Panait Istrati
...Doğru.Şu başlayan günde, ne evde , ne evin dışında sevecek başka birşeyimiz yok;bununla birlikte ölmek istemiyoruz ve nefret ederek yaşayamayız.Dolasıyla, bir şeyi sevmek zorundayız; bu isterse bir yıldız olsun!Çünkü neyin sevildiği önemli değil, önemli olan sevgidir.İşte bunun verimliliğine bir kanıt:Peşimizi bırakmayan sefaletten hiç korkmadan taraçadan ayrıldık; fakirlere 'Neden siz de zengin değilsiniz?' diye sormayan gökyüzünün altında, aç da olsak,kir pas içinde de olsak yaşama arzusuyla dopdolu olarak yola çıktık.
Bazen sanki karşısında biri varmış gibi konuşup, çok değişik bir ses tonuyla gülüyordu. Zaman zaman birden öfkeyle bir bağırıyordu ki, neye uğradığımızı şaşırıyorduk. Ben de de panik atak başlamıştı. Yerinden kıpırdarsa, ben aniden çok korkuyordum. Yanımda bir başkası yükses sesle konuşsa, öksürse çok korkuyordum. O sinirlenince elim ayağıma
Reklam
İlk evladım Köksal 1969 yılında ikinci evladım Serdar 1971 üçüncü yavrum Hakan 1973 dördüncü oğlum da 1975 yılında dünyaya merhaba demişti. 13 Kasım Cumartesi 1976 gününden bir gün evvel Serdar'ın dişi çok ağrıyordu. Sabaha kadar ağlamış hiç yatmamıştı. En küçük oğlumu abisine (Köksal) bırakarak Serdar'ı dişçiye götürmeye karar verdik. Serdar
Sonra, gitti. İki saat sonra buluşacakmışız gibi ayrıldık birbirimizden. Bir daha hiç görüşemeyeceğimizin o an farkına vardım.
Erdal .. Mamak Askeri Cezaevi'nde idam hükümlüsü bir gencin, Erdal Eren'in son fotoğraflarını çekmiştim yıllar önce. Yarım saat kadar yanında kalıp, koşullar elverdiğince konuşup, yaklaşık 2 'makara' fotoğraflayıp ayrılmıştım oradan. Deklanşöre son defa basıp, parmaklıklar arasından 'sessiz sitemsiz' bakışını dondurduğum o günün gece yarısında
Geri138
385 öğeden 381 ile 385 arasındakiler gösteriliyor.