Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.12
TEMBELLİK HAKKI / PAUL LAFARGUE
Adı çok çekici olduğu için uzun süredir aklımda olan Paul Lafergue'nin Tembellik Hakkı kitabını aldım, okudum ve tembellik yapmadan hemen yorumunu yazdım.
Aslında tembellik bana uzak bir kavram ama bu aralar biraz üşengeçlik var, yaşlılık mı dersiniz, bahar yorgunluğu mu bilmem artık. Ben de tembel
Kitabın ana karakteri olan Julian Mantle, bir başarı hikayesinin zirvesinde yer alan başarılı bir avukattır. Ancak, sürekli çalışmak ve başarı peşinde koşmak onu sağlığından ve mutluluğundan uzaklaştırmıştır. Bir gün Julian, kalp krizi geçirir ve bu olay ona yaşamını tamamen değiştirmesi gerektiğini anlatır. İşini ve yaşam tarzını geride bırakan Julian, Himalayalar'da bir keşiş topluluğunun yanına yerleşir ve gerçek mutluluğun peşinde bir yolculuğa çıkar.
Kitap boyunca, Julian'ın yaşadığı dönüşüm sürecini takip ederken, okuyucular da onunla birlikte kendi hayatlarını sorgulamaya başlar. Sharma, Julian'ın karakterini kullanarak, hayatın anlamını bulma, gerçek mutluluğu yakalama ve içsel dönüşümün önemini vurgular. Bu kitap, birçok insanın iş dünyasının koşuşturmacası arasında kaybolduğu modern dünyada, hayatın derin anlamını hatırlatmayı amaçlar.
Sharma, hayatın gerçek değerlerini görmemize yardımcı olmak için doğru ve etkileyici bir yolculuk sunuyor. Bu kitap, motivasyon eksikliği çeken, kendi potansiyellerini keşfetmek isteyen ve daha anlamlı bir yaşam arayışında olan herkese ilham verecek güçlü bir kaynaktır.
Ancak, bazı okuyucular kitabın biraz aşırı basitleştirildiğini ve bazı konuların derinliğini yeterince ele almadığını düşünebilirler. Ayrıca, hikayenin mistik öğeleri bazı okuyucular için gerçeklikten uzak gelebilir. Bununla birlikte, bu kitap kişisel gelişim yolculuğunda adımlar atmaya istekli olan herkese ilham verecek önemli felsefi soruları gündeme getiriyor.
Bir gün çimenler de filleri ezebilir mi?
Tüm zamanların en iyi girişine sahip 10 kitaptan biri diye her yerde karşımıza çıkan, İki Şehrin Hikayesi, bir okuyucunun isteyeceği her şeye sahip: aşk, kaos, insan psikolojisi, tarihsellik, gerçeklik, fedakarlık, sürükleyicilik ve olay örgüsünün yer yer tahmin edilemez biçimde açılışı.
Charles Dickens'in yaşamı da aslında bu romanı üzerine
576 syf.
·
Puan vermedi
Ben Bir Kediyim
Bu kitabı elime ilk aldığımda bu kadar güzel bir kitap olacağını düşünmemiştim. Bir kedinin gözünden yaşama ve insanların karakterlerine, yaşayışlarına dair çok detaylı ve gerçekçi analizler sunuluyor. Kitabı okurken acaba gerçekten bir kedinin düşünceleri kitap olabilseydi nasıl olurdu diye düşünüp durmaktan kendinizi alamıyorsunuz. Avukatlar, iş adamları, toplum tarafından hor görülen bir öğretmen, Zen rahipleri ve daha bir çok çeşitli karakter ve olayın anlatıldığı bu kitap Japon edebiyatı eserleri arasında en zengin içerikli kitap olabilir. Severek okunacak hatta zaman zaman size kahkaha dahi attıracak olaylar, topluma ve insanlara dair çarpıcı analizler kitabın güzelliğine güzellik katıyor. Mutlaka okunması gereken bir Japon edebiyatı eseri.
"Senin bu hoşnutsuzluğun, zenginlik arayışında olmayan, kendi halinde yaşayan, her anlaşmazlığı iyimser yollardan çözmeye çalışan biri olduğun gerçeğinden kaynaklanıyor."
Merhabalar…Kapağa bakarak çok farklı bir hayalde bulunmuştum ama içeriği çok farklıydı ilk başta sıkılmıştım ama sonralarda içeriği daha çok anlamaya başladım… Özetlemek gerekirse;
Kazananlar geçmiş ve günümüz şeklinde ilerliyor… Geçmişte Blanche Peyron’u okurken gelecekte Salone’yi okuyoruz… Her iki kadında çok güçlü ve yaptıkları çok gurur verici… Solone başarılı bir avukattır. Son duruşmasında yaşadığı bazı kötü olaylardan sonra psikolojisi bozuluyor.. Psikiyatrisi ona iyi geleceğini düşündüğü bir gönüllülük faaliyetinde yer almasını söylüyor.. Kadın sarayına gidiyor yani sığınma evine gidiyor oradaki her bir kadınla sohbet ederek kendisine iyi geldiğini mutlu olduğunu görüyor… Geçmişten Blanche ise tüm zorluklara göğüs germiş güçlü bir kadındır… o dönemler zorluklar olmasına rağmen orduya katılıyor ve tüm olumsuzluklara rağmen güç katarak Paris belediyesinin bile satın alamadığı Mükemmel bir sarayı satın alır ve zorda kalan kadınlar için yuva kurar… Puanım : 8/10
İnsanın benliğini yok etmeye çalışmak
Hikayemiz, karakterlerimiz Dr B. ve dünya satranç şampiyonu Czentovic’in bir gemide karşılaşması ile başlıyor. İki karakterin de değişik hikayeleri var. Czentovic fakir bir aileden gelme, bir rahip tarafından eğitilmiş biri. Hayatta iyi yaptığı tek bir şey var… Satranç! Anlama zorluğu çeken, beyinsiz denebilecek kadar aptal ve çok kibirli biriydi. Dr B. ise Avusturyalı bir avukattır. Dr B. N@zi’ler tarafından sorguya çekilmek üzere hiçbir şey olmayan, karanlık bir otel odasına atılmıştır. En acı işkence yöntemine tabi tutulmuştur. İNSANIN BENLİĞİNİ YOK ETMEYE ÇALIŞMAK!
