fertlerinin sahip olduğu Allah'a olan sevgileri, Allah'a olan itaatleri, Allah yolunda yaptıkları fedakarlıklar ve Allah'a olan itimatlarıdır. Bu hususiyetlerin varlığı iletişim problemlerinin yaşanmadığı sevgi dolu bir ailenin oluşumuna sebep olmuştur.
Kur'an'da anlatılan kıssaların her biri günümüz insanının altında ezildiği problemlere çare olabilecek mühim şifa kaynaklarıdır. Hayal dünyamıza kurulan sahnelerde ders almamız için sergilenen hikmet dolu bu hadiseler, tarihi bilgiden ziyade birer eğitim rehberi oldukları için kitapta yer bulmuştur. Helak edilen kavimler Allah'a asi olmak, ahlaksızlık, kibir ve zulüm, dünya hayatına düşkünlük gibi birden fazla sebep yüzünden, diğer insanlara ibret olması için yok edilmişlerdir.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.