"BEN, insanın aklına bir zamanlar yeryüzünde yaşamış olan bütün o değişik insan türlerini getiriyor."
Her fırsatta İngiliz toplumunun farklı katmanlarını eleştirmekten geri kalmayan Doris Lessing bu kitabında da bu alışkanlığını sürdürüyor. Bu kitabı doğru analiz edebilmek için sanırım her şeyden önce 1960'lı yıllarda özellikle Batı
Sağlıklı ve detaylı incelemesine rastlamadığım için inceleme yazmak zorunda hissettiğim kitaplardan birisi. Kitabın yorumlarına baktığınızda salt pornografik bir roman olduğunu düşünebilirsiniz. Fakat Bir kadının bedenini tanıma süreci, düşüncelerine etki eden faktörler, seksin anlamı ve tarihi gibi bir çok detay bulunmakta. Ki kitaptaki
Asıl adı Jean Iris Murdoch, İrlandalı filozof yazardır. 20. yüzyılın en zeki ve üretken yazarları arasında sayılan Iris Murdoch Komünist Parti'ye girdi ve klasik Edebiyat diplomasını aldı ve 1940'lardan sonra Londra'ya yerleşip Ekonomi Bakanlığına çalıştı. Komünistlerin siyasi tutumlarından hayal kırıklığına uğrayarak partiden ayrıldı. II. Dünya
10 Mart 2018
“…Bırak bu kitap çarpsın okuyanını. Sarsılsın ve kendilerine uzun zaman gelemesinler. Okuyanlar, “Dayanamıyorum okumaya, şüpheci biri oldum çıktım, bu nasıl iş anlamadım!” diyor. Her yerlerine şüphe bulaşsın bırak! Uykuları kaçsın, rahatsız olsun, yaşantılarından keyif alamasınlar bir süre…” diyor. “Kardeşini Doğurmak” kitabının
Nüfusu kısıtlamanın en basit ve en bariz yolu, Avrupa, Hindistan ve Çin'de on dokuzuncu yüzyıla dek günümüzde kürtajın Batı'da olduğu kadar yaygın kalacak olan bebek katliydi.
Cinsellik, dünyanın pek çok ülkesinde konuşulamayan, tartışılamayan bir tabu. Ne zaman konusu açılsa, ya gecistirilir ya da 'leylek' konu başlı hikayeler anlatılır. Ama çok ilginçtir ki, en fazla işlenen suçlara baktığımız zaman, cinsel suçların ön sıralarda olduğunu görüyoruz. Cinselliğin konuşulması ayıptır, ama cinsel suç işleyenler
Zaman zaman gündeme kimi hocaların verdiği vaazlar düşer ve epey tepki çeker. Modern kültürü içselleştirmiş Müslümanların bunlara tepkileri genellikle gerçek İslam'ın bu olmadığı şeklinde olur, ardından Kuran'daki "akledin" ayetlerini öne çıkarırlar. Burada üzerine konuşulacak iki nokta var.
1. Bu hocalar inisiyatif alıp
Aslında öyle bir eğitim, kültür ve toplumsal düzen içerisinde sıkı bir şekilde eğitiliyoruz ki, yazarları, şairleri, tarihe mal olmuş liderleri sanki hiç sevişmiyorlarmış sanıyoruz. Sanıyoruz ki tüm yazarlar, filozoflar insan haklarına, kadın-erkek eşitliğine saygılı...
Oysa tarihte bu haklar, sadece yazarlar ya da filozoflar sayesinde