Çok defa insan sakin, bulutsuz bir yaz gecesi yıldız ışıkları altında, yarın sabah kırların ne kadar güzel görüneceğini, sıcaktan kaçıp ormanların derinliklerine dalmanın ne tatlı olacağını düşünerek uyur ve ertesi gün damda yağmur gürültüleriyle, kasvetli bulutlarla, ıslak ve soğuk bir gün içinde uyanır..
Tarantyev dünyaya kötümser ve küçümser bir gözle bakıyor, çevresindekilere açıkça kin besliyordu. Her şeye ve herkese çatmaya hazırdı; sanki bir felakete uğramış, değeri bilinmemiş, talihine küsmüş güçlü bir kişiymiş gibi.
20li yaşlar dediğime bakmayın belki çok daha öncesi okusaydım beğenir ve tavsiye cümlelerime konu olurdu.. akıcı cümlelerin olması konunun tekrara düşüyor gerçeğini silmemekle birlikte bende yarattığı his tam olarak 100 bölümlük fox dizisini bayat-taze karışımı çekirdek eşliğinde izliyor hissi.. bitirmeme az kalması durumu değiştir mi bilinmez.
Zehirli pedagoji, yalnızca -çocukken sürekli cezalandırılma korkusuyla yaşadıkları için- takmak zorunda oldukları maskeye güvenebilen aşırı derecede iyi uyum sağlamış bireyler yetiştirir. "Senin iyiliğin için seni böyle eğitiyorum" cümlesi bu yaklaşımın arkasındaki asıl ilkedir. "Seni döversem ya da sana acı çektirecek ya da seni küçük düşürecek sözler söylersem, bu tamamıyla senin iyiliğin içindir."
"Ben, beni, benim" şeklinde zoraki bir yaklaşım, kendimizi sevmekle eşdeğer değildir. Kendimizi sevmek bizi, hayatımızın bir parçası olan dayanıklılık, şefkat ve anlayışa götürür.
-SHARON SALZBERG