Ey benim özgürlüğüm! İstibdadın pençesine esir düşmüşsün. Keşke kafesini kırabilseydim ve seni uçsuz bucaksız, duvarsız, engelsiz temiz feza da uçurabilseydim. Fakat beni de ipe vurdular. Ayaklarımı, gözlerimi, kalemimi, ellerimi ve parmaklarımı kırdılar, dilimi kestiler, dudaklarımı diktiler!