Birlikte yoğurmuşlar, bakın, hazla elemi,
Zıtlar, nasıl buluşmaz, Yaradan emreder de? Ne de güzel gizlemiş, Allah, gerçek âlemi: Ölümsüzü ölümde, sevinçleri kederde.
Ayasofya, ömrünün Cumhuriyet dönemine tekabül eden kısmını göz hapsinde geçiren Ali Haydar Efendi'nin "Hem eğer başımdaki saçlarım adedince başlarım bulunsa, her gün biri kesilse, hakikat-i Kur'a niye'ye feda olan bu başı zındıkaya ve küfr-ü mutlaka eğmem ve bu hizmet-i imâniye ve nuriyeden vazgeçmem ve geçemem." diyen Bediuzzaman'ın, Süleyman Efendi'nin, Abdulhakim Arvasi'nin, Mehmed Zahid Kotku'nun, Mahmud Sami Efendi'nin, mahkeme heyetine, "Eğer İslâm'ı müdafaa etmek suçsa, buna göre getirin bir kanun maddesi biz de başımızı üç ayaklı sehpanın yağlı urganına feda edelim" diyen, Üstad Necip Fazıl'ın "Bu milleti bu büyük vebalden kurtarınız." yönündeki vasiyetleri olduğundan açılmalıdır.
Sofi Halid nakletti. “Gavs (ks) ile beraber gidiyorduk. Bize, akşam namazından sonra konuşmayın. Akşam ve yatsı arasında konuşmak kalbleri katılaştırır.” buyurdu.
Tehlikeye maruz kalıp "imdat" isteyen bir kimseye yardım etmek veya tehlikeden habersiz olup tehlikeye karşı yürüyen körleri ve çocukları korumak maksadıyla namazı kesmek vacip (gerekli).
(Seyyid Sıbgatullah Arvasi) bir gün küçük çocuğuna bir salkım üzüm hediye etti. Sonra unutarak bir tane yedi. Hatırlayınca onun haline âlimler fetva verinceye kadar hüzünlendi.