Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Denizden esen serin rüzgar Limana uğrayan gemiler Yelkenlerini tamir eden balıkçılar Karaya ayak basan turistler Ve bendeniz aşkına kürek çeken denizci [Bu şiirimde bir isim gizli :)]
Yarına uyanmak mı ömür törpüsü Boğazımızda zift duman ve kandır bitki örtüsü Öyle zikzaglar çizerеk yürümüşüz ki Bizi ebabil sanmış balıkçılar Galata Köprüsü
Reklam
Akdeniz yaraşıyor sana Yıldızlar terler ya sen de terliyorsun Aynı ıslak pırıltı burun kanatlarında Hiç dinmiyor motorların gürültüsü Köpekler havlıyor uzaktan Demin bir çocuk ağladı Fatmanım cumbadan çarşaf silkiyor yine Ali dumdum anasına sövüyor saatlerdir Denizi tokmaklıyor balıkçılar Bu sesler işte sessizliğini büyüten toprak O sesinin sardunyalar gibi konuşkan sessizliği.
... Yağmurlu havada sahilde yürümeyi sevmeye başladım. Sakin olmasının yanında mangal kokusunun olmaması da var tabi. Denizin kıymetini bilenler geliyor bu havada. Yağmura rağmen spor yapanlar, balıkçılar, bide aşıklar. Pendik, Maltepe derken tüm İstanbul sahilleri koşmuş olacağım bu gidişle. Kartal'da Atalar'dan Yunus'a koştum bugün daha doğrusu yürüdüm. Daha önce ters istikamette Maltepe'ye doğru yürümüş güzel bir hikaye çıkmıştı ortaya. Bugünde beklentim olmadan başladım yürümeye. Önce Adalar'ın tepelerinde birikiden bulutlar dikkatimi çekti. Başı dumanlı Adalar diyesim geldi bu görüntüye. Daha önceki yazıma konu olan kayıklar denizdeydi bu sefer. ...
Terziler Geldiler
Terziler geldiler. Kırılmış büyük şeylere benzeyen şeylerle daha çok koyu renklere ve daha çok ilişkilere Bir kenti korkutan ve utandıran şeylerle. Kumaşlar bulundu ve uyuyan kediler okşandı. Sonra sonsuz çalgısı sevinçsizliğin. Çay içmeye gidenler vardı akşamüstü, parklara gidenler de Duruma uymak kısaltıyordu günlerini artamayan eksilmeyen bir
Kelime yorgun Gece soldu çan Çan ve çayır Suçsuz çocuklara koridor Yapraklar balık pulu Balıkçılar pul pul Yalnızca bakışlarını kırpıyorlar Dokununca Çatılarda kirişlerde serin dubalarda Artık göze bakmak oyunu yok
Cahit Zarifoğlu
Cahit Zarifoğlu
Reklam
Seni Düşünüyorum (Kendimden)
Seni düşünüyorum ! Kızıl bir akşam üstü İstanbul'da Martıların çığlıklarını dinliyorum Elinde şemsiye ile dolaşan insanlar oluyor, Sahil kenarında patika yollarda yürürler hep... Bir yerlerden bir yerlere adımlarlar zamanı. Telaşlı balıkçıların balık tekneleri Denizden yüksek sesli gemi düdükleri, Simitçiler, balıkçılar yaşam telaşı, Karmaşa içinde İstanbul, aklım gibi Sensizlik içinde İstanbul, kalbim gibi Seni düşünüyorum ! Günün her anında, yelkovan sen sen diye ilerliyor. Sensiz geçen anımı kayıp sayıyorum. Ambulans bekleyen yararlı gibiyim. Adım atacak halim kalmamış, Güzel şehir İstanbul memnun değil Taksiler artık daha bir renksiz Solgun yüzlü bütün dolmuşlarda yolcular. İstanbul sensiz bana küskün. Ben sensiz kendime dargın. Ey adını İstanbul gibi sevdiğim. Ses ver ! Sesine muhtaç yüreğim...
HAKAN US
HAKAN US
Akdeniz yaraşıyor sana Yıldızlar terler ya sen de terliyorsun Aynı ıslak pırıltı burun kanatlarında Hiç dinmiyor motorların gürültüsü Köpekler havlıyor uzaktan Demin çocuk ağladı Fatmanım cumbadan çarşaf silkiyor yine Ali dumdum anasına sövüyor saatlerdir Denizi tokmaklıyor balıkçılar Bu sesler işte sessizliğini büyüten toprak O sesinin sardunyalar gibi konuşkan sessizliği
Can Yücel
Can Yücel
adı çok duyulmuş bir ozan değildi Tonyalı balıkçılar arasında -onlar ki her türlü balığı tutarlardı denizden- ama iyi bir ozandı bütün söylentilerin tersine denizde de olabilirdi sandalla uzun geçmişli denizle gün batımında var olan ve gün doğumunda da
Turgut Uyar
Turgut Uyar
Meç
… kelime yorgun gece soldu çan çan ve çayır suçsuz çocuklara koridor yapraklar balık pulu balıkçılar pul pul yalnızca bakışlarını kırpıyorlar dokununca çatılarda kirişlerde serin dubalarda artık göze bakmak oyunu yok
Cahit Zarifoğlu
Cahit Zarifoğlu
Reklam
Eski şehirler...
Geçmişi olan ve halen barındırdığı tarihi binalarıyla köklerine tutunabilen şehirleri bir başka seviyorum... Böyle şehirlerde dolaşırken gecmişe yolculuk yaptığımı, o eski mekânlarda kimlerin yaşadığını, nice ölmem zannedenlerin devirlerini tamamlayıp göçtüklerini ve bu dünyadan gelip geçtiğimizi düşünür, beni hizaya getiren bir hüznün içine dalarım; uslandırır beni böyle şehirler... Silivri de bu şehirlerden birisidir... İşte Yoğurthane Binaları... Devrinin fabrikaları yani... İşte öz dokusunu koruyan PTT Binası... İşte Kısa Köprü... Kimler geldi, kimler geçti üzerinden... Bir Kerkük türküsü der ya hani; "geçti benden geçti benden, mertlere yol oldum, namertler de geçti benden...' Ve işte geçmişten bugüne Tarihi Balıkçılar... Demem o ki; katletmeyin şu tarihi yapıları, yok etmeyin geçmişi, silmeyin hafızalarımızı, öldürmeyin her biri hayat dersi veren bilge şehirleri...
Hayri Varol
Hayri Varol
331 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.