Hans Fallada ile tanışma kitabım olan bu başyapıttan dilimin döndüğünce bahsetmek istiyorum. 1923 yılı Almanya'sı. Enflasyon zirve yapmış durumda. Öyleki halk artık parayı sadece bir paçavradan ibaret görüyor. Ülke ekonomisi giderek kaosa dönüşürken insanlar bu kaosun içinden çıkış yolu aramaya başlıyorlar. Birinci Dünya Savaşı'nda birlikte cephede savaşmış üç insanın başkent Berlin'de yollarının kesişmesiyle tam bir mücadele başlıyor. Kumarbazlar, hayat kadınları, arazi sahipleri, işçiler, mahkûmlar, soylular, mafya babaları, küçük ve orta sınıf insanları ve daha niceleri... Ekonomik krizin pençesinde olan ülkede herkes kendi çıkarları için birbirinin kuyusunu kazma derdindeyken, toplum parçalanmaya yüz tutmuşken temiz kalmaya çalışan insanların akıbeti ne olacak peki? Her dönemin sorunları o kadar ince nüanslarla ve gerçekçi anlatılmışki okumuyor adeta yaşıyorsunuz. Kitabın ikinci yarısından sonra özellikle evliliğin ve çocuk sahibi olmanın kadınların üzerine yüklediği sorumlulukların Bayan von Prackwitz tarafından sorgulamaya başlanması esere derin bir anlam kazandırıyor. Temponun hiç düşmediği her sayfada merak unsuru yaratan bir destanı mutlaka okuyun. Eleştireceğim tek nokta kitabın 1222 sayfa ve kuşe kağıda basıldığı için ekstra ağır olması. Kolların ve bileklerin bayağı yıpranması itibariyle Everest Yayınları bu eseri neden iki cilt halinde basmamış diye düşündürdü beni. Yine de bu zorluğa değen bir eser olduğu için mutluyum. Keyifli okumalar herkese.