Akıcı, hoş ve kısa bir edebi eser. Her sayfa, bir sonraki sayfayı doğuruyor adeta. Kitabın bütününe yayılan, büyülü ve tam uyumlu bir edebi aura hakim sayfalarda.
Ücra bir beldedeki bir akıl hastanesinde doktorluk yapan Andrey Yefimiç ile hayatın, insanı bir konumdan başka bir konuma ve bir halden başka bir hale nasıl şiddetli bir biçim ve hızda sürükleyebileceğine müşahit oluyoruz.
Bu kitabın, Rus edebiyatının ürünü olduğu, olay örgüsündeki isimleri değiştirip Marcus ya da George yapsak bile satırları okurken net bir şekilde ayrımsanabilecek nitelikte.