Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sizin hiç babanız öldü mü? Benim bir kere öldü, kör oldum. Yıkadılar, aldılar, götürdüler. Babamdan ummazdım bunu kör oldum. Siz hiç hamama gittiniz mi? Ben gittim lambanın biri söndü Gözümün biri söndü kör oldum. Tepede bir gökyüzü vardı yuvarlak Şöylelemesine maviydi kör oldum Taslara gelince hamam taslarına Taslar pırıl pırıldı ayna gibiydi Taslarda yüzümün yarısını gördüm Bir şey gibiydi bir şey gibi kötü Yüzümden ummazdım bunu kör oldum.
Cemal Süreya
Cemal Süreya
"Neydin sen?!. Bir rüzgâr mıydın da, şöyle bir esip geçtin? Bir ayna mıydın ki gözlerimi kaybettim içinde ve şimdi ne seni, ne de kendimi görebiliyorum? Neydin sen?!"
Reklam
Bazı sözcükler kişiye tutulan ayna gibidir.
Dörtlü
“Heidegger felsefesinde şey ve dörtlü arasındaki ilişkiyi incelemektir. Yazar temel olarak Heidegger felsefesinde yeryüzü, gökyüzü, tanrısal olanlar ve ölümlü olmanın bir araya gelmesi olan dörtlünün; şeyin ne manaya geldiği ve onun nasıl anlaşıldığını kavramak için anahtar kavram olduğunu iddia etmektedir. Dörtlünün iki temel özelliği vardır. Birincisi dörtlü şeyi oluşturandır.İkincisi dörtlüyle birlikte şey ilişkisel olarak var olur. Yazara göre, şeyi ilişkisel olarak anlamak için, şey hakkındaki özcü yaklaşımları terk etmeliyiz. Onun yerine şey ayna üzerinde şeyin oynaması olarak görülmelidir. Bu aynada, dörtlünün her biri kendince ayna üzerinde aksettirir. Her biri kendi rolünü ilişkisel biçimde oynar. Yeryüzü taşıyıcı olarak şeyin maddeselliğidir. Gökyüzü yeryüzünün kendini gösterdiği mekândır. O değişimin ve hareketin mekânıdır. Günler ve mevsimler gökyüzü aracılığıyla değişir. Tanrısal olanlar mesajlardır. Son olarak,ölümlü olma dünyaya maruz kalma ve açık olmanın imkânıdır..”
Ayşe

Ayşe

@TNayse
·
03 Mayıs 19:36
Bilinçdışı ikonik bir imge olarak varolan rakamsal bağlamlar ..
Dörtlü kavramının (quaternarium, quaternity) uzun bir geçmişi vardır. Bu kavram, sadece hristiyan ikonolojisinde ve mistik düşüncesinde ortaya çıkmaz, Gnostik felsefesinde ve ondan daha önceye, ta sekizinci yüz yıla kadar olan ortaçağda, belki de daha büyük bir rol oynar. Bu rüyada, dörtlü, bilinçdışının yarattığı dinsel kültün en önemli örneğidir.
Ayna olsan yine bakmam sana.
Ve öfkeli kalabalık grup, İsa nın yanına gelerek bu kadını Musa nın hükmüne göre yargılayalım ve taşlayalım derler. İsa da kabul eder ve bir ayna ister, kalabalık grup ayna ya baktıkları anda, zamanında işledikleri günahları görürler ve taş attıkları an bu günahlarının herkes tarafından görüleceği onlara o an bildirilir. Ve İsa haykırır : haydi ! İlk taşı Günahsız olanınız atsın ! Başta ihtiyarlar olmak üzere kalabalık grup rezil olma korkusuyla, hiçbiri tek taş dahi atamaz ve orayı sessizce terkederler. Sözün özü başkalarına bok sallamadan önce dönüp kendimize bakalım.
Reklam
Gök kubemizi 1923 te çaldılar… Harf İnkilabı isimiyle
Kendi Gökkubemiz Yahya Kemal Merhum'dan mülhem bir ifade. Biz Gökkubemizi nerede yitirdik, ne zaman yitirdik, nasıl yitirdik... …bunu buna başlayalım mı…? Bu soruyu sormak bile aslında, bu yolculuğun ilk adımlarından biri olmalı. Çünkü birçok insan Gökkubemizi kaybettiğimizin bile farkın da değil. Önce meseleyi doğru ortaya koymak lazım.
Ayna gibi olun, size olan davranışı yansıtın insanlara. Sevgiyi ve güveni hakedene verin, size gösterene yansıtın..isteyen herşeyi her türlü yapar. Sevgimi hiçe sayanlar, aynaya bakmaya hazır olun
Sadece yeryüzünü kozmosun sınırlarına genişletmek istedik. Başka bir dünya istediğimiz yok. Yalnızca içinde kendimizi göreceğimiz bir ayna. Bağlantı kurmak için çok çalıştık ama başarısızlığa mahkum olduk. Korktuğumuz ve aslında gerek duymadığımız bir ereğin peşinden koşmakla komik görünüyoruz. İnsan insana lazım.
Andrey Tarkovski
Andrey Tarkovski
/Solaris
“Öldükçe kıymetli çok şey. İpek böceği, çiçek, insan. Badem gözlü eşek de. Sıcak ve soğuk mevsim. Gördükçe kendine, baktıkça bana. Bulduğun, seyirdeki ayna. Yansıma yalan, zaman tersine.” Şiirin tamamı: mahaledebiyat.com/ayna-ve-bosluk adresinde. 🪞 Repost: Yeni sayı! Yeni şiirler, yeni yazılar. Şiir Eki 3 sizlerle. Bu sayıdaki yol arkadaşlarımız: Marina Tsvetaeva (Çev. Hüseyin Serhat Arıkan), Gönül Demircioğlu, Zülal Nimet Demirel, Anıl Topçu, Elif Burcu Özkan, Rabia Karabacak, Dilek Erol ve Enes Gültürk.
Gönül Demircioğlu
Gönül Demircioğlu
Reklam
Ayna
Bana benzeyen bir gözlerim kaldı Bir de kederli bakışlarım Düşüncemin olmadığı Aynalarda ben varım Yalan değil değiştiğim, yalan değil Şimdi her şarkı beni ağlatır Deli eden insanı zaman değil Zamanı unutmamak kahırdır Zamandı avuçlarımdan uçup giden Hayallerimin olmadığı yerde Zamandı düşünceme hükmeden İlk sevdiğim şimdi kim bilir nerde? Önce hatıralarımı götürdü ölüm Zaman aynasında ölümü gördüm /
Ümit Yaşar Oğuzcan
Ümit Yaşar Oğuzcan
Sporunuza, yürüyüşünüze,manzaranıza,kahvenize eşlik eder belki:)
Biraz da maziye gidelim Ayna grubunun coşkulu sesiyle :) youtu.be/WiD_45gdZ6U?si=... Mazi demişken,,, Maziye gitmek,yas sürecine yardımcı olacaksa ya da tecrübeleri hatırlatacaksa, geleceğe yön vermeye yardımcı olacaksa iyidir diye düşünüyorum bazı durumlarda ..
Kemal Sayar
Kemal Sayar
’ın çok güzel bir ifadesine rastladım; "Yas,sadece sevdiklerimizi kaybetmekle olmaz.Bir yaşama biçimini kaybetmek de yastır. Bir şehri bildiğimiz halde kaybetmek,rutinlerimizi kaybetmek de yastır.Hatta, dünyayla ilgili inançlarımızı kaybetmek de yastır . . Bir gümüş kolye kaldı senden hatıra O güzel günler artık çok uzaklarda Bir yanık türkü oldum puslu dağlarda Söyleyen bilmez aklım hatıralarda ........
Küçük bir ayna gibi gözlerin, Her baktığımda kendimi gördüğüm, Ellerin pamuk gibi, yumuşak, Tutunca kalbimi saran.
Bir Tarkovsky Şaheseri Stalker
youtu.be/HO6f2SUkww0?si=... Stalker(1979)Andrey Tarkovsky Sinema dünyasının en büyülü ve gizem dolu yapıtlarından biri olan 'Stalker', izleyicisini bilinmeyen bir bölge olan 'Zone'a, dileklerin gerçekleştiği bir odayı aramak için götüren bir rehberin ve onunla birlikte bu yolculuğa çıkan iki adamın hikayesini anlatıyor. Bu gizemli ve metafiziksel dünyanın kapılarını aralarken, izleyici de karakterlerle birlikte bu bilinmezlikle yüzleşir. Karakterlerin psikolojik derinlikleri ve duygusal çatışmaları, filmi sıradan bir bilim kurgu öyküsünden çok daha öteye taşıyor. İçlerinde bulundukları durumun getirdiği gerginlik ve belirsizlik ise film boyunca sürekli artarak kendini hissettiriyor. Bilinmezlikten doğan bu kaygı hali, filmi izlerken yaşadığınız gizemli atmosferle kusursuz bir şekilde birleşiyor. Yönetmen, izleyicisini fantastik ve karanlık bir dünyaya sürüklüyor. Ortaya çıkan atmosferin çarpıcılığı ve filmin görsel olarak sunuşu, izleyiciyi etkileyen bir diğer unsur oluyor. Her bir kadraj, dikkatli bir şekilde tasarlanmış ve estetik anlamda birer sanat eseri gibi sunulmuş. Film aynı zamanda insanın iç dünyasına, arzularına ve korkularına da bir ayna tutuyor. Daha çok insan psikolojisi ve evrensel sorunları merkezine alması, filmi bir bilim kurgu öyküsünden çok daha fazlası haline getiriyor. İster dileklerin gerçekleşme ihtimaline inanın, ister inanmayın, 'Stalker' sizi sorgulamaya, düşünmeye ve kendi iç yolculuğunuza çıkmaya davet ediyor. Bu film, bir sinema klasiği olarak anılmayı fazlasıyla hakediyor.
Andrey Tarkovski
Andrey Tarkovski
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.