Dün ile bugünü, doğu ile batıyı, ben ile seni ve nice ayrılığı birbirine bağlayan bir gönül köprüsü inşa etmiş yazar. Silkinip kendine gelmek isteyenlere güzel bir fırsat.
"Halbuki bir şeyin değerini veren onun eski veya yeniliği değildir. Elmas da değerini eski veya yeni oluşundan değil, sadece elmas oluşundan alır. Oysa bugünün insanı, eski diye nice elması çöpe atmakta."
Alayın uğurlanişi Topkapı Sarayı'ndan yapılır ; padişah ,Alayı sarayın önünden uğurlardi. Törende Kur'an , Mevlid ve naatlar okunur ,son dualardan sonra ,emanetler ,Sürre Devesi sırtında , Topkapı Sarayı'nin çıkışına kadar yolcu ederdi.
Alay,Saraydan çıktıktan sonra Kireç İskelesine ( Sirkeci ) gider , orada yapılan dualarla bekleyen çekdiriye (Osmanlı'da kullanılan bir tur savas gemisi ) konak Üsküdar a geçerdi.
Alayın buradan hareket noktası , Üsküdar - kadıköy arasındaki İbrahim Ağa Çayır idi.
Sürre Alayı buradan da dualarla uğurlanir, Kervandaki hacı adayları akrabalariyla burada vedalasirdi .
Bölgede bulunan Çeşme bu yuzden " Ayrilik Çeşmesi " adıyla anılır.
Bu bir demdir gelir geçer duyamazsın demedim mi havasını taşıyan bu kitap. Kendi döneminin zihniyetini çok iyi anlatır bir tarzda olan yazardan çok şey öğrenselerde çok şey beklemesinler.
Daha modern (!) diye , bazı hanımların file kullanmaya başlaması neredeyse skandal yaratmış, insanların aldıklarını göstere göstere taşıması çok ayıplanmıştı.
Türk toplumu, evde anne ve babasından sonra okulda öğretmeninden, askerde çavuşundan, delikanlılığında polisten dayak yiyerek demokratikleştiğinden (!) biz ilkokul öğrencileri de ilk öğrenimimiziyeterinxe aldık.
Genelde İmam Hatip Okulları ile İlahiyat Fakültelerinde tekke ve tarikatlara düşman olarak yetişmiş genç imamlar, Diyanet İşleri Bakanlığı 'nca bu camilere atandıklarında ,ilk iş olarak o mekâna halen manevi bağı olan tekke cemaatini dağıttılar ve olası toplantıları engellediler.
...bu tür yayınlarda genç kuşakların bu eskiye (!) ait müziği dinlemelerinin önlenmesi, asla bu yönde teşvik edilmemeleri gerektiğini söylüyordu. Kısacası, resmen ben ve neyim kapıya konduk. Piyano çalan arkadaşım ise gururla konserini verdi.