Altıncı Koğuş kitabındaki ana karakterler bir doktor idi bildiğiniz üzere. Çehov, kendisi de doktor olup, doktorluğa eşim, edebiyata ise metresim demiştir. Edebiyatçılığı ilgili şu ifadeleri dile getirmiştir: " Bizim amacımız soru sormak ve sorulara cevaplar bulmak, okuyucalara verdiğim zorluklardan dolayı bir özür borcum bu nedenle yok." Baskıcı bir hristiyan ailede büyüyen

Anton Çehov, sonraki döneminde ateist olmuştur. İlk okuduğu yazarlar

Ivan Turgenyev ,

İvan Gonçarov ,

Miguel de Cervantes ,

Arthur Schopenhauer dır. Babası battığı için ülkeyi terk ederek kaçmış, ailede baba pozisyonunu kendisi üstlenmiştir. İlk eserleri sırf bu nedenle yazmıştır.

Lev Tolstoy ve

Maksim Gorki ile ise yakın bi arkadaştır.

Altıncı Koğuş kitabına, uzun öykü demek bence roman demeye göre daha mantıklı. Tam bir roman gibi değil bence. Kitabın orjinal ismi ile çeviri ismi aynı : Палата № 6. Kitap, metin sansürcüleri tarafından ciddi anlamda sansüre maruz kalmıştır. Orjinal metin çok daha uzundur. Bir taşra bölgesindeki akıl hastanesindeki doktor ve onun etrafında bulunan 5 akıl hastası konu alınır. Doktor, entellektüel muhabbeti çok seven birisidir. En sonunda bu zaafiyetini bi akıl hastası tatmin eder. Doktor, kötülükleri, akıl hastanesindeki eksiklikleri görmezden gelen bir kişidir. Hasta ise, adaletten umudunu asla kesmeyen bir kişidir.Hasta, bir şekilde doktoru değiştirebilmeyi başarır. Tabi doktorun umursamaz tavırlarını değiştiren bu durumu, dış gözler olumlu karşılamaz ve doktoru deli olarak görmeye başlarlar. Konu kısaca bunun etrafında şekillenir. Aslında kitabın özeti kitapta geçen şu cümlede gizli. - Acıyı küçümsersiniz, ama parmağınızı kapıya sıkıştırdığınız vakit en yüksek perdeden inlersiniz! Diğer çıkarılacak mesaj da şu olabilir : Robotik özellikli, İrade ve liderlikten uzak insanların eline sorumluluk vermek, hem kendisini hemde çevresindeki uçuruma sürükleyebilir. Sorumluluk doğru ellerde olmalı. Yani liyakat şartı. Hastanede 2 tane aklı başında hasta vardır. Biri de doktorun sohbet ettiği hastadır. Ama topluma saçma gelen insanlar hasta olarak kabul edilir. Burada mükemmel bir mesaj var aslında. Çoğunluğun kabul gördüğü şey doğru olmak zorunda değildir. İsterseniz bir güzel mesaj daha vereyim kitaptan. Bir olumsuzluğa göz yumarsanız, o olumsuzluk sizi de bulduğunda söz söylemeye hakkınız kalmaz. Doktor, bir sohbette hastaya senin istersen acını iyi edebilirim diyor. Hastanın cevabı ise çok etkileyici : "Sen hiç acı çekmedin, benim neler çektiğimi bilemez, anlayamaz ve beni bu konuda tedavi edemezsin."

Vladimir İlyiç Lenin , kendimi 6.koğuşa kapatıldığımı hissettim hayatım boyunca demiştir. Kendini bu şekilde motive ettiğini söylemiştir. Yaşamadan, öğrenebilme duygusunu daha iyi elde etmek mümkün değil sanırım. Umarım gerçekten de uygulayabilmiştir ünlü Rus lider. Bir cümlede Türk gibi bağdaş kurmak terimi geçiyordu. Bu hoşuma gitti ve bize ait olduğunu bilmiyordum, öğrenmiş oldum. Daha çok uzak doğu ülkelerinindir diye düşünüyordum bağdaşı. En sevdiğim cümle ile incelememi bitiriyorum. " Huzur ve memnuniyet dışarıda değil, içeride." Kitaba puanım 8.