Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.31
Neden Tolstoy okumalı?
Zamanında çok yakışıklı bir topçu subayı olduğu için mi?
Üşenmemiş 1800 sayfalık kitap yazmış diye mi?
En bilinen iki Rus yazardan ismi daha kısa olanı diye mi?
Hristiyanlığı yerin dibine sokarken Müslümanlığı yücelttiği ve o kadar iyi gizlendiği için Rusya'da halen bulunamayan Hz. Muhammed kitabını yazdı diye mi?
Ak
Bu Ne Sevgi Ah Bu Ne Istırap
İçinde Leyla geçen neşeli bir şarkı duydunuz mu hiç? Ya kavuşmayla biten aşk hikayesi? Aşktan bahseden bir eserde hüzün, hicran, hafakan, depresyon, obsesyon, ihanet, nedamet, cinayet, keder, muamma, dilemma, vicdan azabı, korku, kaygı ve daha neler neler görürsünüz de saadet göremezsiniz. Oradaki kasvet size de sirayet eder. Bu konuda Genç
Öyle kitaplar vardır ki, elinize alıp daha ilk sayfasını bitirmeden ürperirsiniz. Olağanüstü hiçbir şey yoktur, ama duyduğunuz yepyeni bir sestir. Kendi kendinize, bu sesin, bu ürpertinin, kitabın sonuna değin sürüp sürmeyeceğini sorarsınız. Bellekten, bilgelikten, düş gücünden, zihinden, felsefeden değil, yaşamın içinden doğan bir romandır
9/10
Her şey o kadar iyi olabilecekken neden hepimiz de acı çekiyoruz ?
Aşk, aile, toplum, aristokrasi ve ölüm..
Anna ve Vronski’nin evlilik dışı gelişen tutkulu aşkları..
Levin ve Kiti’in zamanla derinleşen sevgileri ve uyumları..
Sadakatsizlik ve toplumun bakışı..
Gizleyecek kadar onursuz, gizlemeyecek kadar onurlu oluşlar…
Görev duygusuyla evliliğe devam eden Karenin içler acısı durumu .
Anna ölüm kıyılarındayken yine affedeşi..
Anneliği ve iyi eş rolünü bırakıp sadece aşka yönelen Anna..
İç huzuru bulamayış…
Aşkın ölümden büyük oluşu..
Aşk giderse, geriye ölümün kalışı..
Aldatmanın, sadakatsizliğin ve bunun sonucunda yaşanabilecek içsel durumları , olayları Tolstoy çok güzel kaleme almış. Kitabı okurken karakterlerin iç dünyasına büründüm. Kimi zaman kendimi Anna'nın yerine koyup aldatmanın haklı gerekçesini kendi içimde anlamlandırmaya çalıştım kimi zaman Levin olup saf sevgisini hissetmeye çalıştım. Kocasının Anna'yı affedişini ve içinin burukluğunu üzüntüsünü yaşadım.
Kusursuz Bir Sanat Eseri
125 çağdaş yazarın oylamasına göre, "Anna Karenina" şimdiye kadar yazılı olan en büyük roman olarak nitelendirilmiş.
Dostoyevski:”Kusursuz bir sanat eseri.”
Orhan Pamuk ise Anna Karenina hakkında”Anna Karenina benim okuduğum en mükemmel, en kusursuz, en derin ve en zengin roman.”olarak düşüncelerini belirtmiş.
L.Tolstoy, Anna Karenina kahramanını Puşkin’in büyük kızı “ Maria Hartung;dan ilham aldığını söylemiştir.
Roman .”Bütün mutlu aileler birbirine benzer.Her mutsuz ailenin mutsuzluğu kendine göredir.” cümlesiyle başlar ve Aristokrat Rus aileleri arasında varolan dürüst evlilikler- evlilik dışı ilişkilerin ortaya çıkardığı trajik olaylar- Sadakatsizlik-Hayal kırıklıklarını en ince ayrıntısına kadar ilmek ilmek işlemiştir
Anna Karenina -Vronski arasındaki cinsellik üzerine kurulu evlilik dışı ilişkinin aristokrat çevrede yansımalarını ve kişiler üzerindeki etkilerini,
Kiti-Levin arasındaki ilişki üzerinden de toplum kurallarına uyan bir çiftin mutluluğu anlatılmıştır.
Roman sadece aşk üzerine yazılmamış tabi ki . Özellikle Rus toplum yapısı hakkında bir sürü eleştiri de yapılmış
Örneğin Rus Aristokrasisinin özellikle aile içinde Rusça değil de Fransızca konuşulması .
Son olarak kitabın kalınlığına aldanıp okumaktan vazgeçmeyin yavaş yavaş sindire sindire okuyun.
İlk olarak kitabı tavsiye etmemekle başlamak istiyorum :)) kitap ikili cinsiyet üzerinden yazılmış ve fazlasıyla cinsiyetçi bir bakış açısıyla yazılmış gibi geldi bana.. erkekler ve kadınların farklı karakterlere sahip olduğunu ve bunun da biyolojik temellere dayandığını iddia ediyor. Bu iddiayı desteklemek icin bazı çalışmalardan bahsediyor ama değişkenleri yanlış belirledikleri için çalışmalar benim için ikna ediciliğini kaybediyor. Zaten bu kadar genis genellemeler yaparken hata yapmamak mümkün değil gibi... aslında kendisi de bütün genellemeler yanlıştır bu da dahil diyor ama sonuçta ben bu cinsiyetçi genellemeleri okumuş oluyorum...
Yine de ilişkileri ve süreçlerini anlamak üzerine dikkate deger kısımları da yok değildi. Ama bu yönüyle de fazlaca tekrara düştüğünü söylemeliyim.
Benim için biraz hayal kırıklığı oldu kitap... bana bir sey katmadi diyemem ama bazı kısımlarına çok zor katlandım. Aşırı cinsiyetçilikten overdose oldum... feminist okumalar atın üzerime :')
Yazarın okuduğum ilk kitabı oldu. Bu kadar akıcı bir kitap olduğunu hiç düşünmemiştim. Aşk, ihtiras, aldatma, sadakatsizlik, pişkinlik gibi bir çok duyguyu aynı anda hem öfkeyle hem de merakla okudum.
Kitabın sevmediğim yönü baş karakterin (Kitty) isminin çok fazla telaffuz edilmesi oldu. Beni aşırı rahatsız etti diyebilirim. Anlatımın basit ve
·
Puan vermedi
"Bütün mutlu aileler birbirine benzer ama her mutsuz ailenin kendine özgü bir mutsuzluğu vardır."
Yazıldığı günden bu yana birçok alıntısıyla insanların hafızasına kazınan, okuyanları hem kurgusuyla hem de anlatışındaki akıcılıkla etkileyen dünya klasiklerinden biri de Anna Karenina.
Kitaba ilk başladığınızda yaklaşık ilk elli sayfa
8/10 puan verdi
Kolera Günlerinde Aşk daha önceki yıllarda okudugum ama kitap insanları arkadaşlarımla yeniden okumayı sectıgım kıtaptır..Kahramanlarımızdan yola çıkarak saplantılı aşık Florentino Ariza dan bahsedeyim öncelikle.Aşık oldugu kadın Fermina Daza'nın peşinden koşar mektup ve serenadlarıyla tam evlilik hayalleri kurarken ,Fermina başkasıyla evlenir.Bu Ariza'nın belki de tam tersi bir kişiliğe ve yapıya sahip Doktor Urbino'dur.Kolera Günlerinde Aşk' okuyan okurlar farklı yönleriyle aşkın,evliliğin,sadakatin tanımı üzerine kafa yormuştur.Kimi Florentino Ariza'nın aşkına rağmen başkalarıyla birlikte olduğuna kızarken,kimi asıl doktorun evliyken yaptığı eylemi sadakatsizlik olarak adlandırır.Fermina'nın yaşamı da kimine göre aldatmacadan ibaret olsa da ben diyorum ki Marguez okuyucuya vermek istediğini bu yönüyle vermiş okuyucuya.Kitabı kitap yapan bize absürt gelen,hayrete düşüren yanlarıylada severek okumamız değil midir?
Kitapla ve sevgiyle kalınız
Edebiyat ve hayatı başarıyla yorumlayan ve çeşitli kavramları felsefi tarzda işleyerek gündelik yaşamla iliskilendiren bir yazar .kitabın önsözündende anlaşılacağı gibi...Evlilik kurumunu ,ilk bakıştan ,ilk öpücüğe,evlilik teklifinden ,ilk kavga ve çatışmalara,çocuklara ,erkeklerin kadınlarave evliliğe bakışına tabii kadınlarında erkeklere ve evlilik kurumunun sıkıcı ,boğucu da olsa iki kişi gerçek bir aşkla birbirine bağlıysa yürütülebileceğini anlatıyor..Genel anlamda dili yalın evlilik kurumunu sanki bir hikaye gibi kahramanların gözünden anlatan ve felsefece bir bakışla irdeleyen akıcı bir eser...Ve baştan sona evlilik kurumunun gerçekten boğucu ve gereksizliğine inansamda sadakat kısmında bazı görüşlerine katılmıyorumbelkide aAvrupalı gözüyle bakmadığımdan ama bu birlik kurulmuşsa sadakatsizlik kabül edilir bir hata değil dir bence bu konuda fikir ayrılığı var benim için...Ama akıcılığı ve sanki o an yaşıyormuşçasına yalın anlatımı kitabıçekici kılıyor...
