"Artan özgüven utangaçlık ve korkaklık seviyesini azaltır."
Sayfa 147 - Martı YayınlarıKitabı okudu
"Köpeklerin üretici dilleri zengin ve çok yönlüdür; farklı seslerden, yüz ifadelerinden, koku yaymaktan ve karmaşık vücut konumu ve hareketlerinden oluşur."
Sayfa 161 - Martı YayınlarıKitabı okudu
"Yanlış iletişim kendi türümüzün üyeleri arasında da yaygın."
Sayfa 161 - Martı YayınlarıKitabı okudu
"Köpeklerin farklı durumlarda farklı insanları uyarmak için çoğu zaman farklı yöntemleri vardır."
Sayfa 160 - Martı YayınlarıKitabı okudu
İngiliz tarihçi Arnold J. Toynbee, 1922'de yayımladığı The Western Question in Greece and Turkey adlı eserinde uzun uzun Misak-ı Milli'nin önemi üzerinde durur. Ant'ın Fransızca ve İngilizce metinlerini verdikten sonra parantez içine büyük harflerle "Osmanlı İmparatorluğu öldü. Yaşasın Türkiye" sloganını ekler.
Sayfa 357 - İKİNCİ CİLTKitabı okudu
04.11.2022
Pazar/ 12.29
Bir Köpeğin Gözlerinden kitabı 
Jennifer Arnold tarafından Ağustos/2010 yılında yazılan köpekleri ve onları anlamamızı sağlayan kendi tecrübe ve deneyimlerine dayanan bir Otobiyografik bir kitaptır.
Yazar, Georgia/ Amerika'da 'Köpek Yardımcıları' adında bir köpek eğitim okulu kurmuştur. Ve bu okulda fiziksel hastalıklar, epilepsi veya özel ihtiyaçları olan genç olsun yaşlı olsun insanlara yardım etmek üzere köpek eğitimi verir.
Bu kitabı okumanın en büyük nedenlerinden biri Konya'da bir hayvan barınağında köpek(lerin) kürek ile katledilmesi videosunu izledikten sonra karar vermeme yardımcı oldu.
Allah'ın yarattığı bu sessiz kulları anlamam için böyle bir kitabı okumak çok güzel bir vesile oldu bana da.
-Köpeklerin ataları kimdir?
-Köpeklerin dilini veya bize anlattıklarını nasıl anlayabiliriz?
-Köpeklerimize nasıl bir eğitim vermeliyiz?
-Köpek yetiştirmenin püf noktaları nelerdir?
-Hangi davranış bize ne anlatır?
vb...
gibi birçok konuya değiniliyor. Kitabı köpek sahibi olmak isteyen veya evcil hayvanı (köpek) olan insanların yararlanması gereken önemli bir kitoa olduğunu söylemeliyim.
İyi okumalar dilerim şimdiden...:)
Kurumlar ve kurumsallaşmış toplumsal ilişkiler
..kurumsallaşmış toplumsal ilişkiler hem soğuk hem de pamuk ipliğine bağlıdır. İnsanlar bunlar içinde hiçbir zaman kendilerini kişisel ilişkiler içindeyken hissettikleri gibi rahat hissetmemişlerdir. Kurumlar daima hükmünü yürütememe ve işlemez hale gelme riski altındadır ve bu nedenle bunların sürekliliğini sağlamaktan sorumlu yetkili kişiler her zaman baştan çıkıp, kurumların sıkça yaratmayı beceremediği gönüllü elbirliği yerine, baskı yoluna sapmaya eğilimlidirler.
Sayfa 713Kitabı okudu
1773-1973 arasındaki iki yüzyıl boyunca meydana gelen en son ilerleyiş, İnsan türünün servet ve gücünü bir hayli artırmıştır. Ayrıca İnsan türünün kötülük yapmaya yönelik fiziksel gücüyle bu güçle başa çıkmaya yönelik manevi kapasitesi arasındaki "ahlaklılık uçurumu" Cehennemin mitolojik ağzı kadar alabildiğine açılmıştır. Son 5.000 yıl boyunca, "ahlaklılık uçurumunun" derinleşmesi insan soyunun kendini feci yıkımlara maruz bırakmasına yol açmıştır.
Sayfa 712Kitabı okudu
İnsan türünün gerçekleştirdiği birbirini izleyen teknolojik ilerlemelerden en önemlisi, Neolitik Çağ'da köpeğin dışında başka hayvanları evcilleştirmesi ve tarımın icadı olmuştur. Tarım ve hayvancılık, halihazırdaki Sanayi Devrimi dahil, müteakip bütün teknolojik ilerlemelerin yanı sıra bugüne kadar yükselip çöken bütün uygarlıkların hayat tarzlarına zemin hazırlamıştır.
Sayfa 710Kitabı okudu
Gelecek sezilemez çünkü henüz vücut bulmamıştır; saklı imkanları sonsuzdur ve bu nedenle gelecek geçmişten anlam çıkarılarak tahmin edilemez. Geçmişte baş gösteren herhangi bir şey, hiç şüphesiz, koşullar aynı kaldığı takdirde, tekerrür edebilir. Ama geçmişte kalan bir vakıa tekerrür etmek zorunda değildir; olsa olsa bilinmeyen sayıda ihtimalden biridir; bu ihtimallerden bazıları beklenmediktir, çünkü hiçbirinin bilinen emsali yoktur......
Sayfa 708Kitabı okudu
İnsanoğlunun yeryüzü hakimiyeti
İnsan türü Üst Paleolitik Çağ'ın, muhtemelen 70.000/40.000 yıl önceki, başlangıcından beri biyosferin geri kalan kısmına saldırıya geçmiş haldedir; ama İnsan türü ancak Sanayi Devrimi'nin başlangıcından, taş çatlasa iki yüz yıl öncesinden bu yana kesin bir şekilde baskın çıkmıştır. İnsan türü, son iki yüzyıl içinde, maddi gücünü biyosferin bekasını tehdit edecek ölçüde artırmıştır; oysa manevi potansiyelini geliştirmemiştir; bununla maddi gücü arasındaki uçurum derinleşmeye yüz tutmuştur ve artan bu uyuşmazlık can sıkıcıdır; çünkü artık biyosferin terkibindeki, biyosferi -ve biyosfer içindeki İnsan türünün kendisini- şu aralar niyetlendiğini boşa çıkarma yeteneğiyle silahlanmış bir açgözlülük yüzünden mahvolmaya karşı güvence altına alabilecek, akla uygun yegane değişiklik İnsan türünün manevi gizil gücündeki bir artıştır.
Sayfa 693Kitabı okudu
evrensel doğrular ve vizyon
"Ünlü İngiliz tarihçisi Arnold Toynbee, birçok psikoloğun bireysel düzeyde gördüğü bir mekanizmayı, tarih içinde ulusal düzeyde görmüştür. Psikologlar bireyin davranışında şunu gözler: Kişi çocukken bazı kaygı verici olaylarla karşılaşır; kendini olumsuz sonuçlardan korumak için bazı davranışlarda bulunur. Bu davranışlardan bazıları kişiyi istediği sonuca götürür. Sonuçlara götüren bu davranışlar, kişi için "Başarıya Götüren Formül" haline gelir ve kişi yaşamı süresince, koşullar değişse bile, "Başarıya Götüren Formül"leri uygulamaya devam eder.
Örneğin, istediği verilmediği zaman köşeye çekilip suratını asıp küsmesi, çocuğun istediğini elde etmesine yol açmışsa, yetişkin biri olarak iş yaşamında ve evliliğinde de suratını asarak istediğini elde etmeyi bekler.
Arnold Toynbee, ulusların geçmişlerindye de bu tür "Başarıya Götüren Formül"ler keşfettiklerini aynı durumlar ortaya çıkınca bu formülleri harekete geçirdiklerini söyler. Savaş açarak istediğini elde eden bir ulus, her çıkar çatışmasında savaşa yönelecektir. Bu tür formüllere bağlı olarak davranmanın büyük tehlikesime dikkat çeken Toynbee, teknolojide ve jeopolotik gruplaşmalarda meydana gelen değişikliklerin, hemen savaşa girme formülünü çok tehlikeli bir hale getirdiğini söyler."
