Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Beria
Sevdiğim bir kalbe Nasıl veda edebilirim bilmiyorum Beria Gidiyorum bir yerlere Oturuyorum küçük bir esnaf kahvesine Bir çay söylüyorum(demli) Bilirsin Beria her zaman demli çay içerim En koyusundan, katran gibi derler ya
Gibi Gibi
Birazdan bir kadın gelip karşımdaki sandalyeye oturacak ve ben ona aşık olacağım. Daha önce hiç görmediğim, adını bile bilmediğim bir kadına hem de. Kadını tanımıyorum ama kendimi tanıyorum çünkü. Hayatım boyunca hep böyle oldu. Okulda, mahallede ve meslek hayatımda tanıdığım her kadına aşık oldum ben. Hep sevdim, sevildiğimi hiç bilmiyorum.
Reklam
Kadıköy - Haziran Ayı Hikaye Yazma Etkinliği
Kendinizden bir şeyler bulacağınızı düşündüğüm ilk hikayem ile sizlerleyim.. "Kadıköy" ...Modaya doğru yürümeye başladım… Kafamı gökyüzüne doğru kaldırdığımda, kapkara bulutlarla göz göze geldim, yağmur damlaları yavaş yavaş suratıma doğru damlıyorken bir anda nefesimi tuttum ve gözlerimi kapattım, o anda ne düşündüm tam olarak
Öylesine
İnşallah ileride çocuklarım olursa hususi olarak Kızıldağ Yaylasına götürüp gezdirmeyi çok istiyorum. Çünkü benim tüm çocukluğum neredeyse orda geçti. Kışın sokağa çıkamazdık, biz küçükken hala mahallede PKKlılar istediği gibi eylem yapabiliyordu. Biz de yazın yaylaya çıkar bastırılmış çocukluğumuzu orda yaşardık. Festival günlerinde su satardım,
Ben ki;
Akşam yalnız kalınca, hep seni hatırlarım.. Çıkarım gece vakti, bahçeliyi turlarim.. Adın bir şarkı gibi hep dilime dolanır.. Söyledikce söylerim, sessizce fısıldarım.. Sen ki gittin gideli gülmedi bir kez yüzüm.. Hani gitmem demiştin, söz dedin iki gözüm.. Kaderin cilvesi mi? Hep bı içim huzursuz.. Bak yine sabah ettik, yine kaldık uykusuz..
Raskov.
Raskov.
İlk öykü denemem :) Yorumlarınız değerlidir benim için
TURUNCU Soğuk bir kış gecesiydi. Doğa; yeni yılı beklemiş gibi biriktirdiği en sert ve soğuk rüzgarını üzerimize fırlatıyor, dişlerimizin gıcırdamasına yetecek kadar donuk bir hava dağıtıyordu. Rüzgarın uğuldayışı boşlukta süzülüp aceleyle yüzümü yalayarak geçiyor ve sırasını sonraki hava akımına bırakıyordu. Oldum olası bu sert ve kuru havadan
Reklam
Kısa Bir Hikaye / Sevdiklerime Ithafen
Uzunca boylu zayıf bir çocuk. Elinde kemik saplı çakısıyla fındığın dibine çökmüş, fındığın piçlerini özene özene kesiyor, kestiği dalların hepsinin aynı kalınlıkta ve düzgün olmasına dikkat ediyor, kestiklerini de güzelce yanına istifliyordu. Döndü kestiği dallara baktı. Bu kadar yeter mi acaba, diye düşündü. Birkaç tane daha kesti. Çakısını
Takılıp Gidesi Varmış Bir Yalanın Peşine...:)))
Sanırım 8 – 9 yaşlarımdayım, karşı komşumuz vardı şen şakrak 3 çocuklu Emel teyze. Sık sık gelir giderdi bize, Kocası Emin amcayı ise arada sırada görürdüm. Gerçi sadece ben değil karısı dahil herkes arada sırada görüyor. Adam sağda solda, rastlayana aşk olsun … Bir sabah erkenden çocukları ile birlikte geldi Emel teyze. Hırpalanmış yüzü gözü
Bilemiyorum, sen bilirsin...
Seni nasıl yürüdü saatler, bir gece vakti... Gözüm uzaklara istemez bakmayı, yakını görmez zaten. Göz görmez olmuş, akıl ermez, tüm cevherlerini dökmüşsün altında kalmayana ne demeli.
Yaşam
Öldüğümüzde ne olacağız abla? Bakışlarımı dalgınlığımdan kurtarıp sordum, Anlamadım ayşe? Öldüğümüzde diyorum.. Ne olacağız? Hüzün dolu bir merakla başını hafifçe kırıp sorduğu bu soru, ben de aynı yanıtsızlığı barındırsada onun zihnindeki soruları dik tutabilmek amacıyla, derin bir nefesle cevapladım.. Meslek gibi oldu sorun.. Terfiside
366 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.