Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Satın alınamayan şeyleri severim ben. Deniz gibi, gökyüzü gibi, ay gibi, güneş gibi ve sevgi gibi."
Sabahattin Ali
Sabahattin Ali
"Doruktan uzattıkça mercan bakışlarını Bazen güneşe bakan gülleri hatırlarım Bazen fosforlu bir ay doğar dal uçlarında Güneş olur ülkemin simsiyah burçlarında."
Reklam
Aşk, diğer türlü soğuk ve karanlık olan bir dünyada güneş, ay ve yıldızlardı.
Sayfa 422 - Pegasus YayınlarıKitabı okudu
"Satın alınamayan şeyleri severim ben. Deniz gibi, gökyüzü gibi, ay gibi, güneş gibi ve sevgi gibi."
Sabahattin Ali
Sabahattin Ali
CANIM İSTANBUL <3
Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar; Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar. İçimde tüten bir şey; hava, renk, edâ, iklim; O benim, zaman mekân aşıp geçmiş sevgilim. Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur; Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur. Denizle toprak, yalnız onda ermiş visale; Ve kavuşmuş rüyalar, onda, onda misâle. İstanbul
Sayfa 166 - CANIM İSTANBULKitabı okuyor
   "Dua ediliyor, cevab verilmiyor."
Evvelen: Cevab vermek ayrıdır, kabul etmek ayrıdır. Belki cevab vermek daimîdir. Fakat is'af-ı hâcet, mücîbin hikmetine tâbidir. Meselâ sen, tabibi çağırıyorsun. Dersin ki: "Ey hekim!" O da cevaben:    "Lebbeyk" der. Sonra dersin: "Bana şu taamı veyahut şu dermanı ver."    Hekim bazan münasib gördüğü matlubu aynen verir; bazan istediğinden daha a'lâsını verir; bazan da, senin hastalığına zarar olduğu için, cevab verdiği halde sana bir şey vermez.    Dua, bir nevi ibadet olduğu için, hâlis olmak gerektir. Tâ ki kabul olunsun. İbadetin semeratı ise uhrevîdir. Dünyevî işler, o ibadatın evkat-ı mahsusalarıdır. Meselâ yağmursuzluk, yağmur namazının vaktidir. Namaz, yağmur yağması için vaz' edilmemiştir. Umûr-u dünyeviye niyet edilse, o ibadet olan dua hâlis olmadığı için kabule lâyık olmaz.    Evet nasılki gurub, mağrib namazının vaktidir. Ay ve Güneş'in tutulmaları da, salâtü'l-küsuf vel-husuf denilen iki ibadat-ı mahsusanın vaktidir. Yoksa gaye değil ki, namaz kılmakla, tâ Güneş ve Kamer açılsınlar. Çünki Güneş ve Kamer'in açılmaları zamanı muayyendir. Fâtır-ı Zülcelal, bu iki âyât-ı azîmin nikabı zamanında yani perdelendikleri zamanda ibadını, ibadete davet eder.    Onun gibi, yağmursuzluk da yağmur namazının vaktidir. Yağmurun gelmesinin gayesi değil. Yağmursuzluk devam ettikçe -ol vechile- Allah'a ibadet devam eder. Yağmur geldiği vakit, vakti kaza olur.
Reklam
Satın alınamayan şeyleri severim ben. Deniz gibi, Gökyüzü gibi, Ay ve güneş gibi, Ve sevgi gibi..
Sabahattin Ali
Sabahattin Ali
Hiç dinmeyen bir karışıklık vardı. Yüksek faiz oranları ve halkın borçlarla bükülen beli isyanları alevlendirmişti yine..
"Satın alınamayan şeyleri severim ben. Deniz gibi, gökyüzü gibi, ay ve güneş gibi, sevgi gibi."
Sabahattin Ali:
"Satın alınmayan şeyleri severim ben. Deniz gibi, gökyüzü gibi, ay ve güneş gibi ve sevgi gibi."
İndigo YayınlarıKitabı okudu
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.