Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Aylin

29
Kaç genç kız, olanakları sınırlı hayatının bunaltısıyla, evden çıkarken, "İnşallah yolda başıma bir şey gelir de bir daha dönmem!" diye bağırıyor evdekilere biliyor musun?
Sayfa 124 - İletişim Yayınları
Reklam
19
Bizim Büyük çaresizliğimiz Nihal'e aşık olmamız değil, sesimizin dışarıdaki çocuk seslerinin arasında olmayışıydı. Asıl çaresizlik buydu.
Sayfa 102 - İletişim Yayınları
13
Seyreden, dinleyen kadınlara bayılırım. (Böyle iddialı bir cümlenin bir bakıma onun için de söylendiğini anlamış mıydı Nihal? Hayır anlamamıştı, göndermelerle uğraşamayacak kadar kendini kaptırmış dinliyordu, ben bayılıyordum.) Siyah dalgalı saçları, mayalı hamurdan yapılmışa benzeyen bir burnu ve seyek kirpiklerinin süpüremediği koyu bakışları vardı. O an bu bakışları hep üzerimde hissetmek, o koyu kahverengi gözleri her zaman görmek istedim. Âşıklar böyledir işte Nihalciğim, kısacık bir anı bütün ömürlerine yaymak isterler.
Sayfa 68 - İletişim Yayınları

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Freud tanısaydı severdi beni."
Sayfa 70 - İletişim Yayınları
... ona acı verdim, insan en büyük acıyı sevdiklerine tattırırmış, sevmenin yasası bu.
Sayfa 113 - Can Yayınları
Reklam
..., apteshane insanın gerçekten yalnız kalabildiği biricik yer. Bütün yeryüzünde, bütün şanlı Hitler ordusunda biricik yer.
Sayfa 51 - Can Yayınları
"Dinle! Ne kadar sessiz!" "Kes sesini o zaman!" diyor Vale.
Sayfa 270 - Ayrıntı Yayınları, 28
Yahuda ve Mecdelli Meryem
- ...Peki fahişeyken sen kaç alırdın? Beş gümüş mü, ya da on? Pahalı mıydın? ... - Ne kadar kötü kalplisin, Yahuda! Ben unutmak istiyorum, sense hatırlatıyorsun. - Hayır, Meryem, unutmana gerek yok. Neden? Varsın diğerleri unutsun fahişe olduğunu, sense hatırla. Çabucak unutması gereken onlar, senin unutmana gerek yok. Ne diye unutacaksın? - Çünkü günah bu. - Günahtan onu henüz işlemeyen korkar. Günahı zaten işlemiş olan niye korksun? Ölümden ölü mü korkar, yoksa canlı mı? Canlı olana da, korkusuna da güler ölüler.
Sayfa 50 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, VI., 3. basım
Pragmatizm
Deneysel fiziği bütün bilimlerin prototipi yapmaya ve zihinsel yaşamın her alanını laboratuvar teknikleri modeline uydurmaya çalışan pragmatizm, fabrikayı insan varoluşunun prototipi olarak gören ve bütün kültür dallarını montaj hattı üzerindeki üretim ya da rasyonelleştirilmiş büro modeline uydurmaya çalışan modern endüstriyelizmin düşünce alanındaki karşılığıdır.
Sayfa 88 - Metis Yayınları, 2002, Araçlar ve Amaçlar
Doğrunun belli bir tarihsel anda mutluluğun tam tersini verebileceği, insanlık için çok şiddetli bir sarsıntı anlamına gelebileceği ve bu yüzden de kişiler tarafından reddedilebileceği düşüncesi karşısında, pragmatizmin kurucuları öznenin mutluluğunu doğruluğun tek ölçütü yapmışlardır.
Sayfa 89 - Metis Yayınları, 2002, Araçlar ve Amaçlar
Reklam
Tanrı, neden, sayı, töz ya da ruh kavramları, James'e göre, bizi eyleme ya da düşünmeye yönelttikleri için anlamlı ve önemlidir. Eğer dünyada sadece bu türden metafizik düşüncelerin değil, kapalı sınırlar içinde ve karanlıkta işlenen cinayetlerin de umursanmadığı bir gün gelirse, böyle bir cinayet kavramının da bir anlamı kalmadığını, herhangi bir "belirgin düşünce"yi ya da bir doğruluğu temsil etmediğini düşünmemiz gerekecektir, çünkü bu cinayetler artık "herhangi bir kimse için duyulur bir farklılık" olmaktan çıkmıştır.
Sayfa 86 - Metis Yayınları, 2002, Araçlar ve Amaçlar
Platon'dan çok sonra bile, İdealar kavramı, uzaklığı, bağımsızlığı, hatta belli bir anlamda özgürlüğü, "bizim" çıkarlarımıza boyun eğmeyen bir nesnelliği temsil ediyordu.
Sayfa 85 - Metis Yayınları, 2002, Araçlar ve Amaçlar
- Ama ölmekte olan biri için bile varolan tek şey yaşamdır.
Sayfa 191 - Kabalcı Yayınevi, 1999, BEŞİNCİ BÖLÜM - YAYIMA HAZIRLAYANIN ANLATISININ DEVAMI
"Muzır bir işte çalışıyorum. Aldattığım bir sürü insandan haksız para alıyorum... Şerefsizlik benimki... Ama gene de ben tek başıma sosyal kötülüğün ufacık bir parçasıyım... Aslında, bütün eyalet memurları beleşten aylık alır. O halde şerefsizliğimin suçu bana değil, zamana ait. Dünyaya iki yüz yıl sonra gelseydim ben de başka türlü olurdum."
Sayfa 40 - Yankı Yayınları, 1966, Doktor Andre Yefimiç
... dünyadaki en büyük değer insan aklı ve onun belirtileridir. Akıl, insanları hayvanlardan ayıran kesin sınırdır; insandaki tanrısal yönü yansıtır. Hatta bir dereceye kadar hatta gerçek olmıyan, ölmezliğin yerini tutar. Bundan çıkardığım sonuca göre akıl, elimizde olan biricik zevk kaynağıdır. Oysa ki biz burada bu zevkten yoksunuz. Kitaplarımız var, o kadar. Ama kitap konuşmanın, karşılıklı ilişkilerin yerini tutamaz. İzin verirseniz, belki pek isabetli olmıyan bir kıyaslama yapacağım: Kitaplar notaya, konuşma da o notaya göre şarkı söylemeye benzer.
Sayfa 33 - Yankı Yayınları, 1966, Mihayıl Avernayıç
158 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.