Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Selam Olsun!
Biz Herakleitos'tan, Pascal'a, Spinoza'dan Heidegger'e, Bergson'dan Augustinus'a, Tanpınar'dan Peyami Safa'ya, zamana, boşluğa, içinde bulunulan dehlize, girişe, çıkışa, katmanlara, içinde yüzülen hale, ani fark edişlere, fark edip çark edişlere, bunların, insanın içinde sessız bir mana alması için sessiz duyuruşlarda bulunan büyük şairlere; Borges'e, Celan'a, Rilke'ye, büyük ustalar Breguet'ye, Şeyh Dede'ye, John Arnold'a, Süleyman Leziz'e, John Harrison'a, Eflaki Dede'ye, George Graham'a ... İsmini bildiğimiz, bilmediğimiz, bilmemenin ayıbını taşıdığımız, ayıp taşımayı bile beceremediğimiz, gözümüzü açan, fikrimize vuzuh veren yaşamış, üretmiş, çabalamış, yapmış, yaşlanmış, yaşlanamadan yaş ve çağ almış, üzerine düşeni fazlasıyla değil; gelmiş gelecek herkes adına yapmış bu nasipli insanlara çok çok borçluyuz... Hepsine sonsuz şükranlar, selamlar. Terleyenlere, yorulup tükenenlere, her şey ve herkes adına muztarib olanlara selamlar ...
208 syf.
·
Puan vermedi
·
25 saatte okudu
“Kitapları yakmaktan daha büyük bir suç varsa, o da onları okumamaktır.”
i.hizliresim.com/r77doo3.jpg Amerika'da ilk kez 1953’te yayımlanan ve hızla bütün dünyada ün kazanan
Fahrenheit 451
Fahrenheit 451
devlet sansürünün, totaliter rejimlerin dehşetini anlatan temel yapıtlardan biri sayılmasına rağmen, Ray Bradbury, romanı hakkında şöyle der: "Romanım hep yanlış ya da eksik
Fahrenheit 451
Fahrenheit 451Ray Bradbury · İthaki Yayınları · 202289,1bin okunma
Reklam
Batı şiiri seçme şiirler, benim göğüs cebimde taşıdığım şiirlerdendir.
1- t. s. eliot - oyuk adamlar. 2- schiller - neşeye övgü. 3- h. heine - harz dağları. 4- ezra pound - 81. kanto. 5- b. brecht - anladık iyisin. 6- lord byron - elveda. 7- geothe - marienbad ağıdı. 8- yeats - ölüm. 9- c. marlowe - tutkulu çoban aşkına. 10- edgar allan poe - kuzgun. 11- a. rimbaud - şarhoş gemi. 12- p. b. shelly -
Sinemaya Başarıyla Uyarlanmış Romanlar
Sinema-edebiyat ilişkilerindeki başarılı yapımları, tavsiye film listesi haline getirmek için öncelikle
Edebiyat Atlası
Edebiyat Atlası
‘ndan bir alıntıyı daha önce paylaşmıştım.(#46533729) Romanlardan sinemaya aktarılan filmlerde eserin aslına ne kadar sadık kalındığı yoruma açık olmakla birlikte
Devrimciydi. Tarih boyunca hiçbir lider bu kadar kısa sürede böyle büyük dönüşüm sağlayamadı. Yaklaşabilen bile yok. İngilizlerin ünlü tarihçisi Arnold Toynbee, şaşkınlıkla, saygınlıkla ve kıskançlıkla ifade ediyordu: "Bir an için tahayyül ediniz ki, Batı dünyasında Rönesans, Reformasyon, 17'nci yüzyıl sonundaki bilim ve düşünce ihtilali, Fransız Devrimi, sanayi devrimi, hepsi birden sadece bir insanın ömrünün içine sığdırılmıştır!"
"Söyleyecek bir şeyiniz varsa, elinizden geldiğince anlaşılır söyleyin. Üslubun tek sırrı budur." | Matthew Arnold
Sayfa 70 - Alfa Yayınları, 2022Kitabı okudu
Reklam
Ermeni tehciri hadisesi Almanya’nın ürünüdür
“Ermeni tehciri hadisesi başta Almanya’nın ürünüdür. Bunu iki şekilde yapmıştır: bizzat hadisedeki rolüyle ve akabinde iddiaları yayarak. Alman kurmaylarının stratejisi içerideki Ermeni ayaklanmasını, Ermeni hareketini bastırmaya yatkındı. Buna göre mevcut hükümeti kullandı ve İngiltere orada olanları bire beş katarak anlattı. ‘Mavi Kitap’ yazarı Arnold Joseph Toynbee askerlik görevinden dolayı oradaydı ve açıklamaları var. Tehcir, ‘göç ettirme’ demektir. Burada bir ırkı ortadan kaldırma gibi ırkçı bir düşünce yoktu, ama mesela Almanya böyle bir şey yaptı: jenosit. Soykırımın özgün tarihî örneğini Almanya’da Yahudi ve Çingenelere uygulanırken gördük. Almanya bugün bu suçu insanlığa yaymak istiyor. Yani yaygın bir insan kusuru, sapkınlığı, birçok toplumda görülen kötü bir eğilim olarak göstermek istiyor ki, kendine yöneltilen suçlamaları hafifletsin! Önce kendi gençliği ve halkı nezdinde aklanmak istiyor. 2. Dünya Savaşı’ndan sonra Almanya’daki gençler bir öğretim programında şunu sorguladılar: ‘Biz Schiller’in, Goethe’nin, Schopenhauer’in, büyük filozofların torunları değil de, kamp komutanlarının, insan kasaplarının, canilerin torunları mıyız?…”
Umutsuzluğa düşmeyin. Devam edin. Göreceksiniz başarıya ulaşacaksınız. Sebât ettiğiniz sürece başarısızlığa uğramanıza imkan yoktur.
Sayfa 61
128 syf.
·
Puan vermedi
·
30 saatte okudu
Eser 1920'lerin sonlarına doğru kaleme alınmış, tarihçi Tonybee'nin gözlem ve değerlendirmelerinden oluşmaktadır. Eserin müellifi, Arnold J. Toynbee İngiliz tarihçisi ve tarih felsefecisidir. Bizans ve Yunan tarihi araştırmaları, uluslararası ilişkiler ve Yakın Doğu tarihi konularında uzmandır. İngiltere Dışişleri Bakanlığı istihbarat dairesinde uzun süre görev yapmıştır.  Kitabın içeriği ise şöyledir: • Osmanlı Hilafetinin TBMM tarafından ilgası ve İslam dünyasında sekülerleşme hareketinin doğuşu -Osmanlı hilafetinin Selefleri -Hamidî İhya(1876-1922) - 23 Kasım 1914'te Osmanlı halifesi namına cihad ilan edilmesinden, TBMM'de 1 Kasım 1922'de kanunun çıkarılmasına kadar olan dönem. - Abdülmecit Efendi'nin 18 Kasım 1922'de TBMM tarafından Osmanlı halifeliğine seçilmesinden Osmanlı hilafetinin 3 Mart 1924'te ki Kanun ile ilga edilmesine kadar olan dönem -Sekülerleş(tir)me Hareketi -13-19 Mayıs 1926'da Kayseri'de tertip edilen Hilafet Kongresi(Mutemeru'l -Hilâfet )
1920'lerde Türkiye Hilafetin İlgası
1920'lerde Türkiye Hilafetin İlgasıArnold J. Toynbee · Ekin Yayınları · 202114 okunma
480 syf.
9/10 puan verdi
·
14 günde okudu
#1001kitap~~~ ***1221.kitap***
7 Şubat 1812 – 9 Haziran 1870, İngiliz yazar ve toplum eleştirmeni olan Charles Dickens, Victoria devrinin en iyi romancısı olarak kabul edilirken yaşadığı sürede eserleri benzeri görülmemiş 1üne sahip oldu ve yirminci yüzyılda edebi dehası(bu kısım beni en çok etkileyendir, oyuzden çok severim) eleştirmenler ve ilgili kişiler tarafından kabul
David Copperfield
David CopperfieldCharles Dickens · Hayat Neşriyat · 19683,571 okunma
Reklam
Abdülhamid tarafından İhya, İttihat ve Terakki tarafından istismar edilen Osmanlı Hilafeti fikri Türkiye için savaşın sadece ilk safhasını sona erdiren Mondros mütarekesi'nden sonra da etkisini sürdürdü.
İslâm toplumunun istikbali, diplomatik ve askerî olaylardan ziyade mezkûr sosyal ve kültürel çabaların neticesine bağlı bulunuyordu.
Trust the process... have a great day my friends.
"With my desire and drive, I definitely wasn't normal. Normal people can be happy with a regular life. I was different. I felt there was more to life than plodding through a normal existence. I'd always been impressed by stories of greatness and power. I wanted to do something special, to be recognized as the best. I saw bodybuilding as the vehicle that would take me to the top, and I put all my energy into it. ¤ "Arzularım ve dürtülerim nedeniyle kesinlikle normal değildim. Normal insanlar düzenli bir hayattan memnun olabilirler. Ben farklıydım. Hayatta normal bir varoluşu zorlukla sürdürmekten daha fazlası olduğunu hissettim. Hikayelerden her zaman etkilenmiştim. Büyüklük ve güç... Özel bir şey yapmak, en iyi olarak tanınmak istedim. Vücut geliştirmeyi beni zirveye çıkaracak araç olarak gördüm ve tüm enerjimi buna verdim.
Tuhaftır, kendi haline bırakılan Müslüman ülkelerde azınlıklar Batı tarzında homojen ulus devletlerin gelişim süreci içerisinde tasfiye veya asimile edilirken batılı güçlerin mandasına bırakılmış İslâm topraklarında süregelen farklı milliyetlerin iç içe yaşayışı maksatlı olarak korundu ve hatta geliştirildi.
3 Mart kanunu ile ilgili resmî bir tebligat ve (kanunun 3. Maddesi on günlük bir mühlet tanıdığı halde) 3-4 Mart gecesi derhâl Türkiye topraklarını terk etmesi hususunda ki bir emir; kanunun meclisten çıkarıldığı gün, 29 Şubat'ta, kendisinin son selâmlık merasimine katılmış olan Abdülmecid Efendi'ye ulaştı. 4 Mart günü şafak vakti Abdülmecid Efendi, bir oğlu, iki kızı ve iki zevcesiyle birlikte İstanbul'dan ayrıldı.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.