Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hem görevinin başında iken inanılmaz bir saflık,gaflet ve delaletle,ülkenin yararına olmayacağı kesin kararlar al, uygulamaya geçir;hemde sonra, işler arapsaçına dönünce vah biz ne yapmışız diye dövünerek, hiç bir şey olmamış gibi, ulusun kaderinde söz söylemek hakkına sahip ol, yok böyle bir şey Demokrasinin gerçekten işlediği uygar bir ülkede kaç bakanı, kaç başbakanı yüksek mahkemelerde, yüce Divanlara götürürdü bilimisiniz? Ama bizimkiler pişkin,Türkün aklı sonradan gelir deyip işin içinden çıkıyorlar, ama öyle mi?Türklerin arasında daha o zamandan onları uyaran olmuşluydu olmamışdıydı?
Sayfa 151Kitabı okudu
Suçlu tabii ki de Tanzimat aydınları olacaktı, Kemalizm ise masum idi!!
Peki, batılılaşmayı ekonomik ve toplumsal ve çağdaşlaşma diye almayınca nasıl alıyoruz, sinema roman, gazete haberi ve radyo yorumundan kapma bir yeryüzü cennetine benzemek olarak! Değisme sürecine, asıl olması gerektiği gibi ekonomik ve toplumsal kalkınma öncüleri değil de, bürokrat aydınlar kılavuzluk ettikleri için, Batı kavramı Türk imgeleminde her şeyin en ideal olarak yaşandığı bir toplum olarak biçimleniyor. Her şey, ama her şey doğu'da kötü, Batı'da iyi! Onlar nas:l yapıyorsa biz de öyle yapmalıyIz ki, adam olalım! Oysa elin Japon'u çıkmış, hiç bir şeyini değiştirmeden, sadece ekonomik ve teknolojik gelişme sürecini kendi yapısında yaratarak batı düzeyini yakalamış, dibini kurcalayan yok! Biz ha babam batı müziği dinliyor, çeviri roman okuyor, batılı gibi giyiniyor, bir türlü batılı olamıyoruz, adamlar Japon gibi yazıyor, Japon gibi yaşıyor, Japon gibi ölüyorlar, ama Batı'yı! geçiyorlar. Japon'un yaptığını biz yapamamışız, bizim yaptığımızı Afrika'daki eski Fransız ve İngiliz sömürgeleri de yapmışlar, ama onlar da "batılı' olamamış!
Reklam
Attilâ İlhan ile söyleşi: Çağdaşlık ile Batıcılık
Attila Bey, sizinle, Batı, Batıcılık, çağdaşlık kavramları, Türkiye yakın tarihinde bu kavramların dönüşümü, bugünkü durum, Batı’yı aşmak mı ya da onun kuyruğuna takılmak mı sorusu; bütün bunları içeren hem kavramsal, hem de tarihsel bir söyleşi yapalım istedik. Bunlar tartışılan, gündemdeki ciddi konular. Benim gündemimde 40 senedir
_Atatürk_ İktisat, ingiliz'in çekilmesi, Lenin, Şapka...
_İzmir İktisat Kongresi Açış Söylevi -1923_ _Ekonomi demek, her şey demektir. Yaşamak için, mutlu olmak için, insan varlığı için ne gerekse onların tamamı demektir. Efendiler, tarih, milletlerin yükselme ve düşmesi sebeplerini ararken birçok siyasî, askerî, sosyal nedenler bulmakta ve saymaktadır. Fakat bir milletin doğrudan doğruya hayatıyla,
Hulki Cevizoğlu- Peki, Batı'yı çok konuştuk, Batı diye bir şey yok diyorsunuz. Attilâ İlhan- Yok. Hulki Cevizoğlu- "Fransa Fransa'dır, İngiltere İngiltere'dir, Almanya Almanya'dır, Batı diye bir kavram yok, biz bunu kafamızda icat ettik" diyorsunuz. Attilâ İlhan- Doğru. Doğrudan doğruya biz bunu kafamızda icat etmişiz... Hulki Cevizoğlu- Hayalî bir kavram mı Batı? Attilâ İlhan- Biz Türkler Batı diye, âdeta cennet gibi bir ülke, herkesin haklı ve herkesin temiz, herkesin iyi olduğu bir ülke düşünüyoruz. Orada insanlar birbirleriyle geçiniyorlar, her şey de müşterek. Hiç öyle bir şey yok. Birbirlerine hakaret eder dururlar. Fransızlar için Belçikalı ahmaktır, ata sözleri var. Gene bize iyi davranmışlar, "Türk gibi kuvvetli" diyorlar, "Belçikalı gibi ahmak" diye sözleri var. "Polonyalı gibi cigara içiyor" derler, böyle hakaret dolu... Hulki Cevizoğlu- Yani birleşmiş, kaynaşmış bir Batı diye kavram yok. Attilâ İlhan-Böyle bir şey... Hulki Cevizoğlu- Ama Türkiye'de varmış gibi gösteriliyor. Attilâ İlhan- Zannediliyor. Fransız resmi başka, İtalyan resmi başka, Alman müziği başka, İspanyol müziği başka. Birbiriyle kafiyen uyuşamıyorlar. Uyuşamazlar da, çünkü oralarda millet oluşmuş. Hulki Cevizoğlu- Ama bizi uyuşturmaya çalışıyorlar. Attilâ İlhan- Bize diyorlar ki bizim gibi oiun, ama her biri kendisi gibi olmanı istiyor. Yani bakın, bizdeki kültür merkezlerine gidin, İtalyanca okuyanlar İtalyan olmaya heveslenirler, Almanca okuyanlar Alman olmaya heveslenirler.
Sayfa 176 - PDFKitabı okudu
Uygar bir ülkede bu derece yüzsüzlük olmaz: Hem görev başındayken, inanılmaz bir saflık, gaflet ya da dalâletle, ülkenin yararına olmayacağı kesin kararlar al, uygulamaya geçir; hem de sonra, işler arapsaçına dönünce vah biz ne yapmışız diye dövünerek, hiçbir şey olmamış gibi, ulusun kaderinde söz söylemek hakkına talip ol, yok böyle şey! Şu yukardan beri sıraladığım yanılgıların bir teki bile demokrasinin gerçekten işlediği uygar bir ülkede kaç bakanı, kaç başbakanı yüksek mahkemelere, yüce divanlara götürürdü bilir misiniz?
Sayfa 151Kitabı okudu
Reklam
Uygar bir ülkede bu derece yüzsüzlük olmaz: Hem görev başındayken, inanılmaz bir saflık, gaflet ya da dalâletle, ülkenin yararına olmayacağı kesin kararlar al, uygulamaya geçir; hem de sonra, işler arapsaçına dönünce vah biz ne yapmışız diye dövünerek, hiçbir şey olmamış gibi, ulusun kaderinde söz söylemek hakkına talip ol, yok böyle şey!
30 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.