Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kadim Anadolu Uygarlığının Merhamet ve İnsan Sevgisi Üzerine
" Adım Züleyha. Boluluyum, fakir bir ailenin kızı olarak zor şartlarda okudum öğretmen oldum. İlk tayinim Malatya Pütürge'ye çıktı. Üç yıl dağ köyünde görev yaptım. Beni hayatımda görmediğim ve göremeyeceğim ilgi, alaka ve şefkatle bağırlarına bastılar. Okulun küçük bir tek odalı lojmanına yerleştim ama bir gün bile orada yatmadım. Köyün
Siz hiç babanızı öldürdünüz mü? Ben öldürdüm. Her gece ağlaya ağlaya, Farklı senaryolar eşliğinde öldürdüm babamı. Ağladım, öldürdüm, daha çok ağladım, Daha çok öldürdüm. Ağladıkça hafifledim... Babam öldü, ben tüy gibi hissettim.
Reklam
Tamirci Çırağı
On yedi yaşında hayalleri ve umutları elinden alınan bir çocuktum. Mutsuzdum. "Mutsuzluğumun sebebi ne olabilir?" diye sürekli düşünüyordum. Liseye başladığım yıl, birçok Türk babasının oğullarını okula motive etme amaçlı söylediği, "Okumazsan seni sanayiye veririm" sözünü babam da beni motive etmek amacıyla söylemişti. Genelde
İnsanlık
Mayıs Ayı Hikaye Etkinliği (Kaç nolu resim olduğunu ön yargıya kapılmadan okumanız için en sona bıraktım.) (Mümkünse şu müzik eşliğinde okuyun. youtu.be/A3CK21RhynY )
.....İsimsiz....3
Üç fidan daha soldu,üç ay parçası genç. Özgür Kudüs uğruna feda ettiler kendinilerini. Peygamber Efendimize(sav.)komşu oldular. Allah'ın huzuruna vardılar. O nurlu yüce makama kavuştular.  "Recep,Mahmut,Kasım. Üç dostumuz komşu oldu Resullullah'a, Hamza." Bu kadar kolay mıydı bunu söylemek? Üç şehit...Üç aile...Nice çocuklar babasız
İsimsiz.
E-book olarak okumak İsterseniz. drive.google.com/file/d/1upa9t7o... Her son yeni bir başlangıca gebedir. Bitmek; kimine göre bir son, başkasına göre yeniden doğuştur. Her şeyin sonu olduğu gibi bununda bir sonu vardır. Geç olsa da öğrendim artık. Şimdi baktığımda geride ne bırakabiliyorum ve siz
Reklam
Şaka bi yana da bu 99 depreminden sonra doğan çocukların bi kucak sakalı var. Oysa ben gecenin bi yarısı odamın kapı kolunu yakalamak için ömrümün en uzun mücadelesini vermiştim, koridorda abimle çarpışıp evin yakınına uçak düştüğüne hükmetmiştik, evin önüne çıktığımızda komşumuz Mehmet Amca çizgili pijamalarıyla bize çarpıp deprem oldu Hümeyra Ablanlara bakmaya gidiyorum demişti. Annemle babam memeleketteydi hatlar kesildiği için ulaşamamış birbirimize sarılıp ağlamıştık. Saatler sonra bizim evde bulunan radyolu ışıldağı korka korka abim almış tüm mahalle başına toplanıp yalnız bizim şehir mi yoksa tüm ülke ya da dünya mı bu halde diye merak edip radyodan haber dinlemiştik. Saçı başı dağınık geceliklerle bana sarılıp ağlama diyen kadının komşumuz çarşaflı Ayfer Abla olduğunu çok sonra öğrenmiştim. Deprem nedir gerçekten öğrendiğimiz yıldı. "Ülkemiz deprem ülkesi ama İstanbul'a kar yağmayınca Türkiye'ye kış gelmiyor" diyen Ahmet Mete Işıkara'yı babamızdan çok dinler hale gelmiştik. Yahu geçen hafta en fazla geçen ay gibi tüm bunlar zaman ne çabuk geçiyor ne hızlı akıyor. 17 Ağustos depreminde hayatını kaybedenleri rahmetle anıyorum.
Yediveren Turizm'in sayın yolcuları, KT1000 sayılı otobüsümüz, 66. Peron'dan kalkışa hazırdır. Anons da yapıldı. 6 aylık özlem sona eriyor. 4 yıl üniversite hayatından sonra mezun olup memleketime dönüyorum. İlk defa yolculuk sırasında yalnız olmayacağım, yanımda Kore'li bir arkadaşımı da beraber götürüyorum. Onunla staj yaptığım yerde
Hüzün Hep En Öndedir.
Bu iletim
Li-3
Li-3
sevgili Yasin'e ithaftır. Benim nenem yüz küsur sene yaşadı. Elimizde bir belge yok ama. Fakat iyi parmak hesabı yaparız. Sultan Reşat der. Parmaklarımızı sayarız. Atatürk yeni padişah olduydu der, parmaklarımızı. Maşallahı vardı nenemin. Eceliyle kaybettiği üç evladını toprağa verdi. Yaşlanıp
624 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.