Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Aşıktı delikanlı. Sevgilisinin isminden başka bir şey bilmediğinden mi, konuşmaya mecali olmadığından mı bilinmez, arkadaşı anlatıyordu onun halini: - Gözleri günlerdir uyku görmedi efendim, diyordu, yemiyor, içmiyor, işi gücü, gecesi gündüzü havası suyu o kız oldu sanki. Ne desem kar etmiyor, son bir çare diye geldik size. Halbuki sen bir garip
İyi ki doğdun Aytmatov
Bugün 12 Aralık. Büyük Usta Cengiz Aytmatov'un doğum günü. Ben bu vesileyle Aytmatov'un vefatı üzerine kaleme aldığım yazımı 1000 Kitap okuyucularıyla tekrar paylaşmak istiyorum. Herkese iyi okumalar... AYTMATOV'A VEDA "Merhaba Beyaz Gemi, ben geldim!" Aytmatov'un ölümü üzerine hissettiklerimi anlatmak çok güç.
Reklam
Hz. Yusuf: Bu sen misin Züleyha? Züleyha: Bir zamanlar bendim ; ama şimdi bütünüyle sensin. Arada bir Züleyha yok ... Onca servetime ne olduğunu sormayacak mısın? Hz. Yusuf: Biliyorum , hepsi Yusuf’un yolunda harcandı. Züleyha: O ihtişamlı hayatıma ne oldu diye sormayacak mısın? Hz. Yusuf: İşittim ki hepsini benim yolumda feda etmişsin. Züleyha: O güzelliğin , o çekiciliğin nasıl kaybolduğunu bana sormayacak mısın? Hz. Yusuf: Aşk acısı can yakıcı ve beden eriticidir. Şimdi söyle bakalım... Yusuf'a duyduğun aşk nerde? Züleyha: O aşk hala yerli yerinde , onu bütün benliğimle büyüttüm , gönlümde korudum... 🎥
BIZIMKISI BIR ASK HIKAYESI Sizin için ne derece önemi var bunu bilmiyorum ama ben bu satırları yazarken gözümden damlalar akıyor klavye üzerine. Erkekler ağlamaz lafı bana göre değil. Ağlamaktan hiç utanmadım,duygularım,acılarım beni boğduğu zaman hep ağladım.Yine ağlıyorum... Sizleri tanımıyorum ama sizlerle paylaşmak istiyorum.Lütfen;bu
Nil Karaibrahimgil Kuş ölür / Sen uçuşu hatırla 03.10.2016 Pazartesi Beş kelime. Kuş. Ölür. Sen. Uçuşu. Hatırla. Füruğ Ferruhzad onları yan yana dizmiş. Ve neredeyse her şeyi anlatmış. En son, yıllar önce Saint Antuan Kilisesi’nde Bach dinlediğimde böyle hissetmiştim. O akşam da, anlatılabilecek her şeyi duydum gibi olmuştu. Bu şiirde de
CEMAL SÜREYYA'NIN SOYADINDAKİ "Y" HARFİNİN YOK OLUŞ HİKAYESİ Cemal Süreya ve Sezai Karakoç üniversitede sınıf arkadaşıdır..Ve sınıflarında 'Muazzez Akkaya' isminde bir de kız varmış..İkisi de bu kızı gizliden gizliye severlermiş..Sınıfta gün boyu aynı kıza duydukları ilgiyi birbirlerine anlatırlarmış..Hatta Muazzez'e yazdıkları şiirleri birbirlerine okurlarmış..Sonra bu aşk, zamanla kızışmış ve birbirlerine 'ben elde ederim, sen edersin' derken 'kim elde edecek?' diye iddiaya tutuşmuşlar..Kaybeden büyük bir bedel ödeyecek demişler..Ve bu bedel ömrü boyunca üzerinde kalacak..Bedene fiziksel bir zarar olmayacak diye de karar kılmışlar..Ve sonunda adını değiştirmeye gelmiş olay.. Cemal Sürey(y)a kazanırsa ;Sezai Karakoç'un soyadı 'Karkoç' olacak.. Sezai Karakoç Kazanırsa ; CemaL Süreyya'nın soyadı 'Süreya' olacak. Tahmin ettiğiniz gibi kızı Sezai Karakoç elde eder ve onunla çıkmaya başlar. Cemal Süreyya da gidip tek 'Y' harfini attırır soyadından.. İşte Süreyya'dan Süreya'ya geçiş dönemi böyle olmuştur.. Peki sonrasında ne oldu? Muazzez Akkaya Sezai Karakoç'un kendisi ile bir iddia sonucu çıktığını öğrenir. Biraz da sorunları olan Muazzez bunu kaldıramaz ve okulu bırakıp ve memleketi oLan Geyve'ye gider. Sezai Karakoç bu duruma çok üzülür ve Muazzez Akkaya'ya ithafen Mona Rosa'yı yazar.. Şair Karakoç,1950 yılında Mülkiye'de öğrenci iken yazmıştır bu şiiri..Ancak 2002 yılına kadar yayımlanmamıştır... "Mona Roza" Türk edebiyatının en mahrem akrostiş şiiridir..Şiirin her kıtasının baş harfine bakar mısınız... Şehir efanesi olabilir ama Mona Rosa'daki akrostiş bunu ispatlar nitelikte.
Reklam
GURBETÇİ ŞÂİR SERVET YÜKSEL'İN DUYGU SÜZGECİNDEN SÜZÜLEN ŞİİRLER M. NİHAT MALKOÇ “Aman ha, gönül kırıp; kırılmaya değer mi? Boş şeylerin peşinde yorulmaya değer mi? Ne kaldı elimizde baharından, yazından?... Bu dünya çiçek olsa derilmeye değer mi?” (“Değer mi?”- Servet YÜKSEL) Gönül telimizi
DOLU OLMAK VE BOŞALMAK
Saat sabahın dokuzu. İnce ince yağmur yapıyor, hani şu bilmem ne ıslatan çeşidinden bir yağmur. Ayaz. Çamur. Islak. Galatasaray’da tramvay bekliyorum. İstanbul yakasına geçeceğim. Durak yerinde benim gibi bekleyen bir yirmi otuz kişi daha var. Karşıdan bir vagon sökün etti. “Maçka-Beyazıt.” Ön camında küçük bir tabela: DOLMUŞTUR. Tramvay
''AŞK '' dedi -Ahhhh '' dedim.. -Hayırdır Sende mi AŞK'a Düştün (?)'' dedi. (Yutkunarak) ''-Evet '' Dedim. -Hayırdır Ayrı mısınız Yoksa (?)'' dedi. -Evet '' dedim. -Kaç ay / yıl oldu (?) '' dedi..? '-Ne ay'ı , NE yılı 14 asır oldu ''dedim.
CEMAL SÜREYA "Y" SİNİ NASIL KAYBETTİ??? BİRDEN FAZLA HİKAYESİ OLAN BU "Y"NİN EN SEVDİĞİM HİKAYESİ ŞU: Cemal Süreya ve Sezai Karakoç üniversitede sınıf arkadaşıdır ve sınıflarında 'Muazzez Akkaya' isminde bir de kız varmış. İkisi de bu kızı gizliden gizliye severlermiş. Sınıfta gün boyu aynı kıza duydukları ilgiyi birbirlerine anlatırlarmış. Hatta Muazzez'e yazdıkları şiirleri birbirlerine okurlarmış. Sonra bu aşk, zamanla kızışmış ve birbirlerine 'ben elde ederim, sen edersin' derken 'kim elde edecek?' diye iddiaya tutuşmuşlar. Kaybeden büyük bir bedel ödeyecek demişler. Ve bu bedel ömrü boyunca üzerinde kalacak. Bedene fiziksel bir zarar olmayacak diye de karar kılmışlar. Ve sonunda adını değiştirmeye gelmiş olay. Cemal Sürey(y)a kazanırsa ;Sezai Karakoç'un soyadı 'Karkoç' olacak. Sezai Karakoç Kazanırsa ; CemaL Süreyya'nın soyadı 'Süreya' olacak. Tahmin ettiğiniz gibi kızı Sezai Karakoç elde eder ve onunla çıkmaya başlar. Cemal Süreyya da gidip tek 'Y' harfini attırır soyadından... İşte Süreyya'dan Süreya'ya geçiş dönemi böyle olmuştur. Peki sonrasında ne oldu? Muazzez Akkaya Sezai Karakoç'un kendisi ile bir iddia sonucu çıktığını öğrenir. Biraz da sorunları olan Muazzez bunu kaldıramaz ve okulu bırakıp ve memleketi olan Geyve'ye gider. Sezai Karakoç bu duruma çok üzülür ve Muazzez Akkaya'ya ithafen Mona Rosa'yı yazar. Şair Karakoç,1950 yılında Mülkiye'de öğrenci iken yazmıştır ancak 2002 yılına kadar yayımlanmamıştır.
Reklam
Erdal .. Mamak Askeri Cezaevi'nde idam hükümlüsü bir gencin, Erdal Eren'in son fotoğraflarını çekmiştim yıllar önce. Yarım saat kadar yanında kalıp, koşullar elverdiğince konuşup, yaklaşık 2 'makara' fotoğraflayıp ayrılmıştım oradan. Deklanşöre son defa basıp, parmaklıklar arasından 'sessiz sitemsiz' bakışını dondurduğum o günün gece yarısında
Geri153
810 öğeden 796 ile 810 arasındakiler gösteriliyor.