Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Saat 03.35 koca bir ağrı ve davul gibi şiş bir damak. Evde benden başka sadece bir şey olsa çok da yardıma koşmayacak biri var. Bir de kedim o da zaten :) bugün dişcideydim benim için acı ama okuyanlar için aman disci mi abartma denilecek durum için. Stresli bir dönemden mi geçiyorsun dedi. Stres bir dönem ve içinden mi geçiliyor ben onu genel
Anlaşılmak mı?
anlaşılmak mı? çölde su aramak gibi bir şey bu Zehk... ki ben çok uzun süre susuz kaldım. tam kabullendim susuzluğa, buldum. doya doya içtim, yılların yokluğu geçip gitti.
Reklam
Gerçek hayattan esinlenmiş etkileyici bir öykü…
Annem, evi, babamı ve bizi terk ettiğinde ben altı yaşında, abim sekiz yaşındaydı. Annemin babamı terk etmesini o yaşta bile anlamıştım da, bizi terk etmesini anlamamıştım. Anne çocuklarını terk eder miydi? Babam, annemi döverdi. Babam beni, abimi döverdi. Ben o yaşlarda babalar döver diye biliyordum. Babalar döver… Anneler olmayınca, evlerin
Lisedeydim, bir dahaki sene üniversite sınavına gireceğiz. Tatili yazlıkta geçiriyoruz. Yazlık dediğim babam bir sahil sitesinin küçücük dairesini tutmuş orada geçiriyoruz yazı. Tabi sitenin yerlilerine göre marabayız. Oradaki sözde arkadaşlardan biri benimle yalnız konuşmak istediğini söyleyip bir köşeye çekti. Bana gelecek korkusu olduğunu, ya üniversiteyi kazanamazsa ne olacağını sordu. Kendimce onun iyi bir lisede okuduğunu, mutlaka başaracağını ve daha önemlisi iyi bir kariyeri olacağına inandığımı söyledim. O zamanlar saf zamanlarımız. Sonradan anladım ki benim gittiğim meslek lisesini "keko" buldukları için üniversiteyi kazanamayacağımı, kazansam bile onların kolej eğitimi ile "planlanmış" kariyerlerinin benimkinden iyi olacağını düşünen bir grup beni tiye almak için oyun yapmışlar. Sonra ne mi oldu? Merak etmeyin "bir zamanlar fakir ama gururlu çocuk" hikayesi olmadı. Ben İTÜ mimarlığı kazandım. Onlar da iyi yerleri kazandılar. Mimarlık yapmadım. Mimarlık yapmayıp seçtiğim işi de 25 yıl sonra bırakıp yazmaya başladım. O arkadaşlarım "planlanmış" kariyer çizgilerinden çıkmadılar. Ne de olsa böyle planlanmıştı... Ne kadar göreli olsa da şimdi onlar da iyi bir standartta yaşıyor ben de. Onları bilemem ama ben özgür olmayı seviyorum. İstemediğim ya da bana iyi gelmeyen şeyleri yapmama seçeneğim olmasını seviyorum. Bu beni mutlu ediyor. Kendi istediğim işi yapıyorum. Kendi istediğim eşle evlendim. Çocuğumuzu kendimiz büyüttük. Maddiyata hiç girmedim. Çünkü paranın iyi hissetmekle o zaman da ilgisi yoktu şimdi de... 😉
15. Yûsuf'u götürüp kuyunun dibine bırakmaya karar verdikleri zaman biz de ona, "Andolsun, (senin Yûsuf olduğunun) farkında değillerken onların bu işlerini sen kendilerine haber vereceksin" diye vahyettik. 16. (Yûsuf'u kuyuya bırakıp) akşamleyin ağlayarak babalarına geldiler. 17. "Ey babamız! Biz yarışa girmiştik.
Rainer Maria Rilke
Birinci Ağıt Kim duyar, ses etsem, beni melekler katından? Onlardan biri beni ansızın bassa bile bağrına, yiterim onun daha güçlü varlığında ben. Güzellik güç dayandığımız Ürkü'nün başlangıcından özge nedir ki; ona bizim böylesine tapınmamız, sessizce hor görüp bizi yok etmediğinden. Her melek ürkünçtür. Kendimi tutar bu yüzden, yutkunurum.
Reklam
anlaşılmak mı? çölde su aramak gibi bir şey bu Zehk... ki ben çok uzun süre susuz kaldım. tam kabullendim susuzluğa, buldum. doya doya içtim, yılların yokluğu geçip gitti.
anlaşılmak mı? çölde su aramak gibi bir şey bu Zehk... ki ben çok uzun süre susuz kaldım. tam kabullendim susuzluğa, buldum. doya doya içtim, yılların yokluğu geçip gitti.
Siz olsaydınız ne yapardınız?
Kendisini karşılayan sekretere; Nazif Beyle görüşmek istediğini söyledi. Bunun üzerine sekreter birden ciddileşti: 'Nazif Bey mi?'dedi. 'Evet, Nazif Bey!' diye cevap alınca, hüzünlü bir ses tonuyla 'Nazif Bey sizlere ömür efendim, onu kaybedeli dört yıl oldu.' dedi. Hiç beklemediği bu haberle bir acı saplandı
Seni Kovuyorum SOYTARI (Öykü)
Treatland'da o gün de her şey bir önceki gün gibiydi... Tek bir şey dışında. Soytarı sabaha kadar uyuyamamış yatağında bir o yana bir buyana dönüp durmuştu. Sabahın yaklaştığını haber veren horozların ötüşüne ilk kez bu kadar çok sinirlenmişti. Nedendir bilinmez çocukluğundan bu yana pek de haz etmezdi horozlardan ve horozları anımsatan
Reklam
Yetim Kasidesi - Hafız Mahmud Hataylı
youtube.com/watch?v=25TIsPJ... Resûl-i Ekrem efendimiz bir bayram sabâhı bayram namazını kıldırdıkdan sonra mescidden dışarı çıktı. Bakdı ki bütün çocuklar bayram yapıyor, oynaşıyorlar. Yalnız bir çocuk kenarda boynu bükük oturmuş ağlıyor. Resûl-i Ekrem Efendimiz pek rakîk oldukları için çocuğun ağladığını görünce hemen onun yanına
İnsan eşref-i mahlûkattır derdi babam bu sözün sözler içinde bir yeri vardı ama bir eylül günü bilek damarlarımı kestiğim zaman bu söz asıl anlamını kavradı geçti çıvgınların, çıbanların, reklamların arasından geçti tarih denilen tamahkâr tüccarı kararmış rakamların yarıklarından sızarak bu söz yüreğime kadar alçaldı damar kesildi, kandır
624 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.