Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hasan

Netlik önemli.
Siz de biliyorsunuz, durumundaki belirsizlik insanın ataletinde çok büyük pay sahibidir.
Sayfa 30
Reklam
İnsanoğlu emek harcadıkça, bedel ödedikçe hayattan zevk alır, çaba sarf ettikçe hayat anlam kazanır. Hazır verilenin değeri olmaz. İnsan mutlu olmak istiyorsa üretimde olmalıdır. Bedellerini üstlenip ter akıtmadıkça, hayatın anlamı olmaz.
Sayfa 125 - Deneyimsel Tasarım Öğretisi Yayınevi
Sevdiğin işi yapmalısın. İnsan sevmiyorsa yapamaz. Sevmiyorsa ömür geçmez. Zorla iş olmaz. Dünyanın en iyisi bile olsa kanın ısınmıyorsa olmaz. Ama unutma ki insan emek verdiğini sever. Bedel ödediğini sever. Bedel arttıkça gözünde değerlenir. Değer verdikçe yüzü güler. Çaba harcamadan olmaz. İnsan yaptıkça, vakit ayırdıkça, sebat ettikçe, değerlenir mesleği. Her meslek, her iş böyledir.
Sayfa 92 - Deneyimsel Tasarım Öğretisi Yayınevi

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Makro âlem hayranlığı din olmamalıdır insan için. Bu bir kanıttır, inanç değil. Makro âlemdeki uyum, Allah’ın bir lütfudur insanlığa. İnsan ezilmemeli bu âhengin altında. Bu âhengin oyuncularını onun yaratıcısı sanmamalı. Ay, yıldız, güneş, uzak makro âlem unsurları, müellif değil, rol sahibidirler, bu evrensel oluş ve akışta.
Sayfa 66 - Diriliş Yayınları, Hz. İbrahim Bölümü
Hakikatin bile bayatına tahammül edilemez. Hakikat sürekli olarak kendini yeniler. Tırmandığını unuttunsa öyle duracağına düş ve yeniden tırman; durmaktan daha iyi bu. Ot gibi varolacağına öl ve yeniden diril.
Sayfa 24 - Diriliş Yayınları
Reklam
Sanat insanı kanatlandırır, uzaklara, çok uzaklara götürür! Pislikten, küçük çıkarlardan bıkan, isyan eden, aşağılanan, öfkelenen herkes huzuru ve tatmini ancak güzel olanda bulabilir.
Sayfa 85 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Bu hayattaki bütün kötülükler bana kalırsa aylaklıktan, can sıkıntısından, manevi boşluktan geliyor.
Sayfa 45 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Sinirleri yerinden oynadığında kendisine en iyi gelen ilacın çalışmak olduğunu tecrübelerinden biliyordu. Masanın başına oturması ve ne pahasına olursa olsun herhangi bir düşünce üzerinde yoğunlaşmak için kendisini zorlaması gerekiyordu.
Sayfa 40
"Allah beni hangi boşluğu doldurmam ve ne yapmam için gönderdi acaba dünyaya?" Bütün mesele, bu sorunun cevabını bulabilmek. Sadece ve sadece, bunu bulmak için yaşıyoruz aslında. Fark edebilirsek. (İsmet Özel "bileyim hangi suyun sakasıyım ya rabbel alemin" derken bu hususu vurguluyor olsa gerek.)
Sayfa 179 - Aşina Kitap
"Yorucu bir dost sitemlerle, ithamlarla doludur ve açıklanamayacak olan için açıklamalar bekler, her şeyi anlamayı ister. Bir hatadan dolayı sizi affettiği zaman size hatanızı affettiğini hissettirir. Ailelerimizi seçemiyoruz ama dostlarımızı seçebiliyoruz. O halde, kanımca, yorucu bir dostluk gönüllü ahmaklıktır." Şairin Filistini kitabından alıntı.
Sayfa 157 - Aşina Kitap
Reklam
Bana sorarsan, bence verimli çalışabilmenin fizik, duygu ve zihne ait olmak üzere üç temel şartı vardır. ... Çalışmanın fizik şartı, sağlık ve sağlamlıktır. Duygu şartı, çalışmayı sevmek, zihin şartı da çalışmanın usul ve yolunu bilmektir.
Sayfa 60
Kadîm geleneğimizde bir ilmi tahsil etmeye başlamadan önce o ilmin tanımını, konusunu, sorun alanlarını, gayesini ve faydasını icmalen bilmek talep edilirdi ki abesle iştigal edilmesin. Amaç insanın eylemine hem anlamını verir hem de o eylemi belirli bir yol-yordam üzre tutar. Şahsî kanaatim, neyi, nasıl ve niçin yaptığımızı bilmeliyiz ki ona göre başta kitap olmak üzere diğer âlet-edevâtı istihdam edebilelim; yoksa onlar bizi kullanır; biz kitabı okumayız, kitap bizi okur. Kısaca şöyle diyebilirim: Bilincin eşlik etmediği hiçbir eylem tercih edilmeyi hak etmez. Tecrübelerime dayanarak daha işe yarar önerilerde de bulunmak isterim: Neyi, nasıl ve niçin yaptığımızı belirledikten sonra bir konuda on kitabı değil, o konudaki en iyi kitabı belki on kez okumalıyız.
Sayfa 263 - Papersense
Hakikatli Bir Arap Atasözü
Düşmanla beraber sahrâ, bir fincan kadar dar; ahbapla beraber iğne deliği, bir meydan kadar geniştir. bk. İbnü'l-Cevzî, el-Müdhiş: 1:385; el-Aclûnî, Keşfü'l-Hafâ: 2:246.
Sayfa 20 - Rnk Neşriyat
Biraz üzerinde düşünüldüğü zaman anlaşılacaktır ki, bilgi, yığma malûmat seviyesinde kaldığı takdirde insanı yormaktan başka işe yaramaz. Bilginin insan için anlamlı hale gelmesi ancak o bilginin yaşama meselesi olarak o insanla bağlantılı hale gelmesiyle mümkün olur. Yani bir bilgiye sahip olan kişi o bilgi ile hayatının akışına yön vermeyi başarmışsa, dünyasını o bilgiyle kurabilmişse o insan taşıdığı bilgiyi özümsemiş sayılır.
Sayfa 290 - TİYO
Kanımca, hür olmanın asgarî şartı, razı olmadığı bir davranışla ya da bir fikirle muhatap olduğunda kişinin rahatsızlığını dile getirmesidir.
Sayfa 200