GABRİEL GARCİA MARQUEZ/ AŞK VE ÖBÜR CİNLER-can yayınları-çeviri: İnci Kut/*1982 Nobel Edebiyat Ödülü
İnsanın özünde; bütün sistemlerden, inançlardan ve felsefi düşüncelerden bağımsız olarak onu yozlaştırmaya, acıya, zulme ve sonuçta çürümeye taşıyan güçlü bir itki var. İnsanın ruhu kötücül bir yazgıya mahkûmdur. Doğasını terbiyeye zorlayarak
Merhaba. Uzun bir inceleme olabilir, vakit ayırıp okuyanlara teşekkür ederim
Öncelikle kitap 1000Kitap'ta karşıma çıktı, daha önce hiç duymadığım bir kitaptı ve konusu, adı beni biraz tedirgin etti. İncelemeleri okuduğumdaysa tedirginliğim yerini merak ve kitabı bir an önce okuma isteğine bıraktım. Aldım ve okumaya başladım. Çok yüksek bir
Absürdizmin öncülerinden olup, bunu kabul etmeyen Nobel Ödüllü ilk Afrikalı yazar olan Albert Camus, araba kazasıyla ölüm şeklini saçma olarak nitelendirmiş ve 46 yaşındayken bu saçmalık başına gelmiştir. Anlamsız gördüğü hayatı, yine de anlamlı bir şekilde yaşamakta bir sakınca görmemiştir. Albert Camus’yü yazmaya ölümünden başlamak, Onun
Yola çıkacak genç “Peki ama, insan niçin sevmemeli?” diye sordu. Düşünceli bir tavırla, sanki ona acınıyormuş gibi arkadaşına baktı. “İnsan neden sevmesin?.. İnsan sevmezse... Hayır, sevmeden sevilmek yıkımdır. Hele kendini suçlu hissederse... Karşısındakine bir şey vermediğini, veremeyeceğini anlıyorsa... Hay Allahım, öyle bir iş ki!” Bunu söylerken elini sallamıştı. “Bari her şey mantığa uygun olsa... Hayır, her şey tam tersine olur! Bir türlü istediğin gibi olmaz! Kader bildiğini okur.”