126 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Werther; yaşadığı kentten bunalmış, sade bir yaşam için kasabaya yerleşen ve orada Lotte'ye aşık olan duygusal, genç bir ressam. Ancak Lotte'nin bir nişanlısı var ve anlayacağınız üzere bu aşk imkansız bir aşk. Tabii ki Lotte'nin ona duyduğu ise dostane bir sevgidir. Dolayısıyla karşılıksız aşkın acısını bu kitapla çok iyi anlıyoruz. Zamanında Goethe de böyle umutsuz bir aşka düşmüş ve şunları söylemiş: "Beni çok etkileyen kişisel durumlardan doğdu Werther. Yaşamış, sevmiş ve çok acı çekmiştim!" Aslında bu mektupların sanki size yazdıldığı hissini açıklayan nitelikte bir söz olmuş. Goethe, aynı zamanda bir ressam. Tıpkı karakteri Werther gibi! Sanıyorum ki bu yüzden doğa, düşünce ve duygu tasvirleri bu denli güçlü. Kitapta sanata dair düşüncelerinden de bahsetmeyi ihmal etmemiş. Kitap, dönemin gençlerini öylesine etkilemiş ki yayınlandıktan sonra Almanya'da bir intihar salgını başlamış. Hatta bu yüzden kitap bir süre yasaklanmış. Ayrıca o dönem ''Werther gibi giyinme'' modası başlamış, ortalık mavi ceket ve sarı yelek giyen insanlarla dolmuş. Bu bilgiyi kitabı okumadan önce duymuştum ancak yazar karakterin kıyafetlerinden öyle bir yerde bahsetmiş ki o satırları okurken aklıma direkt bu bilgi geldi ve yüzümde bir tebessüm oluştu.
Genç Werther'in Acıları
Genç Werther'in AcılarıJohann Wolfgang Von Goethe · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021122,4bin okunma
312 syf.
8/10 puan verdi
Aşıklara Yer Yok
Tarafımdan oluşturulmuş bu yorumun tüm hakları kitapyurdu.com'a aittir Edebiyatın bir sihir olduğu tasavvurundan hareket edilirse her şeyin edebiyatının yapılmasının mümkün olduğu gerçeğiyle karşılaşılır. Fantastik âlemlerden gerçeğin en saf haline kadar, hemen hemen her şey, edebiyatın o efsunlu diliyle izah edilebilir. Ama bir duygu vardır
Âşıklara Yer Yok
Âşıklara Yer YokTarık Tufan · Doğan Kitap · 20231,816 okunma
Reklam
280 syf.
8/10 puan verdi
Son zamanların modası erotik aşk mı denir . Aşkın içindeki erotizm tabuları yıkmak cinsellik mi denir bilmiyorum ama bu akıma dahil olan bir kitap. Genelde romantik komik ve eğlenceli kitaplar yazan Heidi Betts baktı ki böyle olmuyor elini taşının altına koyması gerektiğini anlamış sanırım :) Kördüğüm kitabı sadeliği ile dikkat çekiyor ve klasik aşk romanlarının aksine okurlarına eğlenceli hikayeler sunuyor. Okurken hem eğleniyorsunuz, hem romantik bir aşkı hissediyorsunuz hem de erotik içeriği ile iki kişinin tutkusunu da yaşıyorsunuz.
Kördüğüm
KördüğümHeidi Betts · Ephesus Yayınları · 2016324 okunma
50 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Mutlu Prens
Erişkinler için öykülerden oluşan harika bir kitap Okurken bazı yerlerde hakikaten içim cız etti. Klasik denmesinin hakkını verdiğini düşünüyorum. İşte kitaptan bir alıntı "Nereyi seversen orası senin dünyandır," diye atıldı, hüzünlü bir Çarkıfelek; gençliğinde eski bir köknar kutuya bağlanmıştı; kalbi kırıktı ve bununla gurur duyardı. "Ama aşkın modası geçti artık, şairler öldürdü aşkı. Aşk hak­ kında o kadar çok şey yazdılar ki, kimse onlara inanmaz oldu; bence çok normal. Gerçek aşık acı çeker ve susar. Hatırlıyorum da, ben bir zamanlar... Ama artık önemi kal­ madı. Sevda maziye karıştı."
Mutlu Prens
Mutlu PrensOscar Wilde · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202223,4bin okunma
206 syf.
8/10 puan verdi
Akışkan Aşk
"Çağımızda yaşamalarındaki birden fazla deneyime aşk diyen, yaşamakta oldukları aşkın sonucu olduğuna güvence veremeyen ve gelecekte de aşk yaşayacağını düşünen insan kesimi hızla artmaktadır..."ölüm bizi ayırana kadar", şeklindeki romantik aşk tanımının kesinlikle modası geçmiştir; hizmet ettiği, güç kuvvet ve kendine güven kazandığı akrabalık yapıları radikal biçimde altüst olurken "son kullanma tarihi" çoktan geçmiştir."
Akışkan Aşk
Akışkan AşkZygmunt Bauman · Alfa Yayıncılık · 2017334 okunma
134 syf.
8/10 puan verdi
Bir iki oturuşta bitirebileceğiniz Tanzimat dönemi yazar ve şairlerinin de epey değindiği konu olan ve Samipaşazade Sezai'nin de "Hürriyetine..." diye noktaladığı bir halayığın hüzünlü bir aşk hikâyesini anlatıyor. Zamanında Ahmet Mithat'ın Recaizade Mahmut Ekrem'in de öve öve bitiremediği bu güzide romanı döneminde de çokça övgü topluyor. Bir dost meclisinde de soruyorlar Sezai'ye bu kitap çok güzel, yüreğe öyle bir dokunuyor ki insanın tekrar tekrar okuyası geliyor, nasıl yazdın bu romanı diye. Esin kaynağı olan azad edilmiş annesinin hayatından bahsediyor arkadaşlarına orada ilk defa. Bahsedildiği üzere dönemin nitelikçe yeni yeni gelişen türüne göre gayet ruha dokunan bir eser. Dönemin modası olan uzun tasvirler yer yer sekiz on satırı bulsa da (en çok eleştirildiği kısım) Kemal Bek'in sadeleştirmedeki ustalığı sayesinde anlaşılmayacağını sanmıyorum. Celal'in Dilber'e ulaşma çabasının ve muhabbetinin acısından ağlaması dahi yasak olan halayık Dilber'in çaresizliğini hissediyorsunuz. Bu safi aşkın katili Celal'in annesi midir yoksa daha küçük yaşta anasız babasız kalan, bir dizde okşanmanın, merhametin ne demek olduğunu öğrenmeden Nil'in sularına güzelliğini bahşeden Kafkas Dilber'in kendini bildi bile özgürlüğe sahip olamaması mıdır; takdir sizin. Keyifli okumalar.
Sergüzeşt
SergüzeştSamipaşazade Sezai · Bordo Siyah Yayınları · 201246,5bin okunma
Reklam
20 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.