Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Arkadaşlar… Bugün aranızda bulunan Mustafa Kemal fanidir. Eti ve kemiğiyle bugün yaşayan insan yarın ölebilir ama Kemalizm ve yeni Türkiye Cumhuriyeti ilelebet yaşayacaktır.
Sayfa 344 - Ebabil YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Atatürk
Atatürk'ün " İnkılapçılığı " marksistlerin anladığı şekilde bir "Devrim"cilikten de çok farklıdır. O, gelişmeyi TÜRK toplumunun yönetimindeki temel felsefe olarak gösteriyor ve ihtilalciliği reddediyordu. " İstiklal-i Tam" sözünü dinledikleri gibi yorumlayarak " II. Kurtuluş Savaşı" sloganları ile ortaya çıkanlar Atatürk'ü olduğu gibi değil kendi ideolojik açılarından marksist olduğunu ve tarzı var olduğunu iddia ederek gerçek kimliğinden çıkartarak düşünce fikri sunmaya çalışanlarla aynı kişilerdir.
Başbakanlık Genel Yayın MüdürlüğüKitabı okudu
Hepimiz Atatürk'ün; asırlarca ve Osmanlı İmpa­ratorluğu'nun siyasi, içtimai bünyesini kemiren, her türlü terakkiye, kalkınmaya başlıca engel ve nihayet inkırazına (çöküşüne) sebep olan taassup ve cehaletin zadei meşumu, yani uğursuz çocuğu olan "irtica"nın amansız bir düşmanı olduğunu asla unutmamalıyız.
Tevfik Fikret'in Şair Fuzuli-i Bağdadi için söy­lediği gibi Atatürk, "Kurak bir çölde akıp gitmiştir." Yani bu eşsiz deha, tamamiyle anlaşılmadan ölmüş­tür. -İsmail Hakkı KAVALALI
Reklam
CUMHURİYETE Mİ GİDİYORUZ?
Bir gün, Erzurum Kongresinde şimdiki muhterem mebus Bay Mahzar Müfit Kansu, Atatürk'e: -Bu hareketin sonu ne olacak? demiş. Atatürk şu cevabı vermiş: -Ne olsun, istiyorsun? Mahzar Müfit: -Cumhuriyete mi gidiyoruz? Atatürk: -Bunda şüphe mi var? Gelelim Sivas Kongresine: Kongrede verilmiş bir takriri (önergeyi) gördüm. Bu takriri verenlerin isimlerini hatırlamıyorum. Takrirde deniyor ki: "İstanbul'daki Padişahlık hükûmeti tefessüh etmiştir (çürümüştür), Anadolu'da yepyeni, Cumhurluk mahiyetinde bir Türk devleti kuralım." Takririn altında Atatürk'ün kendi eliyle yazdığı şu cümleyi okudum: "Sırası gelecektir. Şimdi okunmasın!"
Sayfa 102 - Ebabil YayınlarıKitabı okudu
KUBİLAY ŞEHİT EDİLİYOR...
23 Aralık 1930'da Ebe Köylü Derviş Mehmet, altı arkadaşı ile Menemen Hükûmet meydanına gelerek, "Ben Mehdi'yim, din mahvoluyor. Şeriatı kurtarmaya geldim" diye tekbirlerle ahaliyi bayrak altında toplanmaya davet etmişti. Halk tekbirlerle toplanmaya başlarken, bunlara mâni olmak isteyen Yedek Subay Kubilay'ı, Derviş Mehmet
Sayfa 283 - Ebabil YayınlarıKitabı okudu
-Türk ordusu vatanı, dış tecavüz ve istilâdan, milleti taassup ve fikir esaretinden kurtardığı gün vazifesini yapmış olacaktır.
Sayfa 68 - Ebabil YayınlarıKitabı okudu
520 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Doğumundan vefatına kadar ayrıntılı olarak yazılmış bir Mustafa Kemal Atatürk kitabı. Bu zamana kadar gerçekten bilmediğim birçok şey varmış ve bu kitapta öğrendim. Atatürk'ün birçok özelliği beyninize kazınmıştır zaten; Ilerigoruslulugu, inkılapçılığı, halkcılığı vb. ama bunun ötesinde çocukluğunda Şemsi Efendi okulunda okurken hangi dersler aldığını bilmiyordum mesela bu en küçük bir örnek. Okuyunca sizde şaşıracaksınız. Savaşlar, sürgünler, kadınlar, suikastler, giyim-kuşam, kitap aşkı, hayvan sevgisi, gece hayatı, sigara-kahve-alkol, evlatlıkları inanın bir sürü bilgi var içerisinde. Yazacak çok şey olduğu için kısa bir inceleme oldu maalesef. Yeri geldi duygulaniyorsunuz, yeri geliyor meraktan araştırmalara dalıyorsunuz. Her ne kadar güzel dediysem de keşke kaynakları da belirtseymiş inanın birçok şeyi değiştirebilirdi zihinlerde. Ama yine de okumaya değdi. Onun karakterini daha iyi benimsemek için okunması gerekli bir eser. Şimdi başka Atatürk kitapları kıyas etmek için bir de Ilber Ortaylı'dan okuyacağız inşallah.
Mustafa Kemal
Mustafa KemalYılmaz Özdil · Kırmızı Kedi Yayınevi · 201814bin okunma
Reklam
-Evet, din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur. Yalnız şurası var ki din, Allah ile kul arasındaki bağlılıktır. Softa sınıfının din simsarlığına müsaade edilmemelidir. Dinden maddî menfaat temin edenler, menfur kimselerdir. İşte biz bu vaziyete muhalifiz ve buna müsaade etmiyoruz. Bu gibi din ticareti yapan insanlar, saf ve masum halkımızı aldatmışlardır. Bizim ve sizlerin asıl mücadele edeceğimiz ve ettiğimiz bu kimselerdir. Hilâfete gelince: İşin garibi bazı arkadaşlardan bilhassa hariçten bana hilâfet teklifleri vaki olmuştur. "Siz halife olunuz." demişlerdir. Ben bu tekliflere daima gülerek cevap verdim. Hilâfet lüzumsuz ve hatta zararlı bir müessese haline gelmişti. Bundan beklenilen gayeler tahakkuk etmemiştir. Cihan Harbinde gördük: Müslümanlar, Halife ordularına karşı harb ettiler. Halife ordularını Suriye'de arkadan vuranlar olmuştur. Bunlar, aynı Halifeye karşı yıllarca isyan ve tenkil için gönderilen Türk askerlerini şehit etmişlerdir. Hilâfet faydalı hâlini muhafaza etmiş olsaydı, Müslüman âleminin buna tesahüp etmeleri (sahip çıkmaları) icap ederdi. Dinle Hilâfeti birbirinden ayırt etmek lâzımdır. Birincisi ne kadar faydalı ise ikincisi o kadar lüzumsuz bir hâl almıştır. Hilâfeti lağv ettiğimiz (kaldırdığımız) günden bu güne kadar kimsenin buna sahip çıkmaması, Müslüman dünyasının halifesiz de yürü- yeceğine ve deja (şimdi de) yürümekte olduğuna en güzel misal değil midir?"
Sayfa 301 - Ebabil YayınlarıKitabı okudu
-Bırak, bırak, ben hepsini biliyorum: İçtimaa muallime hanımları da çağırdınız; fakat onları neye ayrı sıralara oturttunuz? Sizin kendinize mi itimadınız yok, Türk hanımının faziletine mi? Bir daha öyle ayrılık, gayrılık görmeyeyim. Anladınız mı? Bir daha… Ne o? Deminden beri gülen sarıklılar birdenbire inmelenmiş gibi. Bu tarz vuruşa ona mahsus bir sistem denebilir. Dumlupınar'daki vuruşla o odadaki vuruş: Hepsi bir. Vurduğu zaman kımıldanacak hal bırakmamak ve düşmanı en ummadığı yerinden, en ummadığı tarzda vurmak: Sivil kıyafetle yaptıkları da üniformayla yaptıklarıdır.
Sayfa 135 - Ebabil YayınlarıKitabı okudu
MEHMETÇİĞİN SÜNGÜSÜ…
Türk Cumhurluğu akla esivermiş, ulu orta bir hareket değil; düşünülmüş, karar altına alınmış ve Türk milleti tarihinin bir icabıdır. Bir hatıra olarak size şunu da söyleyeyim; unutulmasın. Cumhuriyet tarihi bakımından faydalıdır: Bir gün Hacıbayram Camiine gittik. Atatürk de beraberdi. Ben o zaman İktisat Vekiliydim. Camiden tekbirlerle çıktık, Meclise geldik. Bir de müezzin geldi. Müezzin ezan okudu. Meclis kapısından içeri gireceğimiz zaman, Atatürk'ün önüne sırmalı elbiseler giymiş bir imam dikildi. Atatürk ne istediğini sordu. İmam ellerini kaldırdı: -Dua etmeden Meclise girilmez, dedi. Atatürk: -Bu yurt Mehmetçiğin süngüsüyle kurtarıldı, ve bu Meclis onun gayretiyle kuruldu; yoksa senin duanla değil! Çekil oradan, dedi. Ve imamı eliyle iterek Meclise girdi. Meclis Reisine de: -Türk askerinin yerine neden bu imamı koydunuz? diye darıldı.
Sayfa 120 - Ebabil YayınlarıKitabı okudu
Atatürk, inkılâpları, cumhuriyetin kendisine teslim ve emanet ettiği gençliğe büyük kıymet ve ehemmiyet verirlerdi.
Sayfa 338 - Ebabil YayınlarıKitabı okudu
105 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.