Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
DESEM Kİ Desem ki vakitlerden bir Nisan akşamıdır, Rüzgârların en ferahlatıcısı senden esiyor, Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini, Ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim, Senden kopardım çiçeklerin en solmazını, Toprakların en bereketlisini sende sürdüm, Sende tattım yemişlerin cümlesini. Desem ki sen benim için, Hava kadar
İtiraf etmeliyim ki, aziz okur, benim ömrüm, her birini gebertmek istediğim insanlarla aramdaki buzdağlarını eritmeye çalışmakla geçiyor. Mesela zenginlerden nefret ediyorum, ne yapayım, elimde değil. O restoran sürüngenleri, fiyaka kumkumaları, yapmacık kasvetin mıymıntı bekçileri, ticari bir şiveyle konuşan zehirli papağanlar, hileli bir neşe içinde geviş getiren bunak vampirler, modanın ipiyle kuyuya inen kibirli cambazlar, tatile gebe fırlamalar, alaturka bir sadizmle zıvanadan çıkanlar, alafranga bir mazoşizmle yılışıklaşanlar… Hepsine teker teker Kolombiya kravatı takmak istiyorum! [Kolombiya kravatı: Meksika mafyasının uyguladığı bir cezalandırma biçimi: Kurbanın gırtlağına bir delik açılır ve dili bu delikten sarkıtılır.
Reklam
Aşkın doyum olmaz tası sensin. Rabbin en aziz sofrası sensin. Ömrümce, "Kadın" adlı kitabın Hiç dönmeyecek sayfası sensin! (Fuat Azgur)
Sarılmak neden güzeldir bilir misin? Çünkü sağ tarafta kalp yoktur, ve orası hep boştur.. Sarılınca,sağ yanını O'nun kalbi doldurur.. - Aziz Nesin
KENDİME ÖĞÜT Uslanma hiç hep deli kal Büyüme sakın çocuk kal Es deli deli böyle kal Son harmanında sevdanın Tüken toz toz savrula kal Suçüstü bulmalı ölüm Ölürken de sevdalı kal ... --Aziz Nesin
“Söz verdiğimiz yerde buluştuk Söz verdiğimiz zamanda değil. Ben yirmi yıl erken gelip bekledim. Sen geldin yirmi yıl geç. Ben seni beklemekten yaşlıyım. Sense beklettiğin için genç.”
Reklam
Sapkın eski niyetler bile kutsal kitaptan çalınırken, ben en çok şeytanı oynarken aziz gibi görünürüm.
96 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
kapak resminde en önde görülen İfşa-yi Sırr Teşkilatının kurucusu Seyfettin Efendi'nin hemen arkasında esrardaşlarını görüyoruz. Pehlivan İsmail, mühendis Münevver, Adli tabip Aziz ve casus Esat teşkilatın diğer üyeleri. Teşkilat bu açıdan A-Takımı yada Leverage'nin Osmanlı versiyonu gibi duruyor. Ha pardon Osmanlı değil. Hikaye Cumhuriyet'in ilk yıllarında geçiyor. Kılçığın tekiyim, fesli çizimler, arap alfabesinin kullanımını teyit ettim, tarihlerde şaşma yok. Detaylar güzel. Önsöz ve arka kapak yazısı dönemin dilinde yazılmış. İstanbul'un mabetlerinde sırayla işlenen cinayetleri çözme işi Seyfettin Efendi ve ekibine verilir. Cinayetlerin vahşiliği ve vücutlarında hiç kan kalmamış olması insan üstü bir varlıktan şüphelenmelerine neden olur. Hikaye her ne kadar steampunk öğeler içerse de filmin sonunun bir şekilde Vlad Tepeş'e bağlanması hoş olmadı. Zira içinde vampir geçip de kazıklı Voyvoda ya bağlanmayan yerli hikaye kalmadı. ucalisan.blogspot.com.tr/2014/11/seyfett...
Seyfettin Efendi ve Olağanüstü Maceraları
Seyfettin Efendi ve Olağanüstü MaceralarıDevrim Kunter · Arka Bahçe Yayıncılık · 201344 okunma
176 syf.
10/10 puan verdi
peyami safa ya ''Aziz Nesin bugünkü türk hiciv edebiyatının en büyük ustasıdır. eserlerinde gülüp geçmek değil güldükten sonra her sahnenin taşıdığı trajik manalar üzerinde düşünceye dalmak lazımdır. çünkü O'nun müşahade ve tasvirlerinde mübalağa çok fakat yalan yoktur '' dedirten ustanın kitabı.. okuyun okutturun..
Ölmüş Eşek
Ölmüş EşekAziz Nesin · Nesin Yayınları · 2016995 okunma
Ve seni düşünürüm, Karanlık, hırslı... Seni, cihanların aziz meyvası. İlan-ı aşk makamından bir mısra, Yeşerip, kımıldar içimde, Düşer aklıma gözlerin... Ahmed Arif
Reklam
Desem ki vakitlerden bir Nisan akşamıdır, Rüzgârların en ferahlatıcısı senden esiyor, Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini, Ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim, Senden kopardım çiçeklerin en solmazını, Toprakların en bereketlisini sende sürdüm, Sende tattım yemişlerin cümlesini. Desem ki sen benim için, Hava kadar
Aziz Nesin ile polis memuru arasındaki diyalog... Bir dönem Aziz Nesin'e yönelik tehditler artınca oturduğu apartmanın önüne bir polis memuru yerleştirmişler ve Aziz Nesin'i korumaya almışlar. Derken birkaç gün sonra Aziz Nesin apartmandan çıkarken polise sormuş: "Neden bekliyorsun burada ?" Polis de: "Şu yan apartmanda Aziz Nesin diye yaşlı bir adam var; onu korumak için bekliyorum." Bu olaydan sonra devletten hiçbir zaman koruma istememiş.
1934 yılında Soyadı Kanunu çıktı, her Türk kendine bir soyadı alacaktı. Herkes kendi soyadını kendisi seçtiği için insanların bütün gizli aşağılık duyguları ortaya çıktı. Dünyanın en cimrileri ‘eli açık’, dünyanın en korkakları ‘yürekli’, dünyanın en tembelleri ‘çalışkan’ gibi soyadları aldılar. Bir mektup yazabilecek zamanda ancak imzasını atabilen bir öğretmenimiz kendisine’çevikel’ soyadının almıştı. Irkçılığın yayıldığı günler olduğundan, özellikle Türklüğü karışık olanlar ırkçılığı anlatan soyadlarını kapışıyorlardı. Her türlü yağmada hep sona kaldığım için güzel soyadı yağmasında da sona kaldım. Bana, ortada böbürlenebileceğim bir soyadı kalmadığından, kendime ‘nesin’ soyadını aldım. Herkes ‘nesin’ diye çağırdıkça ne olduğumu düşünüp kendime geleyim istedim.
Aziz Nesin'in Soyadı Hikayesi
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.