AHMET ARİF’i neden bu kadar benimsedim, şiirlerini, ismini duyduğumda niye bu kadar seviniyorum, Ahmedim diyecek kadar nasıl büyük bir bağ oluşmuş ben de bilmiyorum. Kalp kalbi bulur misali, kalbim Ahmedimde buldu kalbini… Şiirlerinde, yüreğinde, cesaretinde, umudunda, sevincinde, aşkında, ağıdında buldu…
Şiirini adadığı “Deniz görmemiş çocuklar” dan, “Doğulu; az gelişmiş değil, sömürülmek için kasıtlı olarak geri bırakılmış bir ülkenin, aşiret töreleriyle yetişmiş çocukları” ndan birisiyim ben de. Senin gibiyim Ahmet Arif. Bizi, bize bu samimi şiirlerinle gösterdiğin; umudu, gücü, cesareti, aşkı, güzel sevmeyi, içten geleni söylemeyi bize en güzel şekilde telkin ettiğin için sana minnettarım.
Aşk ne demek, isyan ne demek, umut etmek ne demek; umutsuzluğa düşmek nasıl bir ayıp, nasıl bir yasak, sessiz ve derin bir halktan olmak nasıl bir duygu bize çok güzel anlattın. Ağzına, güzel yüreğine, kalemine bin minnet…
Şiirlerin başım gözüm üstüne, bir umudum sende… İyi ki vardın iyi ki.
Toprağın şiir çiçekleriyle dolu olsun…