“...Ey Rabbimiz!
Unutur ya da yanılırsak bizi sorumlu tutma!
Ey Rabbimiz!
Bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme.
Ey Rabbimiz!
Bize gücümüzün yetmediği şeyleri yükleme...”
(Bakara, 2/286)
Diyanet Takvimi Ön Yüz:
“...Ey Rabbimiz! Unutur ya da yanılırsak bizi sorumlu tutma! Ey Rabbimiz! Bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme. Ey Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği şeyleri yükleme...” (Bakara, 2/286)
De ki: Andolsun, bu Kur’an’ın bir benzerini ortaya koymak üzere ins ü cin bir araya gelseler, birbirlerine destek de olsalar, onun benzerini ortaya getiremezler. (İsrâ, 17/88)
Diyanet Takvimi Arka Yüz:
KUR’AN-I KERİM’İN BELAGAT MUCİZESİ
İslam öncesi Araplarda şairler önemli bir sosyal statüye sahipti. Şairler yılın belli zamanlarında bir araya gelir, kalabalıkların önünde şiirlerini okur ve yarışırlardı. Arap edebiyatının başköşesinde şair otururdu. Kur’an’ın indiril- mesinden itibaren, şiirin önemli şehri Mekke’de insanlar art arda şaşkınlık dalgası yaşadılar. Mekkeliler ümmî bir adamın söylemesine imkân olmayan bu sözler karşısında ne yapacaklarını bilemiyorlardı. Hayret içindeydiler çünkü Hz. Muhammed’in (sas) söylediği sözler sıradan şeylere benzemiyordu! Devrin mevcut şiir ve nesirlerinden çok ötede, harika bir dizayn ve üsluba sahipti. Kur’an Arap dili ve üslubuyla konuşuyor, muhataplarının anlaması için hükümlerini sadelik içinde izah ediyor, itiraz edeceklerin itirazlarını daha başından çürütüyor, kâinattan misaller veriyor, insan psikolojisine dair çarpıcı tespitlerde bulunuyor ama daha da ilginç olanı, bütün bunları o güne kadar görülmemiş bir ifade sanatı ve belagat kudretiyle gerçekleştiriyordu.
T.C. Cumhurbaşkanlığı Diyanet İşleri Başkanlığı
Bakara: İnek, sığır demektir. Sure adını 67-71. Ayetlerde geçen “Bakara” kelimesinden alır. Bu ayetler bir sığır boğazlamaları emredilen Yahudilerin bu emir karşısındaki tutumlarını konu almaktadır. 286 âyetten oluşan sure, Kur’an’ın en uzun suresidir. Nüzul sırasına göre ise 92. Suredir.
İçinde Âyetel- Kürsi bulunduğu için bu sure “Sûretü’l Kürsi” diye de anılır. İçerdiği hükümlerin çokluğu sebebiyle “Füstâtü’l Kur’an” adı da verilmiştir. Surenin biri “senâm” (zirve), diğeri “zehrâ” (parlak, beyaz, nurlu) olmak üzere iki de lakabı vardır. Âli İmran ile bu iki sureye “Zehravân” denilmiştir. Bakara, Hicretten sonra Medine döneminde ilk nâzil olan suredir. Ancak sûrenin 281. Ayeti Veda haccında Mekke’de inmiştir. 282. ayet Mudayene ayetidir. Borçtan bahseder.
Allah kimseye (ibadet ve itaatte gücünün yettiğinin dışında (üstünde) teklifte bulunmaz (herkesin) kazandığı (İyilik) kendi yararına;" yaptığı (kötülükler) de kendi zararınadır. "Ey Rabbimiz! Unutur veya (kasıtsız) hata edersek, bizi (ondan) sorguya çekme! Ey Rabbimiz! Bizden önceki (itaatsiz ümmet) lere yüklediğin gibi, bize (zor/helak edici) bir yük yükleme! Ey Rabbimiz! Gücümüzün yetmediği şeyleri de bize taşıtma! Bizi affet, bizi bağışla, bizi esirge! Sen Mevlâmızsın; küfre sapan, seni tanımayanlara karşı bize yardım et/zafer ihsan eyle."***
Bakara Suresi 286.Ayet
"Ey Rabbimiz! Unutur, ya da yanılırsak bizi sorumlu tutma! Ey Rabbimiz! Bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme. Ey Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği şeyleri yükleme! Bizi affet, bizi bağışla, bize acı! Sen bizim Mevlâmızsın. Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et."
Mealli Kur'an
Bakara 286.ayet
3.cüz
Ebû Hureyre anlatıyor: "Göklerde ve yerde olan her şey Allah'ındır. Ey insanlar! Siz içinizdeki şeyleri açığa vursanız da, gizleseniz de, Allah sizi onlardan dolayı hesaba çeker. Sonra dilediğini affeder, dilediğini azaba uğratır. Doğrusu, Allah her şeye kâdirdir."(Bakara, 2/284) âyeti nazil olduğu zaman, bu âyet Ashâb-ı