Kocasini sevmeyen bir #kadın -in, kocasinin savasa gitmesiyle baslayan #yaşakaşk denklemi.. kitabi okudugumda #30yaşsendromu bu olsa gerek dedim. #honoredebalzac , #otuzundakadın romaninda, dönemin fransasi’nin toplumsal yapisini, hayat tarzini ve #kadınerkekilişkikeri -ni; Julie’nin hayatindan hareketle ilk aşk, mutsuz bir evlilik, annelik, yasak asklar, sevgisiz büyüyen cocuklar, ask, nefret ve intikam ile örülü bir kadinin hikayesi isiginda anlatmistir. #balzac bu #kitap ile; bir kadin ve onun etrafindaki erkeklerin davranislari, olaylara karsi verdikleri tepkileri irdelemek acisindan bu romaninda hayattan kesitler paylasmis. Bu romanda #birkadınınduyguları ve istekleri konusundaki aciklamalar ile sasirtiyor. 30 yasindaki kadinlarla ilgili tespitlerine sasiracaksiniz. Sasiracaginiz bir diger konu ise; beklentilerinizin bosa cikmasi olacak. Karakterler sizi beklentiye sokacak sekilde anlatilirken, tam karakterle ilgili bir gelisme beklerken; karakter cikip (ölüp) gidiyor. Bir erkek olarak kadinlara karsi olan korkum artti. Kadinlar gerekten cok tehlikeli olabiliyorlar.
Otuzunda KadınHonore de Balzac · Oda Yayınları · 20102,139 okunma
Romantizm'in en güçlü yazarlarından biri olan Fransız yazar, bu romanında bir gönül ilişkisinin insan hayatında kapanmaz yaralara neden olabileceğini, ayrılık ve kavuşmalarına güçlenen bir aşkın insanları değişik boyutlara sürüklediğini anlatmaktadır. .
Kitabın konusundan bahsedip de büyüsünü bozmak istemiyorum. Ama aşkın zaman ve mekan tanımadığını, mutluluktan hüzne dönüştüğünü ve aşkın gerçek gücünü bu romanı okuduğunuzda daha iyi anlayacaksınız.
Bu kitapta Henriette'nin Felix'e yazdığı ilk mektup beni çok etkiledi. Balzac'ın tüm eserleri muhteşem zaten.. Okumadıysanız okuyun arkadaşlar. Tavsiye ederim.
.
Vadideki ZambakHonore de Balzac · İskele Yayıncılık · 201842,5bin okunma
Benim için Balzac'ın taşra romanları her zaman Paris romanlarından daha çekici olmuştur.
Bu sefer küçük bir kent olan Nemours'tayız.
İyi bir hikâye anlatıcılığının sırrının çatışma noktalarının nasıl oluşturulduğuyla doğru orantılı olduğunu düşünmüşümdür hep. Bir çatışmanın hikâye başlangıcında tohumları atılır ve hikâyenin sonlarına kadar bu çatışma ölçülü düzeylerde artırılır; hikâyenin son bölümlerine girilince bu gerilim ayyuka çıkar. Benzetme yerindeyse zirveye çıkan çatışma noktaları, satrançtaki oyun sonuna benzer: Şahın durumu belirsiz değildir, ya güvendedir ya da değildir. Hikâye son noktaya kadar kaçış ihtimallerini barındırır; ama artık son oyunda her şey net bir kesinliğe varmak zorundadır.
Balzac'ın bu romanında Yaşlı Minoret, uzak akrabalarından birinin kızı olan Ursule'yi evlat edinir. Bu durum yaşlı doktorun mirasçılarını telaşa düşürür, "eteklerini tutuşturur." Gel gör ki dönemin Fransız yasaları da Ursule'yı değil, mirasçılarını sevindirecek biçimdedir. Yaşlı Minoret, evlatlığına mirasını bırakmak için farklı bir yol izlemek zorundadır.
İnsanların para hırsıyla gözü dönmüşlüğünün destansı bir anlatımıdır Ursule Miroquet. Üstelik romanda alışık olduğumuz Balzac üslubuna aykırı, fantastik kaçan unsurları da sizi eminim şaşırtacaktır. Son yüz sayfasını okumadan yerimden kalkamadım, desem yeridir.
Ursula MirouetHonore de Balzac · Diogenes Verlag · 1977176 okunma
Honore de Balzac'ın dünya klasiklerine girmiş efsanevi kitabı Vadideki Zambak. Kitabı okumamış , daha önce birkaç yerden duyan insanların tabiri ile acılarla dolu bir aşk kitabıdır. Balzac'ın çok değer verdiği bir eseri bu günlerde okuyabilmek çok büyük bir sevinçti.
Ana karakterimiz Felix'in eğitimi için gittiği
Fransız ədəbiyyatının öndə gələn adlarından Honore de Balzac Fransanın kasıb kəndli ailələrindən birində dünyaya gəlmişdir. Fransadakı siyası mühitin dəyişməsi ilə ailəsiylə birgə Parisə köçmüş, burada hüquq sahəsində təhsil almağa başlamışdır. Lakin təhsil müddətində əsas diqqətini müxtəlif bədii kitabları oxumağa, təhlil etməyə yönəltmiş,
AYDINLANMANIN ROMANI
"Genç Werther'in Acıları" Üzerine Birkaç Düşünce
Goethe, 28 Ağustos 1999 günü 250 yaşında olurken, onun dünya çapındaki erken ününün ilk temel taşı olan "Genç Werther'in Acıları" romanının ilk basımının üzerinden de tam 225 yıl geçmiş bulunuyor.
Goethe, romanını 1774 yılının Şubat-Mayıs ayları arasında