Bir nesli milliyetçi olarak yetiştirmenin birinci şartı okullarda ona millet sevgisi, millet uğruna fedakârlık düşüncesi aşılamak, geçmiş yüzyılların millî miraslarını öğretmektir. Bunu yapabilmek için milliyetçi öğretmen milliyetçi ders programı lazımdır . Solcu-kozmopolit yazarların eserlerini okutan edebiyat öğretmenleri, kozmopolit tarih kitapları ile milliyetçi gençlik yetişmez .
Ey Millî Eğitim Bakanlığı! Adının başındaki "millî" kelimesi doğru ise, bunun bizim anlamadığımız başka bir mânâsı yoksa önce sen "titre ve kendine dön" de okullara bir millî tarih kitabı hazırlat
Son zamanlarda, solculardan başlayarak yavaş yavaş herkese, hatta resmi şahsiyetlere de yayılan bir tabirle "millet" yerine "halk" kelimesini kullanıldığını görüyoruz. Komünistler milleti kabul etmedikleri için ve bu kelimeden ürkmeleri dolayısıyla daima "halk" kelimesini kullanırlar. Aşırı sosyalistlerde de aynı eğilim vardır.
Anası tek başına söyledi:
"Ölüm o kadar güç değildir. Unutulmak yamandır."
Babası fısıldadı:
"Asıl ölüm unutulmaktır."
Amcası ilâve etti:
"Unutmak da ölmektir."
İsa Beğ devam etti:
Hayat birkaç hâtıradır."
Balâ Hatun bitirdi:
Hayat ölümün başlangıcıdır."
Delinse yer; çökse gök,yansa,kül olsa dört yan
Yüce dileğe doğru yine yürürüz yayan.
Yıldırımdan, tipiden, kasırgadan yılmayan;
Ölümlerle eğlenen tunç yürekli Türkleriz!
Belki ömründe ilk olarak, enerjisini kaybetmiş olduğunu anlıyordu. Hiçbir şey yapmak istemiyor, her şeye karşı isteksizlik duyuyor, fakat yatmakla da dinlenmiş olmamanın sıkıntısı içinde bunalıyordu.
"Sevginin niçini olmaz ki efendim... Düşünsem belki mâkul sebepler bulabilirim. Fakat bu hakikî sebep olmaz. Çünkü biz önce severiz. Sonra sevdiğimiz şeylerin güzel taraflarını bulmaya çalışırız."