doğup büyüdüğü yere ait değil insan. acı çektiği ya da çok mutlu olduğu yere de ait değil. insan, olmak isteyip de olamadığı yere ait. şey gibi bir his işte bu; çok, çok susamak gibi. siz anlamazsınız bu hissi, bir tek o anlar.
Siz anlamazsınız Bayım!
Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca
Alt katında uyumayı bir ranzanın
Üst katında çocukluğum...
Kâğıttan gemiler yaptım kalbimden
Ki hiçbiri karşıya ulaşmazdı.
Aşk diyorsunuz,
limanı olanın aşkı olmaz ki bayım!
Habil Yaşar, “Ədəbiyyat və incəsənət”
Bu gün sizlərə Türkiyənin çağdaş yazarı Erkan Birliklə müsahibəmi təqdim edirəm. Düşünürəm ki, fantastika, fentezi, mistika və macəra janrlarında yazan bu yazarla müsahibə marağınıza səbəb olacaq.
-Salam Erkan bəy! Necəsiniz? Zəhmət olmasa Azərbaycan oxucusuna özünüz haqqda məlumat verərdiniz.
Eluveitie
Çok sevdiğim bir grup hakkında konuşmak istiyorum. Eluveitie, İsviçreli folk metal grubu. Grup ismi, Mantua'da bir geminin üzerinde bulunan bir grafitiden gelmektedir. Etrüskçede "Helvetyalı" anlamına gelmektedir. Grup şarkılarında kelt müziğinin tüm geleneksel çalgılarını kullanmaktadır. Aynı zamanda kelt müziği ve metali çok başarılı bir şekilde beraber sunduğu efsane işler ortaya çıkarır. Eluveitie şarkılarında, geleneksel enstrümanlar ve sert vokaller kullanır. Konular genelde Kelt Mitolojisinden alınır. Sözleri günümüzde pek kullanılmayan Galyaca dilindedir Ve bütün bunlardan daha iyisi gerçek bir çok sesli müziktir.
youtu.be/-w2m-TeLi6I?si=... buyrun kulaklarınızın pası silinsin. Bu müziğin verdiği duyguları metalciler ve klasik müzik severler daha iyi anlar diye düşünüyorum. Death ve brutal metal türünde olan bu şarkılar size (eğer alışık değilseniz) sadece böğürtüden ibaret gelebilir. Lakin youtu.be/_1lXdLus2WI?si=... bunu dinleyip tekrar bir şans verin, bir kere dünyaya geliyoruz. Her neyse biz Eluveitie'ye dönelim.
Eluveitie eski Kelt dilini kullandığı için şarkılarının çevirisine ulaşabilmek zor olabilmekte. Ama hiç önemli değil anlasanız da anlamazsanız da bağımlılık yapan türden. Son olarak Eluveitie dinlerken sinirli brutalci abinin bağrışları ilk başta garip gelebilir ama merak etmeyin, alışacak ve seveceksiniz. Eh, bundan sonra bir kaç öneri vermek makbuldür.
youtu.be/hFa2M1QW6UI?si=...
youtu.be/kb8WGig0MLU?si=...
ÖYLE BİR YOLA GİRDİK Kİ ARTIK BİZİ DURDURAMAZSINIZ! Yalan, haksızlık ve çaresizlikten ibaret, derme çatma yasalarınızla, hapislere doldurup, tank ve panzerlerinizle üzerimize yürüyerek, boydan boya kurşuna dizseniz de kitlelerimizi, biz yolumuzu bulduk, geleceğimizi gördük ve şimdi, okun yaydan fırladığı noktadayız. Yürüyoruz… Bizi
Özgürlük Yanılsaması
_Albert Einstein:
_İnsanlar özgür olduklarını düşünürler ama bu sadece bir yanılsamadır çünkü evrende her şey kozmik manyetik kuvvetin; iç ve dış nedensellik yasasının etkisi altındadır ve bunun bilincine ermiş insan da özgürlüğün sadece bir yanılsama olduğunu bilir. İnsanın bu yanılgıdan kurtulması en büyük özgürlük; bu çabanın kendisi de bir
Bu saaten sonra ne sen anlatabilirsin ne de ben anlayabilirim.
Bazı anlar olur on yaş almış gibi hissedersiniz.
Sabah uyandığınızda iki kolunuzda kesilmiş yokmuş gibi bı hisstir ben nerdeydim, nerdeyim bu insanlar kim bana neden bu yapıldı...
Bazen anlam ararız anlamsızlığa ugrarız sonrada değişiriz bakışınız bile değişir herkese, herşeye.
Olanlar sizin etrafınızda olup biter ama anlamazsınız, anlam vermezsiniz. Bazen mecburiyettir bazen de tercih bazen de ihanet en başta kendinize. Her şey kafanızda dönüp durur, bi sabah yalın ayak bahçenin bı köşesinde kendi kendinizi sakinleştirirken bulursunuz.
Dünya anlamını bı anda yitirir.
Sonrası mı sonrası yarına sağ çıkma çabasına döner eksile eksile.
Hepsi anlamsız, hepsi bir hiç.
❝Doğup büyüdüğü yere ait değil insan. Acı çektiği ya da çok mutlu olduğu yere de ait değil. İnsan, olmak isteyip de olamadığı yere ait. Şey gibi bir his işte bu; çok, çok susamak gibi. Siz anlamazsınız bu hissi, bir tek o anlar.❞
Ali Lidar
Nâzım Hikmet Ran ...
1827 yılında Almanyanın Magdeburg kentinde bir müzik öğretmeninin oğlu dünyaya gelir (Karl Detroit).
Anne ve baba sürekli kavga ettiklerinden dolayı çocuk akrabaları tarafından yetimhaneye götürülür. Çocuk 12 yaşına geldiğinde bir gece yarısı bütün arkadaşları uyurken çarşafları birbirine dolayarak yetimhaneden kaçar ve Hamburg'a gider.