Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Eğer kötü insanlar olmasaydı iyi avukatlar olmazdı
Sayfa 59
Reklam
Üniversitenin amacı başarılı avukatlar, doktorlar ya da mühendis yetiştirmek değildir asıl amaçları yetenekli ve kötülüğü insanları yetiştirmektir.
Sayfa 98
'Robinson, batan gemiden kurtarabildiği şeyleri adaya zar zor sürüklüyor. Adada önce kendisine barınak yapıyor, sonra buğday ekiyor, yaban keçilerini evcilleştiriyor. En son olarak da adaya gelen yerlilerden birini yakalayıp kendi yardımcısı yapıyor. Kısacası, o uzak adada yerleşik, düzenli bir hayat kuruyor. Hem de tek başına... Genç bir çocuk... Issız bir adada...' Konuşmacı(Jarvinen) şu sözlerle konuşmasını sürdürdü: 'Ey Fin kardeşler! Milletimizi oluşturan iki milyon Fin, bu Robinson denen çocuktan daha mı güçsüz, daha mı iradesiz, daha mı akılsızdır? Değerli öğretmenler! Rahipler! Hâkimler! Mühendisler! Memurlar! Avukatlar! Genç Suomi'nin(Finlandiya) evlatları! Aydın filizleri! Sizler de kendi milletiniz arasında birer Robinson olmak istemez misiniz?'
Sayfa 73 - Kapra YayıncılıkKitabı okudu
Avukatlar cinayet davalarında müvekkillerini aklamak için, olay anında hiçbir şey hatırlamadıklarını ve bunun da güya bir hastalık olduğunu iddia ediyor. "Öldürdü ama hiçbir şey hatırlamıyor," diyorlar. Tıp da onları destekliyor, düşünebiliyor musunuz general? Gerçekten böyle bir hastalık olduğunu, geçici cinnet denen bu hastalığın etkisindeki birinin yaptıklarına dair neredeyse hiçbir şey hatırlamayacağını, en çok yarısını veya çeyreğini hatırlayacağını söylüyorlar.
Reklam
Gazeteciler vukuatı görüntülemeyi, trafikçiler kazaya uğramış kazazedeyi yol kenarına çekip trafiği düzenlemeyi, bankacılar haksız yere faiz toplamayı, avukatlar suçluları savunmayı, bakıcılar başkalarına ait hasta çocuk ve yaşlılara hizmet etmeyi sürdürüyorlar; oysa aynı durumun başlarına gelmesini istemezlerdi. Meslekler insanın yalnız kalıp düşündüğünde yapmayı vicdanının reddettiği şeylerin aksi istikametindeki davranışların kutsallaşmasını sağlıyor. Buyurgan ve otoriteryan birliktelikler kuruyor.
Sayfa 86 - Ayışığı Kitapları - KİTABEVİ (1.Baskı)
Milli şuur uyanık olunca iltimas, rüşvet ve haksızlık kalkar. Hizmeti olanların hizmeti inkâr olunmaz. Tarihi şahsiyetlere gerçek değeri verilir. Ne ufacık kusurları yüzünden dev gibi adamlar küçültülür, ne de gerçeğe dayanmayan büyüklükler dolayısıyla ahlâksız insanlar devleştirilir. Avukatlar millete hakâret etmiş yabancıların savunmasını üzerlerine almaz. Soysuzlaşmış tipler, yarı çılgınlar, millî dili doğru dürüst bilmediği halde kendini gençliğin önderi sayan manyaklar ve budalalar, gazete ve dergilerde, kendilerinden daha kuvvetli olanlara, fikir ve ülkü savunması perdesi altında, kendi cüce şahsiyetlerinin reklamını yapamaz.
Milli Şuur UyanıklığıKitabı okudu
Kusursuz cinayet yoktur. Ama tarih boyunca kusurlu polisler, kriminalistler, savcılar, avukatlar, doktorlar olmuştur.
Ama beni endişelediren başka bir konu vardı. "Bütün avukatlar siyahileri savunur mu, Atticus?" "Elbette savunurlar, Scout." "O zaman, Cecil neden senin zencileri savunduğunu söyledi? Bunu sanki kaçak içki üretiyormuşsun gibi söyledi."
Sayfa 102Kitabı okudu
Reklam
Bir insanın öldürülmesi için her zaman nedenler vardır. Bu karşın, onun yaşamasını haklı çıkarmak olanaksızdır. İşte bu yüzden suçlu her zaman avukatlar bulur, masum ise bazen.
Genç Osmanlılar'ın devlet ku­rumunun mensupları ve ürünleri olmalarına karşılık, Jön Türkler, yeni kurulan devlet okullarındaki müderrisler, Batı hukuku okumuş avukatlar, gazeteciler, küçük memurlar, bürokratlar ve Batılı anlayışa uygun harp okullarındaki ikinci derecedeki görevliler gibi yeni yeni oluşan meslek gruplarına mensuptular.
Devletin temsilcilerini parti binalarında aramayın. Bunlar, ithalatçılar, ihracatçılar, montajcılar, gümrük komisyoncuları, yabancı sermaye bayileri, sömürücü avukatlar, ilaç soyguncular, afyon kaçakçılarıdır. Devletin bütün olanakları bu asalak sınıf için harcanmakta ve Türkiye'nin en güzel yerlerinde bunlar saltanat sürmektedirler.Siyasal iktidarlar değişmekte ancak bu yaşantı daha da güçlenmektedir.
Hababam Sınıfı çalışmadan kazanmanın tek metodu üzerine kafa patlatıyordu. Gözünü sevdiğimin kopyası... Ne doktorlar, ne avukatlar, ne mühendisler yetiştirmişti şimdiye kadar. /Syf.56
..ve sonunda yeni tanıştığı bu avukatlar , subaylar, işadamları ve bankacılarla , işçi sınıfının üyeleri arasındaki ayrımın, yedikleri yemeklerdeki , giydikleri giysilerdeki ve oturdukları mahallelerdeki farklılıklardan başka bir şey olmadığı kafasına dank edene kadar düşündü.
Sayfa 295Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.