Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

A

A
@aynudo
8 okur puanı
Ağustos 2017 tarihinde katıldı
Böyle mi olacaktı, insanı sonsuz derecede mutlu kılan şey, aynı zamanda üzüntüsünün kaynağı mı olmalı?
Reklam
"Siz insanlar," dedim. "bir şey hakkında konuşurken, hemen şöyle söylemek zorunda hissediyorsunuz kendinizi: 'Bu aptalca, bu akıllıca, bu iyi, bu kötü!' Bütün bunların ne anlamı var? Sırf bunları söylemek için mi bir olayın içyüzünü araştırıyorsunuz? Onun niçin olduğu, niçin olması gerektiği şeklindeki sebepleri kesinlikle açıklayabiliyor musunuz? Böyle yapsanız, yargılarınızda bu kadar aceleci olmazdınız."
Lotte'yle ilgili bir ümidin var mı ya da yok mu diye soruyorsun. Güzel, birinci durum söz konusuysa, ümidini kesme, arzularının gerçekleşmesine çalış: İkinci durum söz konusuysa toparlan ve tüm gücünü tüketen bu sefil duygudan kurtulmayı dene diyorsun. Dostum! Söylemek kolay gerçekleştirmek zor. Sinsi bir hastalığın önlenemez şekilde her geçen gün ölüme yaklaştırdığı bahtsız birinden, hançerle işkencesine bir anda son vermesini isteyebilir misin? Gücünü tüketen hastalık, aynı zamanda ondan kurtulma cesaretinden de onu yoksun bırakmaz mı?

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"...Birbirimizi mutsuz kılmamız yetmiyormuş gibi, bir de herkesin kendisine ara sıra sağlayabildiği sevinci elinden mi alalım? Keyfi olmadığı halde bunu gizleyecek, etrafındaki sevinçli havayı dağıtmadan buna yalnız başına katlanacak kadar iyi bir insan gösterin bana! Ya da bu, her zaman aptalca bir kendini beğenmişliğin körüklediği kıskançlıktan kaynaklanan, kendimizle barışık olmayışımızın, kendimize saygı duymayışımızın sonucu ortaya çıkan iç huzursuzluğundan başka bir şey değil mi? Mutlu edemediğimiz mutlu insanlar görüyoruz, dayanılmaz olan bu."
Söylüyorum sana değerli arkadaşım, duygularım dizginlenemez hale gelince mutlu bir kayıtsızlık içinde yaşantısının dar çemberinde dönen, günlük geçim derdine düşen, yaprakların sararıp döküldüğünü görünce kışın geldiğinden başka bir şey düşünmeyen böyle bir insanın görüntüsü, içimdeki bütün kargaşayı yatıştırıyor.
Reklam
126 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Genç Werther'in Acıları
Genç Werther'in AcılarıJohann Wolfgang Von Goethe
7.9/10 · 120,4bin okunma
Bazen siz susardınız bir şarkı eşlik ederdi içinizden gelenlere. Veya bir kitabın satır aralarında saklardınız benliğinizden bir cümle. Bir şiir dizesinde kaybolurdu çaresizliğin sızısı. Siz çoğunlukla kelimelere hiçbir şey yapamazdınız ama onlar size her şeyi yapabilirdi. Özellikle mürekkebini kurumuş kan lekelerinin üzerinden bir el yazması gibi işleyen o kelimeler... Zincire vurulmuş zihinlerden kopup, prangalar vurulmuş ruhların kayıp satırları. Kelimeler... Her bir harfi derimin altına nakşetmiş, paramparça edilmiş ruhuma kadar ulaşan ve ardı arkası kesilmeyen, geldikçe uzayan, bitmez bir yokuş yukarı yol olan, uçsuz bucaksız dizeler diyarına sürüklenen ve insanın kanını donduracak cümlelere dönüşen harfler dizesi.
Adam yutkundu, kız nefesini verdi. Adamın gözleri sızladı, kızın dudağının kenarı kıvrıldı. Adamın olmayan kalbi sızladı, kız kusurlu kalbinin yolunu kaybetti. Adam bir uçurumun eşiğinde hissetti, kız uçurumdan düşmüş gibi. Adam gözlerini kaçırdı, kızın gözleri kurtulmak için haykırdı. Adam eldivenlerini eline geçirdi, kız dudağını kanattı ısırmaktan. Adam dudağından akan zehre baktı, kızın kurşuna ihtiyacı yoktu. Adam zaten ölmüştü, kız ölüp ölüp dirilmiş. Adam zırhını kuşandı, kız bir an bile karşı koymadı. Adam bir ateş yaktı, kız çıplak ayaklarla yürüdü üstünde. Adam günahlarının bedelini düşündü, kız masumiyetin çoktan ziyan edildiğini. Adam vazgeç der gibi baktı, kız cesaretlendirmek ister gibi gülümsedi. Adam toprak yutmuş gibi hissetti, kız toprağın altında kalmış gibi.
"Aylema. Ruhun direnişi. Büyük bir acı karşısında gösterdiğin direnç, ağlamanın ötesindeki duygu; ruh sızlaması. Acıyı ruhuna katıp geldiği yere saldırmak demek, bu bir yangına ateş açmak demek. Çoktan kaybetmişsindir ama bu savaşmayacağın anlamına gelmez çünkü savaşırsak hâlâ bir şansımız var demektir. Çünkü yakacak hiçbir şeyi olmasa o ateşin yanmayacağını, o ateşin söneceğini bilmek demektir. Dar ağacına asıldığında kendi ayağınla iskemleyi itmek kadar, o ipi koparıp ölümden kurtulmak gibidir. Aylema, kendine yaptığın bir devrimdir."
Reklam
Yok öyle uçurumun kıyısına kadar koşup atlamamak, karanlığın içinde gözlerini de kapatarak aydınlığa meydan okumaktı yaşamak. Yıldızları görebilmek için güneşin batmasını bekleyeceksek eğer durmazdım, kapatırdım tüm ışıkları.
Ölünce bile huzur bulamayacaksa insan tüm bu var olma çabası nedendi? Mezarlığın üzerine eğilip kurumuş beyaz güllerden bir tanesini çektim kitabımın arasında saklamak için; gözyaşlarını bir kitabın arasında kurutamıyordunuz.
Sakın kimseye bir şey anlatmayın. Herkesi özlemeye başlıyorsunuz sonra.
67 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.