Doğru davranışların elkitabını olduğu gibi izlemek yerine kendi yaşamlarını,isteklerini, serüvenlerini keşfetmelerini, YA-ŞA-MA-LA-RI-NI söylerdim onlara.
Olabilir.Temelde, hayatta başımıza gelen her şey kendi suçumuz, başka hiç kimsenin değil.Bizlerin başından geçen zorlukların pek çoğu başkalarının da başından geçiyor, ama onlar tamamen başka tepkiler veriyorlar. Biz en kolay yolu seçtik sanki: ayrı bir gerçeklik.
Yaşamım boyunca hükümetimiz, yaşamın tinsel anlamını araştırmanın, insanlara gerçek sorunlarını unutturmak amacını taşıdığını öğretti bizlere. Oysa, sence yaşamı kavramaya çalışmak gerçek bir sorun değil midir?
‘Beni dinleyecek olanlar sizlersiniz, ‘ dedi. Gereken ânı bekleyecek sabra ve karşılaştıklarınızdan hayal kırıklığına uğramayacak cesarete sahipsiniz. Sizleri öğrenci olarak kabul edebilirim. ‘
Halbuki insanların davranışlarını onların yetişme biçiminin, belirli koşulların, kültürün, genel ‘yaşam nedir,insan nedir’ sorularına yanıt veriş tarzının bir sonucu olarak görürsek, insanlara daha bir hoşgörüyle ve sabırla yaklaşırız.
Öğrenciler karşısında acizliğini hisseden öğretmenler daha otoriter bir tutum içine girerek ve öğrencilerin kendilerine yakınlaşmasını önleyerek kendilerini güven içine almaya çalışırlar.