Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Flaş
Hava poyrazladı yağmur yağacak Yanıp yanıp sönüyor ışıklandırılmış gözlerin Yukarda Küle gömülmüş bir elma gibi gökyüzü Patladı patlayacak Olanca hışmıyla kentin. Sensin
Şeriat ve Kadın 1
ARAP PEYGAMBERİ MUHAMMED'E GÖRE KADININ TANIMI VE NİTELİKLERİ İki kadınım tanıklığı bir erkeğin tanıklığıma bedeldir (Kur'ân 2 Bakara 282) Kadınlar aklen ve dinen dün yaratıklardır.... (Arap Peygamberi Muhammed) Uğursuzluk üç şeyde vardır: karida ev'de ve at'da..... (Muhammed) Namazı kat'eden şeyler köpek, eşek, domuz
Reklam
Saman Sarısı
------------------Vera Tulyakova'ya derin saygılarımla * I * Seher vaktı habersizce girdi gara ekspres kar içindeydi ben paltomun yakasını kaldırmış perondaydım peronda benden başka da kimseler yoktu durdu önümde yataklı vagonun pencerelerinden biri perdesi aralıktı genç bir kadın uyuyordu alacakaranlıkta alt ranzada saçları saman sarısı
“Günlerin bize aitmiş gibi görünmesi ne tuhaf değil mi”dedi. “ Suyun, içine konduğu kabı sahiplenmesine benziyor tıpkı. Uyanıyoruz, gün ışığının o dingin, bakir saltanatı; bir anne soluğu gibi ta içimize işleyen bir mavi serinlik… Sesler, nesneler, kokular… Bizimle birlikte usul usul uyanan bir müthiş yalnızlık.. Birden, açıklanamaz biçimde yaşadığımızı duyumsuyoruz. Musluktan akan su, camlarda şakıyan gökyüzü, uzandığımız kapı kolu, bir bayram gibi dört yanımızdan akan çarşılar, ağaçların düğünü rüzgarda, olanca görkemiyle kendini bir kez daha bize sunan doğa… Bütün bunların varolması, bizim onları görmemiz, onlarla kendi varlığımızı duymamız, bizi var eden, yaşamı sevdiren bu görkemin derinden derine ölümü duyurması, bu şenliğin bizden sonra da süreceğini bilmemiz, tüm bunlara karşı derin bir tutkuyla yaşamakta ayak dirememiz… Düşündün mü hiç, tuhaf değil mi sence de?” Şükrü Erbaş/ Zamanın boğuntusu
daha önce ayak bile sürmediğim bir bölgede, hiç bilmediğim bir şehirde, yabancı bir sokağın ortasına konulmuş avlulu bir apartmanda dördüncü gecem. ilk gün gurbetlikten ağladım. ikinci gün eksikleri düşününce. üçüncü gün temizlik yaptım. dördüncü gün de alışveriş. arka arkaya sıralayınca ne kolay gözüküyor şimdi göze. fakat kendimi dört yaş büyümüşüm gibi hissediyorum. bir evin sorumluluğu büyütüyor insanı hemen. bir kapının pervazı çıkmış mesela, ben yapmalıyım. saklama kabı ve kavanoz almak lazım, ben almalıyım. balkon duvarları epey kirlenmiş temizlemek lazım, ben temizleyeceğim. tuhaf. müdürüm doğum tarihimi görünce ‘çok küçüksünüz ya’ dedi. ses etmedim. yaşı takvimde arayanlarla aram yok ama iyi geçineceğim. geçinmeliyim. avluda horoz ve kaz var. benim bildiğim horozlar sabaha doğru öterdi. buranın horozu gecenin üçünde uyandırıyor, karşı evin avlusunda olduğunu düşündüğüm horozla karşılıklı güzel bir gece serenatı yapıyorlar. ah canım ne güzel sesin var maşallah diyorum, sonra yastığı dişliyorum. şaka, daha boynumun altına koyacak bir yastığım bile yok. bunları yazarken bir abi apartman merdivenlerini tırmanıyor, dilinde Kürtçe bir şarkı. tüm bu duyguların ve yazının arasına giren reklam gibi. geçmez dediğim günlerin devr-i daimi içindeyim velhasıl. buraya gelmeden önceki bir ay geçmek bilmezdi ama geçivermiş. ben buradayım, buradaki vakit de geçmez sanıyorum. ama geçecek. rüya gibi. burada geçen sürede heybeme ne doldururum bilmiyorum ama şu sıralar dilimde yalnız bir dua dönüp duruyor; göndereceğin her hayra muhtacım.
FARKILIK-AYNILIK ÜZERİNE!
farklılıklarımız; bizi ne kadar ayrık gibi gösterse de aslında uçtan uca birleştiren etmenlerdir. bu yüzden insan kendi içinde dahi ayrık ve aykırı gözüken doneleri kendi olmaklığıyla örtüştürdüğü müddetçe kendilik şuuruna ulaşacaktır. bu bağlamda insan olmaklığının ikil düzeneğine hakimiyet kurmak ve üzerine koyutlanmak için birey hem kendini hem
Reklam
İhsan Oktay Anar - Puslu Kıtalar Atlası sözlüğü
Abıru: 1.Yüz suyu. 2.Irz, namus, şeref, haysiyet. Acuze: Huysuz, yaşlı kadın Adülkahır: (Ödül kahır) Pembe çiçekli, çok yıllık otsu bir bitki Agâh: 1.Bilen, bilgili 2.Haberli Akarca: Sürekli işleyen çıban, fistül Altar: Adak adanan ve kurban kesilen dini yapı, sunak. Arkebüz: XV. yüzyılda Fransa'da kullanılmaya başlanan, taşınabilir ateşli
Flaş
Hava poyrazladı yağmur yağacak Yanıp yanıp sönüyor ışıklandırılmış gözlerin Yukarda Küle gömülmüş bir elma gibi gökyüzü Patladı patlayacak Olanca hışmıyla kentin. Sensin
Saman Sarısı: Nazım Hikmet Ran
Seher vakti habersizce girdi gara ekspres kar içindeydi ben paltomun yakasını kaldırmış perondaydım peronda benden başka da kimseler yoktu durdu önümde yataklı vagonun pencerelerinden biri perdesi aralıktı genç bir kadın uyuyordu alacakaranlıkta alt ranzada saçları saman sarısı kirpikleri mavi kırmızı dolgun dudaklarıysa şımarık ve somurtkandı üst
Saman Sarısı
Seher vakti habersizce girdi gara ekspres kar içindeydi ben paltomun yakasını kaldırmış perondaydım peronda benden başka da kimseler yoktu durdu önümde yataklı vagonun pencerelerinden biri perdesi aralıktı genç bir kadın uyuyordu alacakaranlıkta alt ranzada saçları saman sarısı kirpikleri mavi kırmızı dolgun dudaklarıysa şımarık ve somurtkandı üst
Reklam
Seher vakti habersizce girdi gara ekspres kar içindeydi ben paltomun yakasını kaldırmış perondaydım peronda benden başka da kimseler yoktu durdu önümde yataklı vagonun pencerelerinden biri perdesi aralıktı genç bir kadın uyuyordu alacakaranlıkta alt ranzada saçları saman sarısı kirpikleri mavi kırmızı dolgun dudaklarıysa şımarık ve somurtkandı üst
38 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.