MELA. - Nereye?
ROVNi - Dilenmeye ... Sen söylemiştin ya ... Büyük kentlere gideceğim dilenmek için ...
Aziz Nesin' e göre neden Müslüman laik olamaz
" Bir insanı hem İslam olarak eğiteceksiniz, hem de diyeceksiniz ki kardeşim sen devlet işlerine karışma.İslamın bizatihi kendisi devlet için kurulmuştur. Söz arasında, dikkat edin İslamlara, Müslümanlara, din-ü devlet derler, ayırmazlar. 'Din' demez, 'din-ü devlet' der. Önce dindir. "Devlet-ü din' değildir, 'din-ü devlet'tir. "
Sayfa 82 - UMAG Yayınları ( Uğur Mumcu Araştırma Vakfı - 1. Basım).Kitabı okudu
"Neden mi hızlı yaşarlar? Çünkü bu memlekette ancak bin kişide bir kişi yaşar, geri kalanı yaşamaz, ama yaşadığını sanır. İşte o bir kişi, yaşamayan bin kişinin yerine de yaşadığı için bin kişilik birden yaşar; yani çok hızlı..."
Sayfa 44 - Altıncı MektupKitabı okudu
— Hemşeriler, dedim, bir memleketin kalkınması, kadınlarının yükselmesine bağlıdır. Kadınların uyanması için, kız çocuklarının okutulması gereklidir. Ne dersiniz hemşeriler?
Sayfa 401Kitabı okudu
Önemli olan, insanın vicdanını susturması için bir gerekçe uydurması, sonra da uydurduğu gerekçeye kendisinin de inanmasıydı.
sözüm meclisten dışarı diyoruz genelde
Bizde söz ve yazının doğrudan bişey demek için değil, erbabına malum olacak şekilde anlamın üstünü örtmekte kullanıldığını çok iyi biliyor halk.
Sayfa 12Kitabı okudu
Sonsöz &
Bunlar yaşadığım bunca acıdan bir küçük demettir. O günleri yaşarken, hiç umutsuzluğa kapılmadan, kendime büyük güvenle yarınlara baktım. Bugün için ve bugünün koşullarında 10 ay hapis ve 4 ay sürgün yaşamı önemli sayılmayabilir. Ama benim o zamanki koşullarda, cebimdeki son 25 kuruşla, Bursa’da kimsenin selam bile vermediği, hiçbir yerde iş bulamayan bir adam olarak geçirdiğim sürgün yaşamı, şimdi düşünüyorum da, bana dayanılması zor değil, olanaksızmış gibi geliyor.
Sayfa 196 - NESİN YAYINEVİKitabı okudu
"Önemli olan, insanın vicdanını susturması için bir gerekçe uydurması, sonra da uydurduğu gerekçeye kendisinin de inanmasıydı."
Sayfa 129 - Adam Yayınları 1989Kitabı okudu
Memurluk hayatımda çok denedim, bir memur ne kadar çok çalışırsa, ona o kadar iş yüklenir. O zavallı da işlerin altından kalkayım diye habire çalışır, çalıştıkça habire zavallıya iş verirler. Ne kadar çalışmaz, dalgacı olursa, bunun aklı bişeye ermiyor diye kimse iş vermez. Üstelik, çok iş yapıyor diye üstüne çok iş yükletilen memur, elbette bu kadar çok iş arasında bikaç da yanlış yapar. Buyüzden azarlanır, paylanır; ne kadar çalışırsa, yanlış yapma ihtimali de o kadar artar, o kadar da horlanır. Hiçbir iş yapmayan memurun, hiçbir yanlış da yapmayacağı için başı hiç belaya girmez.
Sayfa 37
